Bütün bunları neden yazıyorum.

TRT’nin 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan ilham(!) alarak…

AKP'li Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, TRT 60. kuruluş yıl dönümü nedeniyle geçtiğimiz günlerde bir mesaj yayınladı.

Sayın Erdoğan, "Kamu hizmeti yayıncılığının verdiği sorumluluğu da gözeten TRT... Sorumlu, tarafsız, ilkeli habercilik anlayışı..." gibi ifadeler kullanmıştı.

Mesajında "TRT'nin bilgi ve birikimini, sorumlu, tarafsız ve ilkeli habercilik anlayışıyla 60 yıldır vatandaşlara sunduğunu, yayıncılık alanında ulaştığı seviye ile Türk halkını gururlandırdığını" belirten Erdoğan şöyle devam etmişti sözlerine:

"Kamu hizmeti yayıncılığının verdiği sorumluluğu da gözeten TRT, dinamik yapısı ve öncü yayıncılık deneyimiyle ülkemizin değerlerini, tarihini, kültürünü, gücünü ve sesini tüm dünyaya yansıtmaya devam etmektedir.”

Tabii ki sayın Erdoğan’ın kendi görüşüdür, TRT’yi Saray’dan bakarak ancak bu kadar değerlendirebilir.

Ancak halk, yani TRT’yi izlemek zorunda olanlar hiç de aynı fikirde değiller.

Bakın TRT ve bağlı kuruluşlardaki yayınlara.

İktidar yanlısı, AKP taraflısı yayınlar ve sürelerine bakın, bir de, muhalefete ait partilere yönelik yayınları izleyin aradaki farkı anlarsınız.

Hele ana muhalefet partisine uygulanan “doğal ambargo”, buna “saray görüşü” de diyebilirsiniz, o zaman TRT’nin hal-ü pür melali gerçekten ortaya çıkar.

Çünkü TRT her an iktidarın emrinde adeta “kapıkulu” gibi  davranarak taraflı yayınlarıyla eşi emsali görülmemiş örnekler sunmaktadır tüm kanallarda ve yayınlarıyla.

Oysa  takvim yapraklarını geriye doğru çevirirsek, görev yapan eski genel müdürlere bir göz atarsak:

Adnan ÖZTRAK (1964 - 1971) Musa ÖĞÜN (1971 - 1973) İsmail CEM (1974 - 1975) Nevzat Yalçıntaş (1975) Prof. Dr. Şaban Karataş (1976-1977) Dr. Cengiz Taşer (1978-1979) Doğan Kasaroğlu (1979-1981) Macit Akman (1981-1984) Tunca Toskay (1984-1988) Cem Duna (1988-1989) Kerim Aydın Erdem (1989-1993), Tayfun Akgüner (1993-1996), Yücel Yener (1997-2003) genel müdürlük yaptı ve bu 60 yıl içinde tümü (bazı istisnalar hariç) tarafsız yayınlarıyla ve yayıncılıklarıyla  dikkatleri çektiler.

Ne kaybettiler?

Hiçbir şey…

Hala adlarıyla yaşıyorlar.

Hepsi “iz” bıraktı kendi güç, beceri ve ölçüleriyle…

İçlerinden hata yapanlar olmadı mı?

Tabii ki oldu..

Ama hiç biri, 22 yıllık dönemde kayıtsız-şartsız iktidarın “borazancıbaşı”sı olmadı.

Bu bile yeterli bir ölçü değil mi?

Bana, son 22 yıldır TRT’yi yönetenlerden birinin, yani herhangi bir genel müdürün adını söyle diye sorsanız, inanın yanıt veremem.

Bunu da benim cahilliğime (!) bağlayın.

(devam edecek)