9 Nisan Pazar günü bir adım daha atıldı. Milletvekili aday listeleri YSK’ya verildi.

Ve bugün itibariyle kaldı 35 gün.

36’ıncı gün ise yeni bir Türkiye ve de çok partili bir meclisin ilk görüntüsü…

Yani 14 Mayıs 2023 Pazar günü seçim yapılacak. Ardından mazbatalar alınacak. Eğer demokrasi, bir sekteye uğramaz ise 5 yıl için milletvekili olunacak.

Sonuçta yeminler edilecek ve yeni bir yasama dönemi başlamış olacak.

İşte bu nedenle yapılacak yemindeki derinliğe bir bakalım dedik. Ve de yeni seçilecek milletvekillerimize bu derinliği bir hatırlatalım dedik.

*     *     *

Evet, seçilecek sayın milletvekilleri, yapacağınız yeminde:

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını”...

“Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü” denilecek mi, denilecek.   

“Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma”...

“Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete”...

Ve de “Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma” denilecek mi, denilecek.

Ve devam ederek “...Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma”...

Ve de “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” denilecek mi, denilecek.

Seçilecek sayın milletvekilleri:

Öncelikle hatırlayalım ki, geçmişte yolsuzluğa adı karışan bakanlar da bu yemini etmişti.

Size düşen görev, bu yeminin gereklerini yerine getirmektir.

Unutulmamalıdır ki, bu toplum için “namus ve şeref”, laf olsun diye söylenen sözler değildir.

Ve de bilinmelidir ki, “namus ve şeref” ayağa düşürülecek kavramlar da değildir.     Çünkü bu toplum; “namus ve şeref” için gün gelir Köroğlu olur, gün gelir Pir Sultan olur. Yeter ki, bir halk tabiriyle “ayranı kabarmış” olmasın...

*     *     *

Ve seçilecek sayın milletvekilleri:

Önce elimizde bulunsun diye bir bilgi sunmak istedim.

14 Mayıs 2023 seçiminden önce Cumhuriyet tarihinde 7’si tek parti, 20’si çok partili dönemde olmak üzere 27 genel seçim yapıldı. Ayrıca 19 yerel, 8 senato, 7 referandum, 11 ara seçim ve 20 kez de cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.

Başlangıç olarak 1950 seçimlerini alırsak, 1950-2018 arası genel seçimlerde 9139 milletvekili meclise girdi.

Bunun ortalama yüzde 27’si solu, yüzde 73’ü sağı temsil etmiştir. Bugün de böyledir.

Ama özellikle belirtmeliyiz ki, meclise giren ve de sağ-sol kimlikli partilerin, siyasi literatürdeki sağ-sol ile hiçbir benzerliği yoktur. Emek-sermaye kavgasının oluşturduğu sağ-sol partileri değildir bunlar.

Maalesef bizde inanç farkı, etnik kimlik farkı, cumhuriyetçilik ve cumhuriyete duyulan itirazlar, sağı-solu belirler olmuştur.

Ve meclise ilk kez girecek sayın milletvekilleri:

Kendinizi; en azından seçim süreci boyunca işçiden, köylüden, memurdan, emekliden ve de yoksuldan yana söylemlerle meclise dolmuş 600 milletvekili içinde bulacaksınız.

Oy almak için kapı kapı dolaşan, sonra dolaştığı kapılan unutan, ama holdinglerin işlerini takip eden milletvekilleri göreceksiniz.

Ömrünün yarısını mecliste geçirmiş, milletvekilliği saltanatına doyamamış, milletvekilliğini meslek sanmış kişilikler göreceksiniz.

Ne yazık ki, geçmişte meclisin en renkli siması olan Kamer Genç gibi birini göremeyeceksiniz.

Ama yalnız yumruklarını konuşturan, fikir fukarası milletvekillerini göreceksiniz.      Ülkesinin milli çıkarlarını var gücüyle savunan, ama sözleri meclisin gürültüsünde kaybolan bir avuç yurtsever milletvekili de göreceksiniz.    

İş takipçiliği yapıp, malvarlığını ona, yüze katlayan çok büyük yurtsever(!!!) milletvekilleri göreceksiniz.

Ve yakasına en büyük Atatürk rozetini takan, evinin balkonuna en büyük bayrağı asan, ülke sorunlarına gelince yok olan milletvekilleri göreceksiniz.

Özellikle yanlış dahi olsa, partisinin kararlarına itiraz edemeyen “kul” zihniyetli milletvekilleri göreceksiniz.

*     *     *

Ve son söz:

Eğer yoksula, işçiye, köylüye, emekliye, memura yani kısaca dar gelirliye kapılarınızı kapatacaksanız...

Ve bu sağcıydı, bu solcuydu diye...    

Ve bu Alevi’ydi, bu Sünni’ydi diye...

Ve bu Türk'tü, bu Kürt'tü diye ayırım yapacaksanız...

Ve de yalnız el kaldırıp el indirecek, yeminden sonra kürsüye çıkmayacaksanız...   

Yani ettiğiniz yemine sadık kalamayacaksanız...

Yakanıza takacağınız milletvekili rozetini bırakmanız, Atatürk rozetini çıkarmanız, herhalde daha onurlu bir davranış olacaktır.

Çünkü bu ülkenin gerçek bir yurtsever, cesur milletvekillerine ihtiyacı vardır.