4 Mayıs 2025 günü yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder için 5 Mayıs’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan cenaze töreninin ardından tören çıkışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir saldırı gerçekleşti.
Saldırgan Özel’in alnına isabet eden bir tokat attı. Özel’in korumaları derhal olaya müdahale ederek sayın Özel’i korumaya aldı ve saldırganı yakaladı.
Bu saldırı, sıradan bir olay değil.
Ana muhalefet partisi başkanı Özgür Özel'e saldırı geçiştirilecek bir vaka olarak düşünülmemeli.
Tehdit ve telef söylemleri ve çirkinleşen siyasi dil bu şiddetiyle sürerse, belli kişilerin kendine görev çıkaracağı ve daha ileri boyutlara taşınabileceği, ciddi bir risk olarak karşımızdadır.
Siyaset düzeyli bir ortamda ve söylemle yürütülür.
Bu tür saldırgan tavırlar sonuç vermez.
Kovuşturulmalı, cezalandırılmalı ve yenilerine meydan verilmemeli.
Olayı biraz açacak olursak;
Saldırgan daha önce iki çocuğuna birden kıyan, canını alan, iki kez müebbet hapse mahkûm olmuş, ruh sağlığı pek yerinde görünmeyen bir kişilik olarak tanımlandı, yetkililerce.
Öncelikle bu kadar suça bulanmış bir kişinin nasıl elini kolunu sallayarak aramızda dolaştığı sorgulanmalıdır. Cezasını yeterince çektiğine kim karar vermiştir? Ruh sağlığı uzmanlarının görüşü alınarak mı salıverilmiştir? Bu sorular aydınlatılmalıdır çünkü benzer durumda olan sayısı belirsiz kişilerle aynı kentlerde, kasabalarda birlikte yaşıyor olabiliriz. Ruhsal sağlıkları tatmin edici oranda sağaltılmamışsa aramızda dolaşmaları yersizdir, sakıncalıdır.
Gelelim diğer sorulara;
Korumada bir güvenlik zafiyeti yaşanmış mıdır? Korumalar anında müdahale ederek saldırganı etkisiz hale getirmekte hızlı davranmışlardır. Daha önceden çevrenin izlenmesiyle saldırgan yakalanıp bir olaya meydan vermeden gözaltına alınamaz mıydı? Saldırgan salıverildiği 2019 yılından beri izlenip tavır ve davranışlarına göre denetim altına alınamaz mıydı?
Saldırıdan sonra yapılan açıklamalarda olayı sıradanlaştıran bir tavır gözlenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı kısa bir ‘Geçmiş olsun’ dileğinde bulunmuş, iktidar ortağı Sayın Bahçeli ise Sayın Özel’in ve partisinin -ki CHP bugün için ülkenin en büyük partisidir- adını anmadan yarım yamalak geçmiş olsun dileğini dile getirmiştir! Bu ciddi saldırıyı önemsizleştirmenin bir sonucu mudur?
Siyaset dili tehdit, karalama, ötekileştirme, yok sayma gibi yersiz ve gereksiz bir dile dönüşünce bu ve benzeri saldırılara ön açılacağı düşünülmeli ve daha dikkatli bir söylem geliştirilmelidir.
Bu saldırıyla Sayın Özel’e ‘Bak en yakınına kadar sokulabiliyor ve sana dokunabiliyoruz. Ayağını denk al!’ mı denilmek istenmiştir. Her fırsatta muhalefeti, özellikle Özel’in yürüttüğü iktidar olma çabalarını kırmak için yapılmış bir saldırı olduğu görüşündeyim. Sayın İmamoğlu’nun diplomasının hukuksuz bir şekilde iptal edilip kendisinin ‘eften-püften’ sebeplerle tutuklanmasının ardından yükselen ve alanlarda milyonları bulan itiraz seslerini kısmak, muhalefete iktidar olma şansını vermemek üzere düzenlenmiş bir senaryonun ilk perdeleri olarak da algılayabiliriz bu söylem ve saldırıları. Özgür Özel olaya çok soğukkanlılıkla yaklaşmış, ilk aşamada bir kargaşa çıkmasına izin vermemiş, ancak grup toplantısında bu ve benzeri saldırıların kendisini korkutamayacağını belirterek saldırganın arkasındaki güce/güçlere ‘Hodri meydan’ diyerek gerçek bir liderlik örneği vermiştir.
Özel ‘Bu alçaklığı yapanın da yaptıranın da iki elimiz yakasında olacak.’ dedi.
Geçtiğimiz yıllarda Sayın Kılıçdaroğlu’na da bir öküz hırsızı tarafından saldırı düzenlenmiş, Kılıçdaroğlu linç edilmekten zor kurtulmuş, düzenleyen kişinin elini öpme yarışı gözlenmişti.
Muhalefet liderine yapılan bu saldırı ‘millet iradesi’ne yapılmıştır.
Saldırıyı şiddetle kınıyor, Sayın Özel’e geçmiş olsun diyor, benzer çirkinliklerin yaşanmadığı günler bekliyorum.