Otokratik yönetimlerde, sorumluluk bir kadroya dayanmıyorsa, o ülkenin kalkınması, halkın refaha ulaşması çok zorlaşır.

Eğer sistem demokrasiden iyice kopmuşsa…

Bu kez zorlaşma bir yana, sonuç alınması imkansız hale gelir.

Allahtan Türkiye daha o safhaya geçmiş değil…

Yarı otokratik”, yarı demokrasi gibi “ucube” ve “kendinden menkul” bir sistemle yol alıyor ülkemiz.

Batı dünyası ile “ihtiyatlı” temas, doğu ile “yakın” laşmanın ötesinde “kucaklaşma”, Kuzey dostumuz ile “al-ver” ilişkisi Türkiye’yi nereye götürür, neler olur, ülkenin düzlüğe çıkması ne zaman gerçekleşir?

Belli değil…

Üstelik cevabı zor sorular…

Üçüncü defa Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmayı başaran, bu başarıyı demokrasi dışı yolları deneyerek elde eden sayın Erdoğan’ın “Ben ekonomistim” demesiyle  ülke düzlüğe çıkmıyor.

Çıkamaz da…

Çıkamaması bir yana, ekonomi dibe vurmuş durumda.

Çünkü “tek adam”  yönetimi 2000’li yılların  yönetim sistemi değil.

Ne ekonomik ve ne de halk yönetimi açısından…

Gelelim içinde bulunduğumuz durumdan çıkış yollarına…

Yan, dibe vurmuş bir ekonomiyi su yüzüne çıkarmaya.

Halkın nefes almasını sağlamaya…

Bu iş, tek kişiyle de olmuyor, ekonomiye yeni eleman bulmakla da olmayacak.

85 milyonluk bir ülkede, bir zamanlar başarılı görülmüş ama “horlanmış” bir ekonomi adamı, yani Mehmet Şimşek direksiyona geçirilmek isteniyor.

Sanki “Uzun yol, TIR” şoförü (!)

AKP yönetiminin “cicim yılları”nda, İMF’den kurtulup ekonominin “yeşermeye” başladığı yıllarda, “kadro harekatı” ile başarıya ulaşmış Şimşek’in dönemi ile şimdiki dönem arasında derin bir fark var.

Neticede “ dibe vurmuş” bir ekonominin başına geçmesi bekleniyor.

Adam da nazlanmanın ötesinde “başarısız” olurum diye ayak diriyor.

Haklı da…

Neticede tablo ortada.

Tam ve sınırsız yetki ile gelse bile, kısa dönemde yapacağı pek fazla şey yok.

Ekonomi öylesine “grift” bir sorun ki, sadece ülkenin mevcut kendi kuralları ile işlemiyor.

Demokratik kuralların tıkır tıkır ses vermesi, gelecek sermayeye “garanti” lerin sunulması, hukukun işlemesi, uygulamaların sık sık değişmemesi vs.

Tabii her şeyin başı “Hukuk”…

Ama bizdeki hala “guguk”

Şimşek geldi diyelim.

Kadrosunu kurdu…

Bir ay, iki ay…

Al –ver” sisteminin muhatapları kapıda…

Başta Kuzey komşumuz Rusya…

Sonra Körfez ülkeleri sıraya girmiş.

“Sökül bakalım dolarları”

Kasa boş.

Ne yapsın bizim “Memoş?”

3 Haziran 2023