Seçimlere 10 gün kala partiler hayal ötesi vaatlerde bulunuyorlar. Her parti kendine göre bir söylem geliştirmiş, gerçek mi? Hayal mi? Kimsenin baktığı yok. Partilerin sorunu oyunu artırmak, iktidara gelmek ya da iktidardan düşmemek, halkın sorunu başka, günlük geçimin derdine düşmüş. Kısaca aş, iş, ekmek yaşanabilir bir ülke derdinde.

21 Yıllık İktidar partisinin yapacağız, edeceğiz gibi söylemlerde bulunması artık halkı doyurmuyor. Soru çok açık ve net, 21 yıldır elinizi tutan mı oldu? Neden yapmadınız? Diye sorarlar insana. İktidarın yapacaklarından çok yaptıkları ile övünmesi gerekirdi.

Demokrasi desem ara ki bulasın. Hukuk, adalet, özgürlük yok. Ekonomi, işsizlik, yoksulluk, sanayi, teknoloji, tarım, eğitim, kültür, sağlık, çevre hepsi sorunlu. Ya enflasyon canavarı halkı canından bezdirdi, marketi bırakın pazarda bile soğana patatese güç yetmez olmuş. Halk etin adını unutmuş. Akıl almaz ve önlenemeyen zamlarla halk burnundan soluyor.

İktidar tank, füze, hayali uçak, gemi araba reklamları ile ön almaya çalışıyor. Ne kadarı yerli olduğu da tartışılır arabayı, bu ülkede kaç kişi alabiliyor? TOGG tokların sorunu. Açları ne yapacağız? Modası geçmiş nükleer santralleri dünya terk ederken bizimkiler seçim vaadi yapıyor. Çernobil ve Fukuşima ders olmamış demek ki. Ufukları da yok. Uygar ülkeler enerji de rüzgâr, güneş ve suya yöneldi, ucuz, üstelik çevreye uyumlu. Bunlar nükleer enerji peşinde.

Dikkat edersek iktidar neyi bozdu, içinden çıkılmaz hale soktuysa halka onu vaat ediyor, eğitimi bozdu, iyi bir eğitim vadediyor. Sağlık sistemini bozdu, daha iyisini vadediyor. Pahalılık getirdi, ucuzluk, işsizliği artırdı önlemi vaat ediyor. Sanki iktidar, iktidara karşı gibi, bu kadar kendi kendisi ile çelişen bir yönetimi tarih görmedi.

İktidar kuru ve boş vaatlerle 21 yıldır kitleleri kandırmasının bedelini sandıkta ağır ödeyecek. Zira iktidar değişimin dip dalgasını görüyor. Telaş bundan, basınla, yayınla, yalanla talanla artık gemi yürümüyor. Artık kendi taraftarı iktidara inanmıyor. İktidar neye tutunsa, tuttuğu dallar elinde kalıyor. “Bay Kemal’in” önlenemeyen yükseliş hızını bir türlü kesemiyor.

Seçimlere on gün kala akıl almaz, yalan ve yanıltıcı söylemle karşılaşacağımızı bilmek için kâhin olmaya gerek yok. 

Çeşit çeşit Cambridge Analytica skandalı ile karşı karşıya olmaya hazır olalım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Binali kazandı diye ilan etmemişler miydi? Her tarafı kazanan başkan afişleri ile donatmamışlar mıydı? Seçimi kim kazandı? İktidar yalanlarına inanmayanlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynısını yapacaklar. Binlerce trol ordusu bu iş için hazır bekliyor.

Büyük dip dalga herkesi şaşırtacak. “Bay Kemal” ezici bir farkla 1. Turda kazanacak. Kurmaca anket oyunları ile birbirine yakın gibi göstererek halkı buna koşullandırma operasyonu yapıyorlar. Sonra da seçim hileleri ile trafoya kedi sokarak “Ata alan Üsküdar’ı geçti” diyecekler. Ünlü sözdür beyler; “Aynı nehirde iki defa yıkanamazsınız.”

Hiçbir yalan talan söyleminin artık inandırıcılığı kalmadı. Bu iktidarın halka vereceği iktidarından gayri hiçbir şeyi de kalmadı. Kaybederse gider mi korkusu salmaya çalışıyorlar. Ne demek gider mi? Ülke kimsenin babasının bostan tarlası değildir. Geçin bunları, bundan öncekiler nasıl gittiyse, bunlar da tıpış tıpış gidecekler. Hele bir demokrasiye, insanlığa, özgürlüğe verdiğimiz oylarımızla sandıkları patlatalım, kim gidiyor kim kalıyor görürüz. Hiçbir yalan, talan, korku söylemi halkın iradesi karşısında duramaz.