Pendikspor karşısında özellikle ilk yarım saatteki oyunuyla “Şampiyonluğun en güçlü adayı” mesajını veren Arca Çorum FK’nın Sivasspor deplasmanında aldığı 1-1’lik beraberlik, skor tabelasına bakıldığında makul, hatta şartlar düşünüldüğünde çok değerli. Çünkü, Sivas deplasmanı; atmosferi, saha şartları ve iç sahadaki istikrarı nedeniyle ligin en zor duraklarından biri. Sivasspor’un kendi sahasında maç kaybetmeyen bir takım kimliğiyle sahaya çıkması, bu maçtan alınacak her puanı kıymetli kılar. Ancak futbol sadece skorla okunmaz. Oyunun içi, verilen ve verilemeyen reaksiyonlar, yapılan bireysel hatalar ve yapısal eksiklikler, bu maçın Çorum FK adına çok daha derin mesajlar taşıdığını gösteriyor.
Sivasspor’un oyun planı netti. 3’lü savunma düzeniyle başlayan, top rakibe geçtiğinde 5’liye dönen, merkezi kapatan ve rakibe alan bırakmayan 5-4-1 düzeninde, disiplinli bir yapı. Bu yapı karşısında pozisyon üretmek kolay olmadı. Nitekim Çorum FK da oyunun büyük bölümünde set hücumunda zorlandı. Bu kilidi açan an ise tamamen bireysel kalite üzerinden geldi. Yusuf Erdoğan’ın bire birde rakibini zorlaması, kontrolsüz gelen Appindangoye’yi hataya sürüklemesi ve penaltıyı “alması”, oyuncu kalitesinin ürünüydü. Bu tür anlar, büyük takımları ayakta tutar. Eze’nin penaltıyı gole çevirmesi ise soğukkanlılığın ve kalite farkının göstergesiydi.
Ancak bu gol, Çorum FK’nın oyunu kontrol altına aldığı anlamına gelmedi. Tam aksine, maçın genel akışında topa sahip olan ama öne oynayamayan, topa sahipken rakibi tehdit edemeyen bir Çorum FK izledik. Asıl problem de burada başlıyor. Çünkü şampiyonluğa oynayan bir takım için “sadece direnmek” yeterli değildir.
Sivasspor’un attığı gole baktığımızda işin rengi daha da netleşiyor. Cumali Sertel’in hatalı kontrolü, o anki baskı koşullarında göğüs kontrolünü tercih etmesi ve devamında gelen orta... Ceza sahasında sayısal olarak Çorum FK’nın üstünlüğü varken, Attamah’ın hava topuna çıkarken yaptığı zamanlama hatası ve kalecinin rahatlıkla çıkarabileceği bir topun ağlarla buluşması… İşte bu gol, tesadüf değil. Bu gol, şampiyonluk hedefi olan bir takımın yememesi gereken golün tanımıydı.
Bunu özellikle vurgulamak gerekiyor: Çorum FK şampiyon olmak istiyorsa, bu tür “basit ama pahalı” golleri yememeli. Çünkü bu goller sadece bir maçtan 2 puan götürmez; sezonun sonunda hedeflerden de uzaklaştırır.
Kadroyu daha geniş perspektiften değerlendirdiğimizde ise tablo daha netleşiyor. Çorum FK’nın kâğıt üzerindeki kadro kalitesi hep konuşuluyor. Ancak kadro kalitesi, sadece ilk 11’deki 3-4 oyuncunun ismiyle ölçülmez. Gerçek kadro kalitesi; alternatifleriyle birlikte, her mevkideki oyuncuların seviyesinin yüksek ve birbirine yakın olmasıdır. Bugün Çorum FK’da bu dengeden bahsedemeyiz. Bazı oyuncuların en basit pasları dahi atamaması, oyunun temposunu düşürüyor ve takımın ileriye oynamasını engelliyor.
Çorum FK’nın son 5 dakikada yakaladığı pozisyonları dışında, 90 dakikanın genelinde Sivasspor daha tehditkâr bir görüntüdeydi. Direkten dönen toplar, pozisyonlar vardı. Her iki takım da 3 puana ulaşabilirdi. Deplasmandan alınan 1 puan elbette kötü değil; fakat şampiyonluğa oynayan bir takımın oyunu bu olmamalı.
Peki şimdi ne yapılmalı? Cevap net: Devre arası transfer dönemi doğru yönetilmezse, bu sezon tamamen şansa kalır. Çorum FK’yı zorlu ama kaçınılmaz bir transfer süreci bekliyor. Bu süreçte sadece “isim” değil, sisteme uyan, fiziksel ve zihinsel olarak hazır, ilk 11’e doğrudan etki edecek oyuncular alınmalı. Kaleci dahil olmak üzere, en az 5-6 net ilk 11 oyuncusu şart. Şahsi kanaatim ise, bu takımın gerçek anlamda yarışın içinde kalabilmesi için 7-8 transfere ihtiyacı olduğu yönünde.
Şu unutulmamalı: Şampiyonluğa oynayan her takım transferi bekliyor. Rakipler de boş durmayacak. Çorum FK’nın eli çabuk, futbol aklı net, planı titiz olmak zorunda. Fırsat transferleri olabilir, ama plansızlık affedilmez.
Sivas gibi zorlu bir deplasmanda alınan 1 puan doğru okunursa, kazançtır. Yanlış okunursa, sezonun kırılma noktası olabilir. Doğru tercih artık sahada olduğu kadar masada yapılmalı.