Aydın’da “Topuklu Efe” diye anılan Özlem Çerçioğlu, yıllardır CHP’nin vitrininde “kadın başkan” diye piyasaya sürüldü. 25 yıldır CHP rozetini göğsünde taşıyan Çerçioğlu, bir sabah uyandık ki; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde çalışacağım” diyerek AKP’ye geçti. Böylece Aydın’da bir masal sona erdi. Biz de şaşırmış gibi yaptık.
Herkes soruyor, neden geçti? Kimi “korku” diyor, kimi “dosyalar ağır geldi” diyor. 22 yolsuzluk dosyası, batmakta olan aile şirketi, ihaleler, dedikodular… Hepsi Aydın’da içten içe konuşulan gerçekler. Ergün Poyraz çoktan yazmıştı: “Kırık Topuklu Kirli Kontes.”
CHP Genel Merkezi bu kitabı hiç mi görmedi? Belki de gördü ama okumaya fırsat mı bulamadı? Taşradaki belediye başkanlarının listesi Ankara’da hazırlanınca böyle oluyor.
Bir de başdanışman olayı var. 15 Temmuz sonrası FETÖ’den tutuklandı. Yine etrafında onlarca şaibeli isim var. Bunların hepsinin halkın dilinde olduğu söyleniyor. Fakat CHP Genel Merkezi bir türlü duymuyor. Kulak başka yöne dönük olunca, sadece kendi iç sesini duyarsın.
Dost gerçeği söyler ve gerçeklerle yüzleşmeden bu olayın özünü bulmak zor olur. Aslında konu sadece Çerçioğlu olayı değil. Demokrat bir parti olan CHP’nin “tepeden aday dayatma” alışkanlığının sonuç belgesidir. Aydın’ın kaderi Ankara’da belirlenirse olay budur. O bölgedeki halkın, üyelerin sesi hiçe sayılırsa, seçimden seçime anımsanırsa, sonuç da bu olur.
Asıl soru şudur: Çerçioğlu nasıl oldu da 25 yıldır siyasetin mutlak hakimi kalabildi? Kuşku yok ki, genel merkez desteği ile bu kadar uzun soluklu kalabildi.
Bu tür olaylarda köklü çözüm parti içi demokrasidir.
- Önseçim olmadan aday belirleme işine son verilmelidir.
- Yolsuzluğa bulaşan belediye başkanlarını CHP öncelikle kendisi temizlemelidir. Zira CHP tabanında bu tür olayların maya tutma olanağı yoktur. Eğer kendi bulaşığını kendin yıkamazsan, başkasının yıkama şekli farklı olacaktır.
Bugüne gelirsek, Aydın’daki mitingde yer gök inliyor. “Özlem İstifa!” sloganları, Özgür Özel’in “siyasi kapkaç, siyasi yankesicilik” sözleri… Çok doğru. Ama unutmamak gerekir ki; kapkaççının suçu kadar, çantayı ağzı açık taşıyanın da sorumluluğu var.
Çerçioğlu olayı bir “ihanet” mi? Kuşkusuz. En büyük sorun CHP’nin halkın sesine kulak tıkaması. CHP bu gerçeklerle yüzleşmezse, yarın bir başkası da neden “himaye” aramak için aynı kapıdan geçmesin?
Sonuç olarak: CHP bu olaydan ders çıkarıp parti içi demokrasiye ve halkın sesine özen göstermezse, daha çok topuklu, hatta bıyıklı efe AKP kapısında “himaye” dilenir. Biliyorum sözlerim ağır gelecek ama kalemimi dik değil de, yamuk tutsaydım, gerçekler yine bildiğini okuyacaktı.
Yani işin özeti şu: CHP bu olaydan ders çıkarmazsa, daha çok “Topuklu Efe”sini “Topuklu AKP’li” diye uğurlamak zorunda kalabilir.