Meslektaşım, Ankara 1 No'lu Baro Başkanımız Av. Mustafa Köroğlu Facebook'taki sayfasında diyor ki:

"Mükemmel bir hayat yoktur. Mükemmel, mümkünü imkânsız kılar. Mesele, hayatı mümkün ve yaşanabilir kılmaktır.

Cumhuriyet de böyle doğdu. Mükemmeli değil, mümkünü kılma iradesiyle. Yoklukların içinden, imkânsız denilen bir ülkeyi var eden o irade, bugün biz avukatlara mirastır. Çünkü Cumhuriyet, yalnız bir yönetim biçimi değil, adaletle taçlanmış bir direniştir."

Karşı devrimci bir kötülük, yıllardır bu direnişi kırmaya çalışıyor. Cumhuriyet ışığıyla donatılan bizler, bizim gibi milyonlar direnmeyi sürdürüyoruz.

*

Ayhan ALTAY,

Turan AKPINAR

A. Kadir DEDEOĞLU

Aslan KAYA

Hasan Ali KALAYOĞLU

Lütfi MERDOĞLU

Musa YENİLMEZ

Mustafa ÇAĞLAR

Necdet ÖZOĞUL

*

Ey oğul!

O yıllar, 1960'lı yıllar.

Yaşlarımız on beş, on altı.

Sinop'tan, Kastamonu'dan, Çankırı'dan, Çorum'dan sınav kazanıp gelmişiz Çorum İlk Öğretmen Okulu'na. Cumhuriyet ışığı aydınlatmış yollarımızı. Hepimiz de daha çocuk yaşlardayız.

Üç yıl, beş yıl içinde çocukluktan gençliğe geçiyoruz. On yedi, on sekiz yaşlarında öğretmen olup dağılıyoruz yurdun dört bir yanındaki köy okullarına. Yüksek okullara gidip okuyanlarımız oluyor.

Çoluk çocuğa karışıyoruz.

İnsan yetiştiriyoruz otuz yıl, kırk yıl...

Şimdilerde yetmişli yaşlardayız. On beş günde bir akıllı telefonlarımızın karşısına geçip söyleşiyoruz. Yılda bir okul arkadaşlarımıza da haber verip bir ilimizde iki, üç gün bir araya geliyoruz. Eğri büğrü söğüt, zeytin ağaçları gibiyiz her birimiz. Bir gözlerimiz kalmış tanıdık. Birbirimizin gözlerine bakıp bakıp gülüyoruz. Güle güle ölüyoruz.

Ayhan ALTAY, İzmir'de yaşıyor, Yeşil Parti'de siyaset yapıyor. Aslan KAYA, Çorum'da CHP'de siyaset yapıyor. Belediye Meclisi üyesi. Musa YENİLMEZ'i "İlvanlım" türküsü ile kamu alem tanıyor. Turan AKPINAR'ın, A. Kadir DEDEOĞLU'nun, Hasan Ali KALAYOĞLU'un yapıtları edebiyat dünyasını renklendiriyor. Mustafa ÇAĞLAR, başarılı bir izci lideri, eğitmeni olarak anılıyor. Necdet ÖZOĞUL'un sporcu yanını hiç unutamıyoruz.

Lütfi MERDOĞLU, Çorum merkez Pamucak köyünden. Ben, Alaca'nın Küre köyünden. Köylerimiz Çorum-Yozgat yolu üzerinde. Çorum'a gelirken Lütfi'nin köyünün önünden geçiyoruz.

Yetmişli yaşlarda öğreniyoruz bu ortak yanımızı. Birbirimizi daha yakından tanıyoruz.

Lütfi de Necdet gibi başarılı bir beden eğitimi öğretmeni olarak tamamlamış hizmeti. Çalıştığı yerlerde izi kalmış.

Lütfi'yi tanıdıkça mutlanıyorum. Her buluşmamızda, söyleşmemizde bir başka güzel yanını tanıyorum.

Ben edebiyat alanına yakın duruyordum öğretmen okulunda. Lütfi'ye mandolin, flüt, piyano göz kırpıyormuş meğer. Onu piyano başında gören öğretmenini de heyecanlandırıyormuş Lütfi. Müzik öğretmeni Süheyla Hanım, hazırladıkları bir etkinlikte, piyanoda bir eseri çalma görevi vermiş Lütfi'ye.

"Olmaz öğretmenim." demiş. "Annem, babam görür. Ben onları yere bakıtamam. Olmaz, çalamam."

Lütfi'nin ne demek istediğini anlamamış öğretmen. Lütfi o günden sonra piyanonun kapağını açmamış.

Beden eğitimi yolculuğu başlamış sonrasında.

Lütfi, yetmişli yaşlarımızda yaptığımız söyleşilerimizi güzelim halk türküleriyle süslüyor. Müzik öğretmenine kapattığı kapıyı bizlere açıyor. Onun beden eğitimi öğretmeni olduğunu unutuyoruz. Türküler dinliyoruz.

Emeklilerin evlerinin yakınındaki parklardan öte gidemedikleri şu günlerde el alemin yaptığı cep telefonları sayesinde dostluk, arkadaşlık denizinde yüzüyoruz.

Dokuz arkadaş, Musa'dan, Lütfi'den türküler dinleyerek, anılar anlatarak altmış yıl öncenin bugün yerinde yeller esen Çorum sokaklarında, caddelerinde geze toza yetmişli yaşların tadını çıkartıyoruz.

"Hayatın mümkün ve yaşanabilir olduğuna" inanıyoruz.

Zeynal Gÿl Fot

Soldan sağa: Mustafa Çağlar, Lütfi MERDOĞLU, Musa YENİLMEZ, Ayhan Altay, Turan AKPINAR, Aslan Kaya.