“Kedilerle köpekler gibi…”

Sürekli tartışanlarI, aralarında kavga eder gibi konuşanları gördükçe onlar gelir aklımıza. Bilindiği gibi kedilerle köpekler kuşaklar boyunca birbirlerine düşmandır. Yaşamak için tamamen annesine bağlı bir kedi yavrusundan tutun; yaşı kaç olursa olsun bir kedi, köpek gördüğünde titremeye başlar. Fırsatını bulduğunda onlardan uzak durmaya çalışır. Sokakta yaşayanlar gibi sahibi olan kediler için de aynı kural geçerlidir.

Köylerde yaşayanlar kedileri, farelerden korunmak için besler. Aynı evde yaşayan kedilerle köpeklerin kavgası eksik olmaz.

Kendi evlerinde bu canlıları besleyen insanlarımız var. Onlar, sadece sahibi oldukları hayvanları sever. Hastalık kapmasın diye sokakta yaşayan hayvanlardan biricik varlıklarını uzak tutmaya çalışırlar.

Sokak hayvanları diye uzak durmaya çalıştığımız canlılar korumasızdır. Onları sevmediğimiz gibi evlerimizden, sokaklardan uzak tutmaya çalışırız. Onlara evlerini açan insanlara alaycı gözlere bakarız. Genelde çocuklar, bayanlar sokak hayvanlarına yiyecek ve içecek su verirler.

Bir bayan düşünün; sokakta yaşayan kedilere destek oluyor. Onlara sahip çıkıyor. Zaman içerisinde kardeş gibi dost olduğu komşusuyla aralarına ‘sahibi olan bir kara kedi’ giriyor. Komşuların çabaları sonuçsuz kalır. Taraflar intikam duygusuyla yanıp tutuşmaktadır. Nefret duyguları yeni kavga alanları yaratır. Sonunda öç almak için kolay bir çözüm yolu bulunur. Komşusuyla kavgayı sürdürmek için sokaklarda yaşayan köpekleri beslemeye başlar. Kedi köpek kavgası, komşu bayanların kavgasına dönüşür.

Yakında seçimler var. Gelecek yıl muhtar emmiler seçilecek. Kılıçlar çekildi, kavgalar başladı, başlayacak. Taraflara bir önerim olacak: Kavga etmeyin! Kavga insana yakışmaz. Seçim demokratik bir yarıştır.

 Tek dileğim, herhangi bir olumsuz olay yaşanmadan seçimlerin yapılması.