Şaka değil, tam 64 yıldır gazetecilik mesleğinin içindeyim.

Hiçbir gazetecinin, Sözcü TV’de haberler sunan Fatih Portakal adlı kişinin “durumuna düşebileceğini” hayal etmedim ve edemezdim.

Arkadaş meğer yıllardır kendisine “gazeteci” süsü veriyormuş…

En küçük şehrimizde eğitim veren İletişim Fakültelerinden birinde okuyan birinci sınıf öğrencisinin, bu arkadaştan daha iyi mesleğimizi yapacağına, gazeteciliği temsil edebileceğine inanırım.

En azından, yazacağı haberde 5 N 1 K’nın ne olduğunu bilir.

“Narenciye” sınıfından soyadı Portakal olan arkadaş, bunu dahi bilmiyor.

Araştırmadan, haber kaynağı ile konuşmadan kafasından geçeni sallıyor.

Nerede?

Görev yaptığı Sözcü TV kanalında ve haber programında…

Üstelik yerel seçimlerin en gergin, partiler arasındaki mücadelenin en sert geçtiği ortamda…

Bilmeyenlere anımsatayım.

CHP Afyonkarahisar milletvekili Burcu Köksal, aynı zamanda CHP’nin üç grup başkanvekilinden biri,

Yani Genel Başkan Özer’in TBMM’deki temsilcilerinden biri…

Üstelik hukukçu.

Aday olduğu Afyon’da kürsüden Dem Partilileri hedef alıyor ve söylenmemesi gereken cümleyi sarf ediyor.

“Eğer seçimi kazanırsam DEM hariç, tüm partilere belediyemizin kapısı açık olacaktır”

Gafın ötesinde bir cümle…

Bu sözlerin bir şekilde “gereği” yapılır.

CHP’nin yeni lideri araya girer, sözü geri aldıramaz.

CHP İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu kestirme yola girer “Ya sözünü geri alsın, ya da partiyi terk  etsin” mealinde resti çeker.

Buyurun “çok bilinmeyenli” bir kriz daha…

CHP Genel Başkanının ilk sınavında “lastik patlama” vak’ası…

İşte bu haberi Sözcü TV ekranlarından “Mal bulmuş “ gibi diline dolayan Portakal “Bu sözleri söyleyen Burcu Köksal’ın, eski başkan Kılıçdaroğlu’nun ‘yandaş’ı” olduğunu belirtir ve sözlerin eski başkanın “etkisi” ya da “talimatı” ile söylettirildiğini ima eder.

Yani, Kemal bey adına “ahkâm” keser…

Peki telefonla veya bir başka vasıtayla Kemal beyle iletişime geçer mi?

Geçmez.

Yani Kemal beye ulaşmak isterse konuşma şansı var mı?

Var…

Çünkü Kemal bey öyle sayın Erdoğan veya diğer parti liderleri gibi ulaşılamayacak bir kişi değil.

Ben aktif gazeteci iken, SSK Genel Müdürü olan Kemal beye her zaman ve ilk telefonda ulaşabilirdim.

Şu anda dahi ulaşabilirim.

Çünkü gelmiş geçmiş siyasi parti liderlerinden “en çabuk ulaşılan kişi” olarak bilinir Bay Kemal…

(Devamı var..)