"(...)
(iktidar) Ülkenin birikimlerini, ekonomik ve mali üretim kaynaklarını sattı, yağmaladı, bitirdi; halkı yüksek enflasyona ve geçim sıkıntısına mahkûm etti.
(...) "
Emre Kongar, Cumhuriyet, 08.08.2025
***
1920'li yıllar
Sonra 30'lu,
40'lı,
50'li,
60'lı,
70'li,
80'li,
90'lı...
Kollar sıvandı her seferinde.
Buraya fabrika,
Şuraya liman,
Oraya havaalanı, baraj...
İçi içine sığmıyor
Kurdun kuşun,
Börtü böceğin.
Göğe eriyor başları.
Göz mü değdi ne?
İklim değişti 2000'lerde
Sesi soluğu kesildi
Lodosun,
Poyrazın,
Yıldızın,
Karayelin...
Ters yel esmeye başladı
Sıcak yel, kıble.
Bağ iken dağ oldu
Kavruldu
Bostan yerleri,
Bağ,
Bahçe...
İçten içe çürüdü
Buğday başakları.
Duman tüten yerler
Satış listesine alındı önce.
Okuyanlar,
Kağıtsız da okur, denildi
El açıp göğe.
Kağıt fabrikaları satıldı.
Harç karılsa da olur, denildi topraktan
Kerpiç duvarlara.
Çimento fabrikaları satıldı.
Konutlarla doldu şeker pancarı tarlaları
Şeker fabrikaları satıldı.
Sonra limanlar,
Sonra dağlar?
Hazıra dağ dayanmaz, derler.
Dağ tükendi,
Horoz öten köylere geldi sıra
Köy arazilerine.
Birbirlerine benziyor duyurular:
"Çorum'da
25 köyde
Hazine arazileri
Satışa çıktı."
Kimin malını kime satarlar?
Kim alır?
Kimler alkışlar?
Tanıdık gelmiyor gülüşleri
Sevinçleri benzemiyor sevincimize.
Sesi duyuluyor satıcının:
"Saaattım!"