Yazı Çarşı’daki meydanlık, o yılların yaşlılarının ilenmelerine karşın gençlere futbol sahası, biz çocuklara da oyun alanıydı. Saha dediysem kale direklerinin dikili olduğu saha değildi. Kale direkleri yerine iki taş konur, kale orası olurdu.

O yıllar kar çok yağar, geceleri de ayaz olurdu. Sabaha karşı her taraf buz tutmuş, buzlu yerler de çocukların ve gençlerin sanki kayak merkeziydi. Özellikle gençlerin kaymalarından kırk elli metrelik bir pist oluşur, bu pist üzerinde gençler  kayarken çocukları yaklaştırmazlardı. Bazın bu pistin oluşması için gençler akşamdan, sokak çeşmesinden helke helke (bakır, kulplu kova) su dökerler, ‘buz pisti’ oluşmasını sağlarlardı ki, eresi güne uzun bir pistin oluşmasının hazırlığıydı bu. Bu hazırlık özellikle Cumartesi akşamı veya gecesi olur, Pazara kayma şenliği başlardı.

Büyük ağabeylerimizin bazıları ayakkabı yerine tahta nalınları ayaklarına iyice bağladıklarını görürdük. Tahta nalınlarla kayanlar buz pistinin başından sonuna kadar kayarlardı. Kayma şekli de oturarak (çömelerek) olurdu. Dikelerek kayanlarda düşmeler daha çok olduğundan, oturarak kayarken düşse de sakatlık yaratmazdı. Bir keresinde uzun boylu bir ağabeyin oturmadan kayarken düşüp şafağı yarılmış, kan fışkırdığını görmüştüm.

YAZI ÇARŞI MEYDANLIĞINDA KAZ DÖVÜŞLERİ

Kış ayları Yazı Çarşı meydanlığı kaz dövüşlerinin yapıldığı, seyircisinin çok olduğu sanki bir arenaydı. Öyle iddialı kaz dövüşleri olurdu ki, başka mahalleden gelen taraflar ellişer yüzer kişi gruplar halinde gelirdi. Büyük bir halka çevrilir, iddialı konuşmalar yapılırdı.

İki ekek kaz dövüşürken, erkek kazın yanısıra gelen yedi sekiz dişi kazın “gıygak gıygak” sesleri meydanlığı kaplar, saatler süren iki erkek kazın dövüşü halka halindeki seyirciyi de heyecanlandırır, yerinde durdurmazdı.

Kahveci Ramiz’in ve Deli Neşet’in dövüşken kazları çok meşhurdu. Bir kerseinde ikisi arasında “dövüşte kaçan kazın kesilmesine” çok iddialı bir kaz dövüşü yapıldı. Kazların dövüşü saatler sürdü. Kazların birbirlerinin kanatlarını ısırıkları ile kanatları ‘kırmızıya’ boyandı. İki kaz kanlar içinde kaldı. Sonrasında kahveci Ramiz’in kazı kaçtı. Kahveci Ramiz “Ben, dövüşten kaçan kazı pinniğime (kümes) koymam” diye, kazını oracakta, bütün seyircilerin gözü önünde kestiğini hala unutamıyorum. Kazın kesilmesine seyircilerden engel olmaya çaışanların söylemleri fayda etmemişti kahveci Ramiz’e. “Hayır” demişti, “Bu bir iddiadır söz verdim, sözümden dönemem” demiş ve oracıkta kazın boğazına bıçağı çalmıştı.

BG180423

Yazıçarşı meydanlığında kaz dövüşleri

(SÜRECEK)