Beklenmedik zamanlarda yer sarsıntıları olur. Bu doğa olayına deprem deriz.

Deprem olacağı önceden bilinir, ancak ne zaman, hangi gün, hangi saatte, ne kadar büyüklükte, nerede olacağı bilinmez.

Bilime inanan eğitimli toplumlarda sağlam binalar yapılarak, önceden önlemler alınır. Eğitimsiz, cahil toplumlarda ise, depremlerin, başka başka doğa olaylarının bir yazgı olduğuna inanılır. O ülke yöneticileri de bu yolda açıklamalar yaparak, iktidarlarını sürdürürler.

Dünyadaki birçok ülke gibi, bizim ülkemiz de deprem kuşağındadır. Altımızdaki toprak huysuz at gibidir. Gözümüzün yaşına bakmaz, cübbeli, kravatlı ayırmaz.

2023 yılının başında Şubat ayı içinde Güneydoğu yanımız yıkıldı. 50 binden çok yurttaşımız öldü. 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta 7.7 büyüklüğünde, 20 Şubat' ta Hatay'da 6.4 büyüklüğünde yaşanan depremlerin, artçı depremlerin acısı dinmeden, ağıtlar yakılırken ülkede seçim dönemine girildi. Milletvekili seçimi, Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Bu seçimlerde deprem bölgesi halkı yine iktidar partilerinden yana oy kullandı. Aynı Cumhurbaşkanı yeniden seçildi.

Kime sorsanız:

"Deprem, Allah'tan geldi." diyordu.

20 yıldır iktidarda olan partileri sorgulamadı bu halk. Bu iktidar kaç kez imar affı çıkarmıştı oysa. Çürük, kaçak yapılar kayıtlara sağlam yapı olarak geçmişti. Ceza yasaları, inşaatlara, imara ilişkin yasalar üzerinde deprem gerçeği gözetilip bir değişiklik de yapılmamıştı.

Depremden sonra geçen bir yılın sonunda, ana muhalefet liderinin açıklamalarına göre her on aileden dokuzu hala çadır ya da konteynerlerde yaşıyordu.

2023'ten 2024'e geçerken Japonya'da da deprem oldu. Hem de bizde yaşanan depremlerin şiddetinde, 7.6 şiddetinde oldu. Sadece 55 insan öldü. Büyük olasılıkla insanlar yine evlerine girip oturacaklar. Bu şiddetteki bir deprem ekonomilerini olumsuz yönde etkilemeyecek. Halktan bağış toplama kampanyaları düzenlenmeyecek. Kamu yararına kurumlar, kuruluşlar depremzede ailelere çadır satmayacak. Vergiler, harçlar, cezalar artmayacak. Yollar, köprüler, tüneller para kaynağına dönüşmeyecek. Et, ekmek zamlanmayacak. Japonya'da çalışan işçilerin %65'inin maaşı asgari ücretten ödenmeyecek. Ana muhalefet lideri protesto edilmeyecek. Gazeteciler cezaevlerine atılmayacak...

"Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." demiş Hacı Bektaş Veli.

Atatürk de: "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." demiş.

Bu yüce insanlar, bu özlü sözleri bizlere dememişler de Japonlara demişler.

İşsiz sayısının çok olduğu memleketimizde, sizler de yan gelip yatmak istemez misiniz?

Hafta başında iş başı yaptığınızda Hacı Bektaş Veli'nin, Atatürk'ün rozetlerini yakalarınıza takınız, çalıştığınız kurumun kapısından içeriye giriniz. Amirlerinizin, arkadaşlarınızın size nasıl baktıklarına bir dikkat ediniz, arkanızdan neler konuştuklarına kulak misafiri olunuz, bir iki gün sonrasını bekleyiniz.

Ansiklopedi okuyacak zamanınız çok olacaktır. Önce Türkiye için yazılanları, sonra da Japonya için yazılanları okuyun.

Çok şeyler öğreneceksiniz, anlayacaksınız.

Dahası...

Dünya'nın Galileo Galilei’den önce de döndüğünü anlayacaksınız.