Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını halk olarak coşku ile kutladık. Bütün belediyeleri kutluyorum. Devletin yapması gereken etkinliklerin bir çoğunu onlar yaptı.

Devletin kutlamalara yeteri kadar önem vermediğini düşünüyorum. Devlet kutlamaları son günlere bırakmayarak, bir yıla yaymalıydı. Yıl boyunca cumhuriyetin önemini ve ülkeye kazandırdıklarını anlatan bir yıla yayılan sosyal etkinlikler ve kültürel programlar düzenlemeliydi.

Gazze'de İsrail'in vahşeti hepimizin yüreğini yaralıyor, elbette en ağır şekilde lanetleyeceğiz, fakat bunu bahane ederek devletin radyo ve televizyonunda kutlamaları iptal etmeyeceğiz.

TRT'nin çalgılı çengili müzik programı yapmasını istemiyoruz. Cumhuriyet'in hangi zorluklarla kurulduğunu ve önemini anlatan tarihi programlar düzenleyebilirdi. Seviyeli müzik programları yapabilirdi.

Devlet yüzüncü yılı simgeleyen kalıcı bir logo ve kalıcı güzel bir anıt yapmalı idi. Fransızlar Eyfel Kulesi'ni Fransız Devriminin yüzüncü yıl anıtı olarak yapmışlardır. Biz de böyle bir anıt yapmalı idik.

Cumhuriyet ulusumuz için bir medeniyet projesidir. Aklı ve bilimi rehber alan bir aydınlanma projesidir. Cumhuriyet sayesinde kul iken, vatandaş, ümmet iken, millet olduk. Kadın erkek eşitliği sağlandı. Kayıtlı şartlı egemenlikten, kayıtsız şartsız egemenliğe geçtik. Egemenlik bir zümreden hatta bir insandan alınarak, millete verildi. Cumhuriyet fırsat eşitliği sağladı.

Cumhuriyet'in sağladığı fırsat eşitliği sayesinde; Isparta'nın İslamköy'ünden Süleyman Demirel ve Rize'nin  Güneysu İlçesi Dumankaya Köyü'nden Recep Tayip Erdoğan Başbakan ve Cumhurbaşkanı olma fırsatını, Mardin'in Savur İlçesinde orta halli bir çiftçi çocuğu olan Aziz Sancar Nobel Ödülü kazanma fırsatını elde etmişlerdir.

Yüzüncü yıl kutlamaları ülkemizde birlik ve beraberliğin sağlanması için iyi bir fırsat yaratabilirdi, ne yazık ki bunu değerlendiremedik. Çünkü bu yüzüncü yıl ülkemizin birliği ve beraberli için çok önemli idi. Maalesef bu fırsatı heba ettik.

Hepimiz şunu hiç bir zaman unutmamalıyız ki bu gün sahip olduğumuz makam ve mevkileri Cumhuriyetle birlikte Atatürk ve arkadaşlarına borçluyuz. Bu nedenle bu kahramanları her zaman rahmet, minnet ve şükranla anmalıyız.

Şimdi bizlere düşen cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak sonsuza kadar devamını sağlamaktır.

İnşallah bunu başaracağız.