Çorum FK, gol kaçırma ve ofsayt rekoru kırdığı maçta, son sıradaki Sivas Belediyespor’u 3-0 gibi net bir skorla yenerek, liderliğini sürdürdü. Sinan’ın uzatma dakikalarında bile bile gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşmesi galibiyetin önüne geçti.

Özellikle son haftalarda daha çok dikkatimi çekmeye başladı. İlk on bire bakınca, Ferhat Yazgan, Murat Yıldırım ve Gökhan Karadeniz gibi bırakın 2.Lig’i, 1.Lig’de bile çoğu takımda olmayan bir orta saha kurgusunun yanı sıra, Hurşit Taşçı gibi bir kanat oyuncusunun varlığına rağmen, üretmekte ve son vuruşlarda sorun yaşanması inanılır gibi değil. Sinan Kurumuş’u söylemiyorum bile. Bu sezon belki gol rekoru kıramayacak ama ofsayt rekorunu şimdiden kırdığı kesin.

Bulunduğu konum ve gücü itibariyle, Sivas Belediye gibi takımlara karşı fişi erken çekemezseniz, başınız ağrıyabilir. Kaç tane net gol pozisyonu kaçtı, sayamadık bile. Ama böyle bir rakibe bile önemli pozisyonlar verildi. Rakibin kendi kalesine attığı ikinci gol olmasa, belki de 1-0 bitecekti maç.

Evet, Çorum FK, isim isim değerlendirilecek olursa, açık ara grubun en kaliteli kadrosuna sahip. Ama, takım olamayınca, en kaliteli malzemelerden yapılmış ancak tadı olmayan yemek misali hep bir şeyler eksik olacak. Sanırım sezon sonuna kadar da bu durum böyle devam edecek.

Tabii, burada her şeye rağmen sonuca gitmek ve kazanmak önemli. Çorum FK da bir şekilde kazanıyor. “Kazanan her zaman haklıdır” diye bir tabir var ya, o yüzden söyleyecek fazla bir şey kalmıyor.

Gelelim, Sinan Kurumuş’un gördüğü sarı karta... Bir defa, sarı kartın bile bile görüldüğü kesin. Adına “talimat aldı” deyin, yok Sinan bağımsız şekilde gördü deyin, ne derseniz deyin. Ama, doğru bulmuyorum. Neymiş, gerginlik olmasın diye Diyarbakır’a götürülmeyecekmiş. Aynı tepki Tahsin Hoca’ya olsaydı, o da mı gitmeyecekti Diyarbakır’a? Yarın da Erzincanspor taraftarı X bir futbolcuyu sosyal medyada hedef alsa, o da mı götürülmeyecek Erzincan’a?

Burada iki önemli konu var. Eğer, yönetim veya hoca, Sinan’a “kart gör” dediyse, bu daha vahim. Bunun strateji ile ilgisi olamaz. Kimse haklılık payından bahsetmesin bana. Yok, eğer Sinan kendi kafasına göre, bile bile kart gördüyse, hemen maçtan sonra kadro dışı bırakır, kulüple ilişiğini keserim. Sezonun belki de en önemli maçına, en önemli golcüden yoksun çıkmanın, savaşa giderken en etkili silahlardan birini götürmemekten bir farkı yok. Şampiyonluk aynı zamanda psikolojik mücadele de gerektirmiyor mu? Yoksa ben mi yanlış biliyorum. Şampiyonluk diye çıkılan bu yol elbette dikenli olacaktır.

Ben, bugüne kadar olaylar nedeniyle sahada hayatını kaybeden bir futbolcu görmedim, duymadım. Bazı değerler şampiyonluktan daha da önemlidir. Eğer bu değerleri dikkate almıyorsanız, zaten kalıcı başarılar elde etmeniz mümkün değildir. Kulüpleri büyük yapan, kazandıkları başarılar kadar, taviz verilmez değerleridir.

Ben, her zaman Fair-Play’dan yanayım. Ancak, gerginlik çıkabilir varsayımına göre, bu gerginlik hangi takıma yarar, iyi analiz etmek lazım. Elbette Çorum FK’ya yarar. Bu yüzden de Sinan’ın sarı kart cezalısı durumuna düşürülmesi bir strateji hatasıdır. Ha, Sinan oynayınca galibiyet garanti mi, tabii ki değil. Mesele oynayıp oynamaması değil, zihniyet yanlış.

Sivas Belediye maçının uzatma dakikalarında, penaltı pozisyonunda faule maruz kalan Eren Aydın’ın penaltıyı kullanma isteği vardı. Sinan’dan “Ben atayım” diye rica etti. Tribünler de Eren atsın istedi ve “Eren, Eren” diye tempo tuttu. Ama Sinan kendi kullanmayı tercih etti. Sinan’ın kararına da saygı duyuyorum ama, burada topu Eren’e verse “kral hareket” olacaktı.