Enkaz görüntülerini izlerken en çok duygulandığım, yuvalarını yapan dişi kuşların, evi, hayatı güzelleştiren kadınların, onlarca yıl harcadıkları emeklerini temsil eder gibi, enkazdan dışarı sarkan rüzgârla, üzerindeki çiçeklerin, renklerin yere döküldüğü perdelerdir.

Onca acı sanki rüzgârda hafifçe sallanan kederin üzerinde nazlı nazlı sallanan perdeler, örtüler, saksılarda yetişen yeşil yaprakların, çiçeklerin sanki umut dağıtır gibi etrafa dağılmış vazolar, çiçeklikler…

Ne pahalı mobilyalar, ne dolap dolusu elbiseler, kasalarda saklanan ziynetler, hepsi maddi değerlerini yitirmiş, kaybolmuş, acılarla yoğrulup toprağa karışmış…Ne fark etti az ve ya çok olması; burması, zinciri, pırlantası, sadece kalan anılar dışında…

Ancak çiçekli veya tül perdelerin rüzgârda uçuşu etkiler beni. He yaşanmışlıklar vardır sabahları umutla açılmış, güneşle birlikte çiçeklere, güne, güneşe, çocuklarına, eşlerine günaydın demiş, mavi gökyüzünün rengine, demli çay ve kızarmış ekmek kokularına portakal çiçeği kokuları karışmış, güne günaydın demişlerdir bir sabah önce…Bilmezlerdi ki bu son açışları perdeleri...

Akşam kapatırken, sabah tekrar açamayacağını bilmeden, çocukları yatırmış, yarının yemeklerini planlamış, alışveriş listesini yapmış, hayata iyi geceler diyerek, derin olmayan anne uykularına dalmışlardı.

Enkazı yine kadınlar kaldıracak, yine onlar güç verecek kalanlara, yine enkazı derleyip toplayıp yeni umutla yeni hayatlara başlayacak olan kadınlar temiz yürekli güzel anneler, ablalar, anneanneler, teyzeler, halalar komşular hep birlikte ele ele vererek…

Yine yüreği güzel kadınlarla bir araya gelecek, yine birlikte yaralarını saracaklar, enkazları kaldırıp çiçekli perdeli, çiçekli bahçeli evler kuracaklar.

Ancak insiyatifi ellerine alacaklar, oturacakları evlerin güvenliğini kendileri denetleyecek şimdi tüm kadınlar, oturdukları evlerdeki deprem raporunu soracak, araştıracak, eğer düzgün değilse düzelmesini sağlayacak, uzun uzun sözleşmeleri ayrıntılı okuyup öyle imza atacaklar.

Yanlış yapanlardan hesabı kadınlar soracak geride durmayacak, haberi olmadan evler alınmayacak, yapılmayacak, sadece evlerin süsüne havasına, akıllı ev olup olmadıklarına göre değil, sağlamlığına göre oturacakları yerleri seçecekler.

Bu bir bilinç yükselmesi; artık kimse kimseyi kandıramayacak, kâr için hayatlar sönmeyecek, hırslar, egolar, nefretler, kinler bitecek.

Kadınlar bizim kadınlarımız; o korkunç mübarek elleri ile akılları, öngörüleri, sezgileri, duyguları, duyarlılıkları, emekleri alınterleri ile yeniden kuracaklar, enkazları kaldırıp yeni bir dünya yaratacaklar.

Elbette yalnız değiller, erkekleri dışlayarak elbette değil, olmaz zaten…Eşitleri ile yapacaklar, omuz omuza yapacaklar, yeter ki bilinç yükselsin, yeter ki hayatı güzelleştirmek için el ele verilsin.

Kadınlar bilinç yükseltmeyen, hala dış görünüş, dış güzellik, üretimden kopuk, sadece kendi çıkarları için uğraşan başka kadınlarla ego ve maddi zenginlik kavgasına girmeyen kadınlar, bilinci yüksek kişilikleri bir daha gelişmiş, gönül gözleri açık, paylaşımcı, başka kadınlar başka çocuklar mutlu ve huzur olmadan rahat edemeyen kadınlar gerçekleştirecek her şeyi, onlar kaldıracak enkazları

Yine çiçekli perdeler asılacak pencerelere, begonviller boy verecek bahçelerde yine, o zengin coğrafyanın o zengin mutfağında ocaklar tütecek, güzel yemek kokuları yükselecek. Bizler destek olacağız, yanlarında duracağız, ürettiklerinden alacağız, ürettiklerini pazarlamalarına yardımcı olacağız.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.

Deprem bölgesinde yaşamını yitiren ve hayatı güzelleştiren tüm kadınların günü kutlu olsun.