Güzel ve huzurlu şehrimiz Çorum’un değerli Belediye Başkanı Sayın Halil İbrahim Aşgın ve Ekibi, sanata, kültüre ve edebiyata çok değer verir. Bu konuda çok çeşitli yayınlar, etkinlikler düzenleyerek konunun devamlılığını sağlar. Kendisine, Ekibine şükranlarımızı bildirmeyi bir borç biliyoruz.
Çorum Belediyesi tarafından “Şehir Defteri” adıyla her üç ayda bir dergi çıkıyor. Şehir Defteri altı yıl öncesinden başlayan yayınından bu güne 19 sayıya ulaştı. Şehrimiz kültür, sanat ve edebiyatında nabzı olan insanların bu dergide yazıları, şiirleri yer alıyor. Dergi, baskısıyla içeriğiyle gençlerin/ yaşlıların beğenisini kazanmış, güzel ve huzurlu Çorum’umuzun gerçek bir Şehir Defteri olmuştur.
Şehir Defteri dergisinin devamı ve içeriğinin daha da güzel olması için Sayın Belediye Başkanımız ekibi ile birlikte, yaşlı ve genç demeden zaman zaman bizleri bir araya getirerek görüşlerimizi alır.
Şehir Defteri dergisinin 19. sayısının yayınlanması ve ilimizin trafik plaka numarasının 19 olması hasebiyle 22 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 20.00’de yine bir istişare toplantısı düzenlendi. Şehir Müzesinin bir salonunda Şehir Defteri dergisi için görüşlerimiz alındı. Samimi bir sohbet havasında geçen bu birlikteliğimizde Çorum’un kültür, sanat ve edebiyat alanında nabzı olan genç/yaşlı kırka yakın katılımcı vardı. İki saate yakın bu toplantımızda Belediye Başkanımız, Dergi Genel Yayın Yönetmenimiz, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz, yayına hazırlayanlar sağ olsunlar bizleri yalnız bırakmadılar. Samimi bir sohbet havasında yine görüşler bildirildi, şiirler okundu. Hem de görüşler ve şiirler alkışlanarak.
Ancak okunan şiirlerin arasında bir şiir vardı ki biz yaşlıları yaraladı. Şiirin adı “İhtiyarlar” idi. Bu şiir biz ihtiyarlara hitaben kendisi tarafından yazılmıştı. “Aramızdan çekilin artık, yazmayın, konuşmayın, def olun” dercesine nezih bir topluluğun karşısında; mesleğinin zirvesinde olan bir akademisyen tarafından okundu. Orada bulunan biz yaşlılar olarak alınmadık dersek yalan olur.
Bilinmelidir ki yaşlanmak ayrıdır, ihtiyarlık ayrıdır. Yaşlılığın sözlük anlamı, yaşı ilerlemiş, görgülü, hayatı anlayıp değerlendiren, olgun kimselerdir. İhtiyarlığın anlamı ise, yaşı çok ilerlemiş, gücü mecali kalmamış kimselerdir. Evet bizler yaşlandık ama ihtiyarlamadık. Çünkü biz gençlerin arasındayız. Bir söz vardır;
“Söz tabancadan çıkan kurşuna benzer, hedefini bulur. Ancak öldürmez, ama izi kalır.” diye.
Biz yaşlılarda da okunan “İhtiyarlar” şiirinin izi kaldı. Orada okunan bu şiirin hedefi biz olmasak bile, samimi ve nezih bir toplantıda okunmamalıydı görüşündeyiz. Her edebiyatçı bilir; adap, edep, edip’liğin ince kırmızı çizgisini...
Her şairin her tür şiiri yazması hakkıdır. Ancak, yazılan her türlü şiirin her yerde okunamayacağını bilmesi gerekir. Biz “İhtiyarlar!” bu nezih ve samimi havanın bozulmaması için okunan şiiri yine de alkışladık. Çünkü “Söz uçar yazı kalır.” derler ya, bu şiirin orada okunduktan sonra uçup gideceğini hepimiz biliyorduk. Ancak öyle olmadı. Sonradan yazının kalıcılığını pekiştirircesine sosyal medyada tekrar yayınlandı. Hem de şiirin okunmasından önce ‘konuşma’ sözleri ile birlikte. Sosyal medyada paylaşılınca biz İhtiyarlar(!) da görüş bildirmek istedik.
Görüşümüz odur ki, Yunus Emre’nin dediği gibi:
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz.
Bir Grup Çorumlu İhtiyar
Ehl-i edebin sözü, hemen gelmez dile;
Tercihi sükuttur cevabı bilse bile.
Kelamı incidir zay’etmez dudağında;
Kıymetin bilen küpe yapar kulağında.
Şair Galbi