Üç kör dilenci, cami avlusundaki peykeye tek sıra oturmuşlar

Ve:

“– Allah rızası için, başınızın, gözünüzün sadakası olsun!” diye diye

mendil açıp dilenmeye başlamışlar .

Onları gören bizim  Nasreddin hoca, cebinden  mangır (para) kesesini çıkartarak, sesini de iyice duyacakları şekilde önlerinde uzun zaman şakırdatmış .

Sonra ne yapmış?:

“ – Alın şu paraları, aranızda paylaşın!” demiş.

Amma…

Değil teklik, değil çeyrek, beş mangır (para-kuruş) bile vermeyerek tekrar cebine atmış!

İşte bu mangır şakırtısı ve Nasreddin’in :

“– Aranızda paylaşın!”  sözleri ortalığı birbirine katmış.

“– Sana verdi, bana vermedi, payımı isterim, payımı ver” diyen dilenciler birbirlerine girmişler…

Üçünde de ne kafa kalmış. ne burun!

Garibanlar perişan…

Ammaaa…

Hoca Nasreddin’in babası, bu durumu duyunca kafası atmış, girişecek olmuş bir güzel Nasreddin’e :

– Ülen! Ne haltlar karıştırdın yine ? Nedir elin garip körleriyle zorun?

Camide olsun bi rahat dur hele !

Bizimki tınmamış bile, üstelik tafra satmaz mı babasına? .

“– Baba! Ne olmuş yani? Sen hep ( Kör döğüşü, kör döğüşü) diyorsun ya, arada bir hani, işte o (kör döğüşü), budur!” deyip noktayı koymuş…

Bu fıkrayı neden hatırlatmak istedim?

17 seçim ( referandum, ara seçim, yerel seçimleri) kaybeden Bay Kemal’in başına çorap örmeği başaran, bunda her türlü yöntemi kullanmaktan geri kalmayan AKP Lideri ve kurmaylarının yarattığı tablo, tıpkı Hoca Nasrettin fıkrası gibiydi…

Ancak….

Bu halk, böylesine, haksız-hukuksuz ve iftira dolu bir “Kör döğüşü” nü hiç hak etmemişti…

Ne değişti?

Ve değer miydi?

Sonuç:

Hamam eski hamam…

Keseciler değişse ne yazar?