Normalde, maç günleri yazı yazmıyorum. Ama ortada kayıtsız kalınamayacak, endişe verici bir gidişat var.
Öncelikle şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum: Çorum FK, Serikspor’u yener veya yenemez, ya da berabere kalır, hiç önemli değil. Mevcut oyuncu kadrosu, 10.haftaya kadar maç kazanamazsa bile, ilerleyen haftalarda ligi domine edecek ve seri galibiyetlerle yine de Süper Lig’e çıkacak kalite ve kapasitede. Bundan şüphe duymuyorum. Fazla uzağa gitmeyelim, geçen sezon Süper Lig’e direkt yükselen Gençlerbirliği bunun en taze örneğidir. Yeter ki, doğru işler yapılsın. İşte tam da bu noktada, Çorum FK’da dışarıdan bakınca normal olmayan bir takım gelişmelere şahit oluyoruz.
Takım kurulmuş, sezon başlamış, hem de kötü oyuna rağmen galibiyetler peş peşe gelirken, yani kötü futbol dışında her şey yolunda gibi görünürken (!) yaşanan gelişmeler “Çorum FK’da neler oluyor?” dedirtiyor. Bunu diyenler haksız da sayılmazlar. Çünkü, şu anda yaşananların sezon öncesinde olmuş, bitmiş olması ve Başkan Baran Korkmazoğlu’nun basınla tanışma toplantısında, “tamamen şampiyonluğa odaklanmış durumdayız” dediği gibi olması gerekirdi.
Takım 3’te 3 yapıyor, hoop Başkan görevden ayrılıyor. Normal mi? Beklenildiği gibi hoca gönderiliyor, sonrasında önce sportif direktör, ardından CEO ayrılıyor. Normal mi? Dışarıdan bakınca, Oğuzhan Yalçın’ın ekibi tasfiye ediliyor gibi görünüyor ve öyle de bir algı var. Algı var olmasına var da, kulüpten ses seda yok! Sessizliğin onaylamak anlamına geldiğini de hatırlatmış olayım bu vesileyle.
Normal olmayan bir başka şey de, gönderileceğini sağır sultanın bile bildiği Tahsin Hoca’nın İstanbul’dan getirtilip antrenmana çıkartılması. Hoca, İstanbul’dan döndükten sonra idmana çıkıyor, motivasyon konuşması yapıyor. Antrenmandan sonra da gönderiliyor. Göndereceğiniz adamı neden idmana çıkartıyorsunuz! Rencide edici bir durum aslında. Yönetimsel anlamda ise çok acemice bir davranış.
Hoca konusunda, İsmail Kartal, Çağdaş Atan, Volkan Demirel, Ertuğrul Sağlam denilip beklentiler tavana çıkartıldı. Yetmedi, Ertuğrul Sağlam’ın Çorum’a davet edildiği yazıldı, bazı yöneticiler de bunu doğruladı. Sonra, hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmeyen Çağdaş Çavuş göreve getirildi. Yanlış anlaşılmasın, Çağdaş Çavuş kötü hoca demiyorum, başka bir şey anlatmak istiyorum. Yani ortada bir bilgi kirliliği var. Bu kirliliğe de sosyal medyada sırf takipçi kasmak ve beğeni peşinde olanlar sebep oldu. Kulüpten çıt yok. Ertuğrul Sağlam bile bu durumdan rahatsızlık duymuş olmalı ki, Çorum FK yönetiminin yapması gerekeni yaptı ve yazılanların doğru olmadığını açıkladı.
Burada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Sosyal medyada yazılanlarla basın çok farklı şeyler. Orada yazılanları basına mal etmek bilgisizlikten başka bir şey değil. “Basın niye yazmıyor?” derseniz anlarım. Ona da cevabım şu olur: Muhatap bulamıyoruz. Elbette özellikle bu tür durumlarda her kanaldan veriler geliyor elimize. Ama doğrulatacak bir Allah’ın kulunu bulamıyoruz. Doğrulanmamış bilgiyi de haber olarak servis etmek elbette doğru değil.
Muhatap bulamama sorununu yıllardır yaşıyoruz. İşler iyi giderken herkes konuşuyor, kaos hallerinde kimseyi bulamıyorsunuz. Başkan Baran Korkmazoğlu bile beni aramayın diyor. Yöneticiyi arıyorsunuz, o da bir şey bilmiyor. Nasıl çözülecek bu sorun bilmiyorum. Yani, Çorum FK ile ciddi bir iletişim sorunu yaşıyoruz.
Korkarım sadece iletişim sorunu değil, ortada ciddi bir otorite boşluğu da var. Baştan söyleyeyim, “papaz” tabir edilen topçu sayısının bu kadar çok olduğu bir takım kesinlikle ve kesinlikle otorite boşluğunu kaldırmaz. Son Vanspor ve İstanbulspor maçlarını dikkatle izleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Başkan işi gereği her zaman Çorum’da olamıyor ve maçtan bir ya da iki gün önce Çorum’a geliyor, maçtan sonra da geri gidiyor. Yani, kendisine ne, nasıl aktarıldıysa ona göre hareket ediyor. Genel anlamda, takımda “futbol aklı” diyebileceğimiz kimse de yok. Mevcut durumda, ivedilikle bu sorunun çözüme kavuşturulması lazım.
Başkanın futbolcu portföyü çok genişmiş, Avrupa’yı yakından takip ediyormuş, bunlar farklı şeyler.
Başkan Baran Korkmazoğlu, medya mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda, kulübü profesyonel bir yapıya kavuşturacaklarını söyledi. Böyle bir ilginin ve hedeflerinin olması umut verici ancak ilginin bilgiyle beslenmesi gerekir. Bu noktada, şirket yönetmekle profesyonel kulüp yönetmenin çok farklı şeyler olduğunun altını çizmek istiyorum. İkisini ayın kefede değerlendirirseniz, sadece geriden el sallamakla kalırsınız. Çünkü bu lig, hele de yönetimsel hataları hiç kaldırmaz.
Yani demem o ki, kurumsal yönetim ile futbol takımı yönetiminin farklı işler olduğudur. Başkan ve yönetim kurulu üyeleri kurumsal yönetimin parçalarıdır. Sportif direktör, CEO, kulüp menajeri gibi pozisyonlar ise futbol takımının yönetimidir. Bu noktada, Çorum FK’nın futbol takımı yönetiminden bahsetmek mümkün değildir. Madem profesyonel bir yönetim anlayışı benimsiyorsunuz ki, bence de doğrusu budur, tüm bu planlamalar sezon öncesinde yapılmalıydı. Burada da bir zamanlama hatası söz konusu.
Başkan Baran Korkmazoğlu’nun açıkladığı hedefler kâğıt üzerinde “rüya” gibi. Süper Lig, yıllardır ulaşılmaz gibi görünen bir hedefti. Bugün Çorum FK Süper Lig için en güçlü adayların başında gösteriliyor. Bu hedeflere ancak birlik ve beraberlik içerisinde, doğru bir yönetim anlayışıyla ulaşılabilir. Mevcut yönetimsel gidişat, takımın Süper Lig hedefi yolundaki en büyük risk!