Sevgili okurlar, Bu hafta sizlerle ilginç bir video deneyimimden esinlenerek, George Orwell'in unutulmaz başyapıtı “1984” kitabı ve bu eserden uyarlanmış filmi üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
“CAHİLLİK GÜÇTÜR | 1984 Felsefesi” adlı video, bizi distopik bir dünyanın içine çekerek, düşündüren ve sorgulatan birçok felsefi konuyu ortaya koyuyor. 
Orwell'in bu karanlık dünyasında, cahillik ve düşünce özgürlüğünün önemini anlamak, toplumların geleceğini şekillendiren eğitim, düşünce ve bilgiye erişimin ne kadar mühim olduğunu bize hatırlatır. 
Kitap ve film, “Big Brother” olarak bilinen otoriter devletin, düşüncelerin kontrol altına alındığı ve gerçeklerin değiştirildiği bir dünya tasvir ediyor. “Düşünce suçu” kavramı, insanların düşüncelerini ifade etmekten korktuğu bir ortam yaratıyor ve böylece bireylerin iç dünyaları da hapishaneye dönüşüyor. 
“Buradaki insanlar nasıl olur da isyan etmiyorlar?” böyle baskıcı bir hükümete rağmen bu insanların isyan etmemesi, hatta tutkulu bir şekilde hükümetin yanında yer almaları, bize bu hükümetin belirli manipülasyon tekniklerini başarıyla uyguladığını gösteriyor. 
Bu tekniklerin başında “nefret haftası” geliyor. “İnsanları kendi tarafına nasıl çekersin? İnsanları karşı taraftan nefret ettirerek.” Bir diğer teknik, “geçmiş manipülasyonu” bu hükümet geçmişteki bilgileri çarpıtmakta, kendi çıkarlarına göre değiştirmektedir. Mevcut rejim öncesi durumun bir felaketmiş gibi gösterilmesi, halkın mevcut rejime şükür etmelerini sağlamaktadır. Bu gerçeklik, günümüzdeki sansür, propaganda ve bilgi kirliliği ile bağdaştırılabilir.
Distopyanın temel amacı, okuyucuyu kendi toplumunu sorgulamaya ve eleştirel düşünmeye yönlendirmektir. 
Orwell, totaliter bir dünyada yaşamanın getirdiği acımasızlığı ve insanlığın çürümesini gözler önüne sererek, felsefi bir uyarıda bulunur. Bunu yaparken de, düşünce özgürlüğünün kıymetini vurgular. Çünkü düşünce özgürlüğü olmadan insanlık, kendi kimliğini ve değerlerini yitirir. Kitapta yer alan ünlü ifadelerden biri olan "Gerçek, aynı zamanda kontrol edilen bir alan olmalıdır" sözü, düşünce özgürlüğünün tehdit edildiğini gözler önüne serer. Gerçeğin değiştirilmesi ve saptırılması, toplumun yönlendirilmesinde etkili bir araç haline gelir.
Sonuç olarak sevgili okurlar, "1984"ün felsefesi, geleceğin aydınlık ve özgür bir yer olmasını isteyen herkesi uyarırken, insanlığın özündeki değerleri ve düşünce özgürlüğünün kıymetini hatırlatır. 
Günümüzde de otoriter rejimler, sansür ve bilgi manipülasyonu ile mücadele ederken, Orwell'in bu eseri bize toplumsal uyanıklık ve insan haklarının korunması için cesurca adım atmamız gerektiğini tekrar hatırlatır.
Unutmayalım ki, "Cahillik güçtür, düşünce özgürlüğü tehdittir.” 
Bize düşen ise bilgiye açık olmak, eleştirel düşünmek ve insanlık onurunu korumak için çabalamaktır.
Sağlıcakla kalın.