* ABDAL, ata binince; BEY oldum sanır,
* ARKA, köçek belinde; YAN oldum sanır
* AYIP, rezil dilinde ŞAN oldum sanır.
* CEBİR, zorba emrinde; REY oldum sanır.
* DAR, cılız belinde; BOL oldum sanır,
* DEĞNEK, körün elinde; GÖZ oldum sanır,
* DİKEN, bülbül konunca; GÜL oldum sanır,
* GASP, haydutlar üleşince; PAY oldum sanır,
* HAL, çingene dilinde; FAL oldum sanır,
* İNAT, keçi huyunda; NAZ oldum sanır.
* İP, elde gerilince; YAY oldum sanır,
* KAMIŞ, ses verince; NEY oldum sanır,
* KEMİK, itin ağzında; ZAR oldum sanır.
* KIL, sırat üstünde; YOL oldum sanır.
* KIVILCIM, yanan tende; LAV oldum sanır,
* KIYMIK, suyun içinde; SAZ oldum sanır,
* KÖMÜR, ateşi görünce; KÜL oldum sanır,
* KÖK, yerden çıkınca; DAL oldum sanır,
* KUM, harca girince; TAŞ oldum sanır.
* KÜL, sönen ocakta; KÖZ oldum sanır.
* KÜTÜK, çaya düşünce; SAL oldum sanır,
* PARMAK, tetik çekince; KOL oldum sanır,
* SAĞ, ayna önünde; SOL oldum sanır,
* SIPA, kısrak yanında; TAY oldum sanır,
* ŞALGAM, aşa girince; YAĞ oldum sanır,
* TAVUK, komşu gözünde; KAZ oldum sanır,
* TEF, çingene kolunda; TAR oldum sanır,
* TÜMSEK, ovada yığılsa, DAĞ oldum sanır,
* VAHA, çölün içinde; BAĞ oldum sanır.
* YALAN, çıkınca dilden; SÖZ oldum sanır,
* YAL, kaba konunca; BAL oldum sanır.
* YAMA, yoksul yeninde; KAT oldum sanır,
* YAVAN, tatsız ağzında; TAT oldum sanır.
* YONGA, yosun içinde; KAV oldum sanır,
* * *
Böyle bir şeydir işte “SANMAK”…
Bunlar “sanma” üzerine sosyal medyada dolanan, ironik özdeyişlerdi.
“Sanma” üzerine bir de benim özdeyişlerim var.
Onları da bir okuyun hele…
* Cuma namazlarına ve de ramazan pidesi almaya onlarca araç, onlarca koruma eşliğinde giden (üstelik korumaları aracının ardında koşuşturarak izleten) siyasetçi bunu İTİBAR sanır.
* Seçmeni kafaya almak için her fırsatta “Petrol / doğalgaz bulunduklarını, uzaya uydu gönderme aşamasına geldiklerini, üzerine savaş uçaklarının inebileceği gemiler yaptıklarını” dillendiren siyasetçi(!) bunları SEÇMENİN YEDİĞİNİ sanır.
* Hasbel kader bir makama oturan/ oturtulan kişi o makamdan ÖMÜR BOYU KALKMAYACAĞINI sanır.
* Hasbel kader oturduğu makamı fırsat bilip; rüşvet almayı ve sağa sola uçkur çözmeyi sıradan bir olay sanan saftirik siyasetçi(!); gün gelip o koltuktan kalkınca; BÜTÜN BU YOLSUZLUKLARININ HESABININ KENDİSİNDEN SORULMAYACAĞINI SANIR.
* Eğitim yoksunu bir toplumda oy kullanan zır cahil, kendini SEÇMEN sanır.
* Ortalama eğitim düzeyi ilkokul düzeyinde bile olmayan kişilerin oylarıyla seçilen siyasetçi(!), kendini SEÇİLMEYE DEĞER sanır.
* Ülkenin çeşitli kentlerinde, yıllar önce başka siyasetçiler tarafından kurulmuş getirilmiş hizmetlere ve yapılmış kurumlara; “BU KURUMU KİM KURDUUUU? BUZDOLABINI, TELEVİZYONU KİM GETİRDİİİİİ?” diye sahiplenen siyasetçiye(!), sözde seçmenlerden aldığı “SEEEEENNNN!” yanıtı; O SİYASETÇİYE (!), O KURUMLARI KENDİSİNİN KURDURDUĞUNU, O HİZMETLERİ KENDİSİNİN YAPTIRDIĞINI… sandırır.
* Hırsızlığıyla, yolsuzluğuyla tavan yapmış kişi, namaz kılınca kendisini GÜNAHSIZ, PÜR-Ü PAK sanır.
* Yirmi bir yıllık iktidarlık süresi içinde tam 16 kez imar affı çıkaran iktidar, yaşanan son depremlerdeki vebalinin bilinciyle “NE DEMEK İMAR AFFI” deyince; “GÜNAHLARINDAN ARINDIĞINI” sanır.
* Dün “Kardeşim Esat”, ertesi ünü “Eset” diyen, Siyasetçi(!); bu tavrının SİYASET olduğunu sanır.