Telef olmak; sözlük tanımıyla, hayvanın ölmesi, yok edilmesi. İtlaf sözcüğü ile aynı anlama geliyor. Ancak telef olmak irade dışı, elde olmayarak, hayvanların yok olması olarak düşünülür.
Bir ülkenin cumhurbaşkanı bunu rakibi için kullanıyorsa durum son derece vahimdir.
Hiç sözü evirip çevirmeden kitabın ortasından konuşalım. Bu söz tehdit içeriklidir. “Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li siyaset girdabında telef olup gidecek.” derken, “karşıma çıkan, kazanabilecek cumhurbaşkanı adayını ezer geçerim, telef ederim, -diğer bir deyimle- itlaf ederim demiş gibi oluyor. Telef edeceğini, yok edeceğini söylemesi bir yana, diğer yandan küçümsüyor, hor görüyor, sözü dolaştırmadan söylersek hayvan yerine koyarak aşağılıyor. Zira telef, itlaf gibi sözcükler insanlar için değil hayvanlar için kullanılır.
“Telef etmek” psikolojisinde olanlar, telef etmek için her tür yan yolları kullanmaktan da çekinmezler.
Örneğin “müstevliler” emellerine ulaşmak için yalan, dolan, talanı, iftirayı esirgemezler. Bu uğurda her şey mübahtır.
Diyelim ki geçmişte kazanamayacağı seçimde mühürsüz oyları devreye sokarak, halk iradesini telef etmişlerdi. “Demokrasi bizim için amaç değil araçtır.” derken demokrasiyi telef ettiler. Çapsız muhalefetin sayesinde de “Atı alıp Üsküdar’ı geçtiler”.
Telef etme zihniyeti bunlarla sınırlı değildi. Eski Yargıtay Başkanı Prof. Sami Selçuk kitap yazdı. “Bugünkü rejimin dayandığı 16 Nisan 2017 referandumu yok hükmünde” derken, parlamenter rejimin de telef edildiği anlamı çıkıyor.
Usumuzu yoklayalım, Anayasa Mahkemesinin kararına göre AKP’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olarak sicil kaydı vardır. Hasılı, laikliği de telef etmiş olmuyorlar mı?
Yetmedi, laik, çağdaş, demokratik, “Aklı hür, vicdanı hür” eğitimi dışlayıp, sınıflara tabut getirerek çocuklara tabut inceletiyorlar. Şeytan taşlıyoruz diye sınıf duvarlarını taşlatıyorlar öğrencilere. Demek ki, eğitimi de telef etmişler.
Özel hastanesi olanları bakan yaparak sağlığı özel ellere teslim ettiler. Şimdi bu özel hastanelerde yeni doğan çocukları telef ettiler. Bir kısım hastaneler hala kapalı. Sağlıkta sorunlar dağ gibi. İnsanlar muayene olmak için sıra bile alamıyor. Sağlık sistemini telef ettiler.
Anayasa Mahkemesi kararlarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayarak… adaleti telef ettiler.
Yıllar oldu hala 128 milyar doların izi yok. Rakibini ezmek için 19 Mart operasyonu ile 50 milyar doları yaktılar. Hazine “tam takır kuru bakır” hazineyi telef ettiler.
Burada ülke de neler telef edildi sayarsam kitap yazmak gerekir. Aslında telef edilmedik ne kaldı diye sormak gerekirdi.
Ülkeye bir telef elbisesi giydirilmiş. Rakibini telef etmezse düğmesi eksik kalırdı.
Aklımdaki soru şudur: Muhalefet mesir macununun dozunu fazla mı kaçırdı acaba?