Gazeteci- yazar ve siyasetçi Altan Öymen hakkında bugüne kadar tek kelime yazmış değilim…
Oysa biriken ve yazmam gereken o kadar çok anılarım varmış ki meğer onunla ilgili…
Aramızdan ayrılışından hemen sonra film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.
1971’lerde vatani görevimi Yedek subay olarak Söke’de yaptıktan sonra, daha önce çalıştığım Son Havadis Gazetesi’ne, bir daha dönmemek üzere kapıları kapatmıştım.
1972’lerde işsizdim…
O sıralarda sol hareket ve eylemler Türkiye’nin gündemine adeta yapışmış, solcu avı sürüyordu…
Yönetim, solu savunan gazete ve gazeteciler üzerine yürüyor, büyük bir baskı altında tutuyordu solcu gazete ve gazetecileri…
Anka Ajansı’nın kurucusu ve sahibi Altan Öymen, ne demek ise o günlerde “Uçak kaçırmakla” suçlanmış ve ilk duruşmada tutuklanmıştı.
Meslektaşları Altan Öymen’i şöyle bilirlerdi o yıllarda:
“Duydunuz mu, Altan yine uçak kaçırmış..”
Yani küçüklerin Altan ağabeyi, gazeteci meslektaşları arasında gerçekten, zamanında yetişemediği bir çok uçağı kaçırmıştı.
Dönemin iktidarının, Öymen’i “ uçak kaçırmakla” suçlayıp hapse atması tam da Aziz Nesin’lik bir konu idi…
Kardeşi Örsan Öymen’in solcuların önde gelen yöneticileriyle, özellikle sembol isimlerden Deniz Gezmiş ile yaptığı TV röportajları yüzünden tutuklanabileceği söylentisi yayılınca, o da yurt dışına, yani daha önce yaşadığı ve çalıştığı Almanya’ya kaçmıştı.
Rahmetli babaları eğitmen ve eski CHP Parti Müfettişlerinden Hıfzırahman Raşit Öymen, bu tablo karşısında çok üzülmüş olmalı ki, beni Anadolu Kulübüne öğle yemeğine davet etmişti.
Ben, birkaç yıl önce teyzesinin kızı ile evlenerek Öymen’lerin çiçeği burnunda yakınlarından biri olmuştum.
Yani Örsan-Gülden ve Altan kardeşlerin teyzesinin kızıyla evliydim.
Özetle, Hıfzırahman Raşit Öymen ile kayınpederim olan edebiyatçı, Türk Dil Kurumu son başkanı ve Gazi Eğitim Enstitüsü eski Müdürü rahmetli Kemal Demiray ile bacanaklardı.
Davet edildiğim Anadolu Kulübünün restoranına gittim.
Yemeklerimizi beklerken söze başlayan rahmetli baba Öymen:
“-Bizim çocukların başına gelenleri biliyorsun. Haksız yere kötü muamele ile karşı karşıya kaldılar. Senden ricam ortalık sakinleşene kadar acaba Anka Ajansı’na sahip çıkabilir misin?”
Bir baba olarak duygularını ve endişelerini anlıyordum Hıfzırahman Raşit Öymen’in ama, ajansın hizmet verdiği “Günaydın Gazetesi yöneticileri acaba ne düşünürlerdi?” sorusuna yanıt bulamamıştım.
Çünkü, Anka Ajansı Almanya’daki bir radyo ve ajansa servis yaptığı gibi iddialı gazete olan Günaydın’a Ankara’dan haberler üretip teleksle geçiyordu.
Görevi kabul ettim ve ertesi gün Kızılay Çelikkale Sokak’a, yani Anka Bürosuna gittim.
İlk yerleri olan Kızılay Gökdelen’deki (Emek İşhanı) bürosunun kirası yüksek olduğu için buraya taşınmışlardı.
Büroda Adem Yavuz, Gül Önet, Foto muhabiri Zekai Durmuş kadrolu ve Ali Polat gibi bazı stajyer elemanlar görev yapıyorlardı. Önet, gazeteci kökenli değildi ama her yönüyle ajansın en yararlı elemanlarından biriydi.
Aylar sonra Altan Öymen beraat etti ve hapisten çıktı, ardından rahmetli Örsan Öymen, ağabeyinin ajansına döndü.
Henüz bir yılım dolmamıştı ki, bir gün Hürriyet’te çalışan rahmetli Ajlan Akıncı beni telefonla aradı. O zaman Hürriyet’in Ankara Bürosu, daha önceki Emek İşhanından, Milli Müdafaa Caddesi 10 numaraya taşınmıştı. Anka’nın hemen 100 metre yakınına..
Ajlan Akıncı “Bir ara büroya gel, Oktay Ekşi seninle konuşmak istiyor”dedi.
Altan Öymen o sıralarda Almanya’ya gitmiş, ajans için yeni görüşmeler yapıyordu.
Akşam üstü gittim ve oldukça sakin olan büroda, o sırada sadece rahmetli Selma Tükel, Ajlan Akıncı, Foto muhabiri Sökmen Baykara vardı.
Neticede Oktay beyi tanıyordum ama sadece gazeteci olarak. Yeni Gazete’nin temsilcisi iken Hürriyet çatısı altında yeni gelişmeler olmuş, bu kez Hürriyet Ankara’nın başına geçmiş, eski temsilci rahmetli Cüneyt Arcayürek ise sadece yazarlık yapıyordu. Hürriyet’in eski haber müdürü rahmetli Nevzat Ünlü ise İdari Temsilciydi.
Ekşi, hemen söze girdi “Hürriyet Haber ajansı, yani yurt haberleri ünitemizde bir boşluk oldu. Bu masanın sorumlusu olarak bir gazeteci arıyoruz. Sen, hem Ankara haberlerine yardımcı olursun, hem de yurt haberlerine bakar mısın” diye teklifte bulundu.
(devam edecek)