1-Napolyon savaşta İspanya’yı yenmiş. İspanya Kralı “Siz ancak para ve mal için savaşırsınız, biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız “demiş.

Bunun üzerine Napolyon:- “Evet insanın neyi eksikse onun için savaşır.”

2-İngiliz lordu Atatürk’ün daveti üzerine İstanbul’a gelir. İngiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan Türk genci elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bir şaşkınlık içinde kalmıştır ve Atatürk’ün ne tepki vereceği beklenirken, Atatürk İngiliz lorduna dönerek: “Halkım her şeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor”

3-Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için William Shakespeare’e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur: – “Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın.”

4-Dostlarından biri, Fransa Kralı 15. Lui’ ye: Majesteleri, demiş. “Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.” Kral, alaylı alaylı gülerek: Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.”

5-İngiltere eski başbakanı Winston Churchill doğum gününde genç bir fotoğrafçı: “Umarım 100. doğum gününüzün de fotoğrafını çekebilirim.” Churchill genci şöyle bir süzmüş ve: “Niye mümkün olmasın delikanlı, bana oldukça zinde ve sıhhatli görünüyorsun!”

6-Büyük İskender’den bir gün bir dilenci para istemektedir. Aralarında şu diyalog geçiyor:- Az bir şey olsa da ihsan etmez misiniz?- Az şey vermek bana layık değildir. - O halde çok ihsan ediniz.- O da sana layık değildir.

7-Fransa’da hükümet ricalinden biri Napolyon’un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek: Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zapt etmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca Napolyon:

“Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğiniz gibi yapardım.”

8-Bir Fransız yazar, Mehmet Akif’e: -Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu? diye sorduğunda, Akif: “Daha önceleri öyleydi, karşılığını vermiş.

Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve bir türlü içeri sokamıyoruz.”

9-Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: – Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş.

Vezir: – Evet hünkârım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:

“Bende bilirim.”

10-Yahya Kemal’e “Ankara’nın en çok hangi tarafını seviyorsunuz” diye sorduklarında şu cevabı vermiş: – İstanbul’a dönüşünü.

11-Öğrencilerinden biri, Konfüçyüs’e: – “Ölüm nedir?” diye sorduğunda, Konfüçyüs’ün cevabı şu olmuş :- Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.

12--Yahya Kemal, dostlarından birine: -Bu akşam yemeği benimle yer misin? diye sorunca, Arkadaşı: Hay hay! der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok! Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:

İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.

13-Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates’e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:

-Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum demiş.

14-Amerikalı iş adamı, Çinliyle alay ederek sormuş; ‘Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?’ Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş; “Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.”