Bugün, haddim olmayarak ve sizlerin de affına sığınarak, çok nazik bir konu olan “İslamiyet ve Peygamberlik” kavramına kısa bir bakış atmak istiyorum. Kusurum olduysa affola…

Eğer bir toplum;

Peygamberini o yaptı diye sadece sakal bırakırken, suyu elini başına koyup üç yudumda içerken, sağ elle yemek yerken ya da gece tırnağını kesmezken hatırlayıp sünnetine uyuyor da; aynı Peygamberin ekonomide, hukukta, aile hayatında, eğitimde ve ahlaktaki sünnetleri hiç mi hiç aklına gelmiyor ise;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberinin sadece boyunu, kilosunu, şeklini şemalini, ne giydiğini ya da saçını nasıl taradığını merak ediyor da; faizi nasıl ayakları altına aldığını, sömürüyü nasıl durdurduğunu, ırkçılığı nasıl yasakladığını, putçuluğu nasıl yıktığını, israfı ve yolsuzluğu nasıl önlediğini hiç mi hiç merak etmiyor ise;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberini mübarek gecelerde mevlitlerle, nikâhta dualarla, hac yaparken tavaf anında, gök gürlediğinde, depremde sallanırken hatırlıyor da; yalan söylerken, iftira ya da gıybet ederken, harama bakarken, kalp kırarken, kul hakkı yerken hiç düşünmüyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberlerini başkalarına anlatırken gece namazıyla, açlıktan karnına bağladığı taşla, üzerinde uyuduğu hasırın yüzüne çıkardığı izle, hurma dallarından ve kerpiçten yapılmış eviyle hatırlıyor ve bir lokma ekmeğini nasıl paylaştığını anlatıyor da; serpme kahvaltılarda, lüks villalarda, devre mülklerde, beş yıldızlı otellerde fink atarken bir lokma ekmeğe muhtaç olanları aklına getirmiyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberini yağmur yağmadığında, dolu yağarken, yangında-selde hatırlıyor da; dini bayramlarda ana-babayı öksüz bırakıp sahilde güneşlenirken, AVM’lerde har vurup harman savururken, bilmem kaç yıldızlı otellerde her şey dâhillerin peşinde koşarken hiç mi hiç aklına getirmiyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamber de evlendi diye evli iken ikinci, üçüncü eşe göz diktiğinde onun sünnetini hatırlıyor da; zina yaparken, evini barkını, çoluk çocuğunu ihmal edip hayatını yaşarken, kadınını döverken ya da aşağılayıp hakaret ederken, o Peygamberin çocuklarına olan şefkatini ve kadınlar için söylediği yüceltici sözleri bilmezden ve duymazdan geliyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberinin öğrettiği dini inançlarını herkese göstere göstere yaparken, başkalarının yanında “Allah” sözcüğünü ağzından düşürmeyerek ve kadınını örtüler içine kapatarak dindarlığını cümle âleme gösterip de; yalnız kaldığında bir yerlerini göstermeyi marifet sanarak dolaşan kadınlara gözleri ile tecavüz edip, internetteki erotik sitelerde gizliden dolaşımlar sergiliyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberinin ticareti ve alışverişi nasıl teşvik ettiğini anlatıyor da; elindeki malı pahalansın diye stok yapıp saklarken ya da pazarda malın özürlüsünü kendi tarafına gizleyip, iyisini müşterinin göreceği yere koyarak aldatırken, malın kalitesi ve fiyatının uygunluğu konusunda yalan yere yemin billâh ederken aklına getirmiyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Eğer bir toplum;

Peygamberi böyle bir şey söylemediği halde İslâm’ın şartını beşe indirerek sadece bireysel ibadetlerle Cennet’i hak ettiğini düşünüp de; İslâm’ın asıl vazgeçilmez şartları olan adaleti, liyakati, ahlâkı, paylaşmayı, hak yememeyi, akraba ve komşu hakkı gözetmeyi, toplumsal çıkarları kendi çıkarlarından üstün ve önde tutmayı, her duyduğuna inanmak yerine okuyup anlamayı, haksızlığa göz yummamayı, kibir ve kıskançlıktan uzak durmayı görmemezlikten geliyorsa;

O toplum, Peygamberini anlayamamış demektir.

Konuyu daha da uzatmanın anlamı yok. Şunu içtenlikle itiraf edelim ki, biz peygamberimizi anlamamışız, anlamaya da hiç mi hiç niyetimiz yok.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

· Allah Teâlâ sizin kalıbınıza ve malınıza bakmaz, kalbinize ve amellerinize bakar. HZ. MUHAMMED

· Atalarının dindarlığıyla kurtulacağını sananlar, babalarının yediğiyle doyacağını zannedenler gibidir. İMAM-I GAZALÎ

· Bir adamın namazı, niyazı sizi aldatmasın. O adamın dirhem ve dinarla yani para ile olan ilişkisine bakın. HADİS-İ ŞERİF

· Benim için yeryüzünde iyi, doğru ve güzel olan ne varsa onun adı İslam`dır. A. İZZETBEGOVİÇ

· Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helalı-haramı gözetiyor mu ona bakınız. HZ. ÖMER