Şampiyonluk hedefiyle başlanılan sezonun artık son 6 haftasına grildi. Çorum FK, hak ettiği şampiyonluk yolunda son düzlüğe avantajlı giren taraf olurken, Şanlıurfaspor yakaladığı olağanüstü çıkışla son haftaya kadar yarışın içerisinde olacak gibi görünüyor.

Sezon içerisinde pek şans vermediğimiz Şanlıurfaspor, şehirdeki kenetlenme ve güçlü lobisiyle şampiyonluk umutlarını şekilde sürdürüyor. Farklı galibiyetler de şampiyonluğu ne kadar çok istediklerinin başka bir emaresi olarak değerlendirilebilir. Buna karşılık, herhangi bir şampiyonluk emaresinin görülmediği Çorum’un tek profesyonel takımı olan Çorum FK’nın güçlü bir lobisinden de bahsetmek pek mümkün değil. Özellikle ekonomik anlamda tamamen kaderine terk edilen, Başkan Oğuzhan Yalçın’ın omuzlarına bırakılan bir takımın, tüm olumsuzluklara rağmen son düzlüğe avantajlı girmesi büyük bir başarı.

Elbette futbol sahada oynanıyor ancak, çoğu zaman sadece saha mücadelesi yeterli olmuyor. Şampiyonluk için bazı etkenlerin bir araya gelmesi lazım. Şehrin istemesi ve desteklemesi, taraftar desteği, medyanın yansıtması, takımın sahada başarılı sonuçlar almasındaki önemli etkenler olarak ön plana çıkıyor.

Bugün tüm bu etkenleri Şanlıurfa’da görmek mümkün. Ancak, Çorum’da taraftar ve basın desteği dışında vaadin ötesine geçilemiyor. Sezon başında verilen hiçbir vaat yerine getirilmezken, son günlerde, seçim nedeniyle,  sadece sözlü olarak destek açıklamalarını görüyoruz. Artık vaat değil, icraat zamanı. Yapacağız, edeceğiz değil, yaptık kelimesini barındıran cümleler bekliyoruz. Özellikle iş dünyasının artık Çorum FK’yı görmezden gelmekten vazgeçip, elini taşın altına koyması lazım.

Kalmış 6 hafta. En azından prim kampanyası başlatılabilir, ne bileyim deplasman giderleri karşılanabilir. Şehrin takımı sahiplendiği ve şampiyonluğu istediği, takımın bu zorlu süreçte yalnız olmadığı hissettirilmeli. Yoksa, sadece takımın sahadaki mücadelesiyle bir yere kadar. Sonrasında bir yerde tıkanıp kalıyorsunuz. Sadece sahada değil, saha dışında da mücadele vermek şart.

Özellikle, şehri yönetenlerin, milletvekilleri ve siyasilerin artık vaatlerin ötesine geçmeleri lazım, yarın çok geç olabilir. Bu kadroyu, bu havayı, bu şansı bir daha bulamayabiliriz. Bu yüzden, herkes gücü oranında elini taşın altına koymak zorunda. Yoksa, gerçekten çok yazık olabilir.