Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının ne zaman tamamen kontrol altına alınacağı bilinmiyor ama bilinen bir gerçek var ki, o da virüsle mücadelenin bir faturasının olacağı. Salgının, spor endüstrisi üzerinde de ekonomik olarak olumsuz etkileri olacak. Ancak, bu krizi altyapı hamlesiyle iyi bir fırsata çevirmek mümkün. Hatta tam zamanı diyebilirim. Bu durumu, ‘köprüden önce son çıkış’ olarak okumak belki de Türk futbolunun kurtuluşu olacak.

Salgın nedeniyle birçok spor organizasyonu ertelendi. Muhtemelen Haziran ayında ligler kaldığı yerden devam edecek. Ama salgın sürecinde tüm gelir kaynakları kesilen kulüpler ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşayacaklar. Finansal olarak daha da sıkıntılı günler geçirecek olan kulüpler haliyle kadrolarında küçülmeye gidecekler. Bu da beraberinde zorunlu da olsa altyapıya yönelmeyi getirecek. İşte bu da, birkaç kulüp dışında borç batağında olan kulüpler için kurtuluş yolu demek.

Türk futbolunun ekonomik ve sportif anlamda zor günler yaşadığı aşikâr. Buna rağmen, genel olarak taraftar baskısı kulüplere uzun vadede genç oyunculara yatırım yapmanın yolunu tıkıyor. Sportif başarı da olmayınca her sene yapboz gibi yapılan yeni kadrolar beraberinde iflası getiriyor. Bu yüzden, Süper Lig’in 4 büyükleri de dahil üzere birçok kulüp batma noktasında. Tek kurtuluş yolu, milyon dolarları saçmayı bir kenara bırakıp altyapıya, öz kaynaklara yönelmek.

Koronavirüs salgını geçtikten sonra tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de futbolda bir değişim yaşanacağı muhakkak. Bu değişim sürecinde altyapıya yönelmek artık bir zorunluluk olacak diye düşünüyorum. Olmalı da zaten. Çünkü başka çıkış yolu yok.