Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım

Bazen gözyaşı oldu bazen içli bir şarkı

Her anımı eksiksiz dün gibi hatırlarım

Dudaklarımda tuzu içimde durur aşkı

Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler

Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı

Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler

Nasıl yakalamıştım saçlarından baharı

Ben hâlâ o günleri anarsam yaşıyorum

Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi

Hâlâ güzelliğini kalbimde taşıyorum

Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi

(Makamı: Hicaz. Beste: Teoman Alpay. Güfte: Nihat Açar. Solistler: Gözde Zorlu ve Gürkan Zorlu)

*

İsmail Baha Sürelsan’ın Nihavent şarkısı nasıldı:
   Yaz günleri en tatlı hayaller gibi geçti

Rüyadaki esrar dolu haller gibi geçti

*

O güzelim yılların habersizce geçip gitmesi…

Ya da en tatlı hayaller gibi geçip giden yaz günleri…

Yahya Kemal de, “Eylül Sonu” şiirinde, “Günler kısaldı, Kanlıca’nın ihtiyarları/Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları” demez mi?

Cahit Sıtkı, “Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan/ Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan” derken zamana hükmedebilmiş mi?

*

Hey gidi yıllar…

1982 miydi, yoksa 83 mü? Henüz ÇORUM HABER’i çıkarmaya başlamamıştım. Rahmetli Dr. Sedat Terlemez yönetiminde eski Müze binasında Türk Sanat Müziği koro çalışmalarına başladık. Bende ses yok da, kulağımın iyi olduğunu söylerler. Ama bir de “sebat” yokmuş sanatsal anlamda ki, sürdüremedim.

ÇORUM HABER’i günlüğe dönüştürdükten hemen sonra, gerçekten muhteşem bir başlangıca imza attık. Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Türk Hafif Müziği, yani pop müzik olmak üzere üç dalda “Amatör Sesler Yarışması” düzenledik. Elemeler, yarışmalar, finaller…Müzik adına Çorum, inanılmaz güzel bir dönem yaşadı.

Türk Sanat Müziği alanında saz heyetini yine Sedat Abi oluşturdu. Halk müziğinde Sadi Döner, pop müzikte Levent Coşkuner dostlar…

Üç yıl düzenledikten sonra kısa bir ara verme gereği duyduk, öylece orada kaldı.

Daha sonra Ulusal Karikatür Yarışması’nda ve Yazılıkaya kültür-sanat dergisinde olduğu gibi…

Bu gibi etkinlikler için mali bakımdan güçlü olmanız gerekiyor.

Bende ticari zekâ hiç yok, para kazanmaktan önce Çorum adına yararlı, toplum adına güzel işler yapmak, hep önceliğim oldu. Dolayısıyla ÇORUM HABER “bol paralı” hiçbir dönem yaşayamadı.

*

Rahmetli Sedat Abiyle, Çorum’un Yaşayan Efsanesi Dr. Rifat Patır’ın Kartal Yuvası’nda “harika” müzik ve dostluk geceleri de yaşadık. Rahmetli Salim Koçak “Erfene Geceleri” derdi. Yeme-içme işlerinin sırayla üstlenildiği, paylaşım ve derin musiki geceleri…

Bu konuda ayrıntıya girersem, çok uzar.

*

Enver Leblebicioğlu’na gelince, benim liseden sınıf arkadaşım. Babası, efsane müzik öğretmeni Sadi Hoca’dan gelen müthiş bir müzik altyapısı…Ama o ciddi görüntünün altında, inanılmaz bir taklit ve espri yeteneği…

Enver, büyük özveriyle ve sebatla Çorum’un müzik hayatına katkısını sürdürdü.

*

Önceki akşam yine muhteşem bir saz heyeti, muhteşem bir koro, özenle seçilmiş harika koro ve solo parçalarla, o kadar güzel bir konseri yönetti ki Enver, kendimi tutmasam, “O benim 60 yıllık arkadaşım” diye övünçle haykırabilirdim.

Çok kısa, çok net: Sağol Enver.

Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı sevgili Erol ve Yönetim Kurulu Başkanı sevgili Çetin kardeşlerim, saz heyeti, koro elemanları ve birbirinden değerli solistler, sağolun.

Sunucuya da, salonu dolduran gerçek musikişinas izleyici topluluğuna da yürekten alkışlar.

*

Vesile oldukça, müziğin her türünü sevdiğimi, ama önceliğimin sanat müziği olduğunu sürekli belirtiyorum.

“İflah olmaz bir romantik” olduğumu da saklamıyorum.

Dolayısıyla, “hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir, gönlümün kıyısına vurur”…

Nasıl geçip gittiğine bakarım o güzelim yılların…

Ve bu konserden, içimi oyuk oyuk oyan iki şarkıyı da paylaşmak isterim:

*

Sen kimseyi sevemezsin

Sevmeyeceksin

Rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi

Sürükleneceksin

Şefkat nedir, aşk nedir

Ömrünce bunu bilmeyeceksin

Rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi

Sürükleneceksin

(Makamı: Nihavent. Beste: Kamuran Yarkın. Güfte: Doğan Işıksaçan. Solist: Damla Kaplan)

*

İçimde nice uzun yılların özlemi var

Bu gece efkârlıyım, ağla gitar çal gitar

Bitmesin bu sarhoşluk, sürsün sabaha kadar

Bu gece efkârlıyım, ağla gitar çal gitar

(Makamı: Nihavent. Beste: Avni Anıl. Güfte: Ümit Yaşar Oğuzcan. Solist: Murat Özkaya)

*

Belirtmeden geçemem; eşi Nuran Özkaya da, “Erişti nev bahar eyyamı” gibi çok zor bir şarkıyı öylesine güzel söyledi ki…

Bu güzide çifti, bizim Amatör Sesler Yarışması’ndan beri hayranlıkla izlerim.

*

Kadim dost Fazlı Arzoğlu’nun kızı Gülden Arzoğlu da, “Aşkımız ne güzeldi, bittiğinde anladım/pişmanlıklar faydasız gittiğinde anladım” derken, Ahmet Kaya’nın “Hep sonradan gelir aklım başıma” şarkısı geldi aklıma.

Güzellikleri kaybettiğimizde mi anlıyoruz değerini? Hep sonradan mı geliyor aklımız başımıza?

Yaşadığımız anın değerini, yaşarken bilebilsek keşke.

Ve dostlarımızın, sevdiğimiz insanların…

Enver Leblebi̇ci̇oğlu 1