Hayatından son derece emin. Kızgın güneşin altında yılgın ağacının yetersiz gölgesinde yatıyor. Hürmüzan İran şahı kendi saraylarını düşünüyor. Hz. Ömer’e bakıyor. Hiç bir korku duymadan yalnız çölde uyuyor. Bu emniyet duygusu nereden geliyor. Hz. Ömer Hürmüzanı tanıyor. Çünkü Arap’ın büyükelçiliğini yapmış, tüccarlık nedeni ile dealarca İran’a, Roma, Mısır vs gitmiş ve 6 lisanı ana dili gibi konuşan son derce cesur, ölçüsüz, adil, 12 mahalleli yerde halk akşam yemeğini yemeden kendisi yemek yemeyen, bunun için görevliler atayıp bu güzel işi adet haline getiren, adil bir yönetici. Korkusuzluğu, adaletinden, cömertliğinden geliyor. Hürmüzan, ya Ömer, son Arap’a değil, bu adaletinle dünyaya halifelik yaparsın. Çünkü seni böyle cesaretli kılan ise hakkın ve halkın yanındaki emniyetin ve tutarlı olmandır. Ecdadımız, ceddimiz Nuşirevan’dan daha adilsin, diye Hz, Ömer’e övgüler yağdırmıştır. Hz. Ömer, padişah adil olunca şecaata lüzum yoktur. Şecaat isyana karşı bir kuvvetli benim en büyük düşmanım nefsimdir, buyurmuştur. Her şeyin kökü adalettir. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır.

Nuşirevan Sasani-İran tarihinin en adil insanıdır. Onun devrinde de hırsızlığın cezası idamdır. Hz. Ömer R.A. ve Amir Bin ASR. Anh müslüman olmadan önce İran’a yaptıkları bir ticari seferde Nuşirevan’ın atlara çok meraklı olan oğlu Hz. Ömer ve Amr Bin As.ın kıymetli değer biçilmez arap atlarını gasp ediyor. Hz. Ömer olayı Nuşirevan’a iletiyor. Yapılan şikayet mahkemede suçlu bulunan şah, Nuşirevan’ın oğlu idama mahkum oluyor ve babası oğlunu adalet uğruna şehrin ortasında aleme ibret olması için idam ediyor. Sonradan İslam geliyor. Hz. Ömer Halife oluyor. Amr İbni AS.de Mısır’a Vali tayin ediliyor.

Amr İskenderiye’de yol çalışmalarında bir Yahudinin evini yıkıp arsasından cadde geçiriyor. Evi yıkılan Yahudi adil halifeye Amr’ı şikayet etmek için Mısır-Medine arası 3500-4000 km.lik yolu yürüyerek Medine’ye varıyor ve Hz. Ömer’e durumunu arz ediyor. Hz. Ömer bir taşa Mısır valisi ve İran’a beraber gittiği Hz. Ömer şöyle yazıyor; “Ey Amr, ben İran şehinşahı Nuşirevan’dan daha adilim, derhal Yahudi’nin arsasını iade et veya memnun et.” Yahudi taşı alıyor, ama bir mana veremiyor. Neticede Mısır’a geri geliyor. Yazılı taşı Mısır Valisi Amr İbni AS.e takdim ediyor. Taşı alan Amr, “Ey Amr, unutma ki ben Nuşirevan’dan daha adilim. İmza Hz Ömer” yazısını okuyor ve düşüp bayılıyor. Derhalgereğini yaparken bu eşsiz adalet örneği karşısında müslüman oluyor ve evinin arsasını kamuya yol için hibe ediyor.

Evet, kendi nefsine zulmeden adamdan, başkasına adaletlli olması ümit edilemez. Adil insan köle için de, kral için de, el için de, oğlu için de adildir. Kendisine acımayan kimseye acımaz. R.SAV. de, merhamet etmeyene merhamet edilmez temel kuralını ilan ediyor.

Zalimin oku bir kişiyi isabet alırken, mazlum adil olan tüm zalimleri hedef alır. adalet toplumu ihya eder, diriltir. Zulüm, musibeti mıknatısın demiri çektiği gibi çeker. Alma mazlumun ahını, gökten indirir şahini, alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

Her iyilik karşısında herkes aynı sözü söyler. Allah razı olsun. Ama kul Allah’a olan borcunu ödemeden Allah’tan razı olmaz ve güzel temenni boşlukta kalır. Adalet emniyeti, emniyet huzuru, huzur da insanları mutlu etmek için vardır.

(SÜRECEK)