Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, 3 Temmuz 2023 Pazartesi günü Bolu’dan Ankara’ya, CHP Genel Merkezi’ne kadar “Değişim ve Adalet Yürüyüşü” adıyla 10 gün sürecek bir yürüyüş başlattı. Konu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu istifaya zorlamak.

Sayın Kılıçdaroğlu da Ankara’dan İstanbul’a, 15 Haziran 2017 günü başlayıp 25 gün süren bir “adalet” yürüyüşü başlatmıştı.

Elbette yürüyüş bir hak arama eylemidir, demokratik bir tepkidir.

Ve de bu yürüyüşlerin ilk mimarı Çorumlu belediye işçileridir.

Aslında Çorum'un Türkiye işçi hareketi içinde özel bir yeri vardır. Çünkü Türkiye işçi hareketi içinde hep ilkler olmuştu Çorum'da.    

Biri, “Alpagut Olayı” idi. 13 Haziran 1969’da, aylarca ücretlerini alamayan işçilerin işyerine el koyup uyguladığı “özyönetim” idi.

Diğeri, Çorum Belediye işçilerinin 27 Temmuz 1966’da başlattığı, çıplak ayakla Çorum'dan Ankara’ya yürüyüşü idi.

İşte bu nedenle bir hatırlayalım, hatırlatalım dedim.

*** 

Yıl 1966, iktidarda Adalet Partisi hükümeti, Başbakan Süleyman Demirel'dir.  Çorum Belediye Başkanı ise Kemal Demirer ya da Keçi Kemal”, yani namı diğer Johnson Kemal'dir.

Öğretmen Kemal Demirer, 1963-1968 arası Belediye Başkanıdır. 1969-1973 arası milletvekilidir. 20 Ocak 2011'de ölmüştür.

Şöhretini, ABD Başkanı Johnson'a özel mektup yazıp beton karıştırma makinesi istemesiyle yapmıştır.   

***

Belediye Başkanı Kemal Demirer 72 temizlik işçisini işten çıkarır. İşçilerin tüm girişimleri sonuçsuz kalır.

Çaresiz kalan işçilerden 54'ü, 27 Temmuz günü Çorum'dan yalınayak yola çıkarlar...

3 Ağustos'ta Ankara Anıtkabir'e varırlar...

5 Ağustos'ta Danıştay'da davayı kazanırlar, 8 Ağustos'ta işbaşı yaparlar...

10 Ağustos'ta Jonson Kemal, kararı uygulamaz, işten çıkarma devam eder.       

Onlar için çare, yine yalınayak yollara düşmektir.

Ve 15 Ağustos 1966 günü, Ankara'dan İstanbul'a yalınayak yürüyüşü başlatırlar...

Ve de tam 34 gün çıplak ayakla 716 kilometre yol yürüyerek, İstanbul'da Taksim Atatürk Anıtı'na ulaşırlar...

İşe alınmadığımız takdirde, ölüm yürüyüşümüzü İsveç'e kadar uzatacağız derler.

Sonunda işçiler kazanır. İşçiler işe geri alınır.

Çorum Belediye işçilerinin bu yürüyüşüne sendikalar, öğrenci gençlik hareketi ve kamuoyu sahip çıkar.

Eylem, uluslararası işçi sendikaları tarafından da desteklenir.

Yürüyüşün her anı gazetelerde yer alır. Özellikle Milliyet'ten Mete Akyol, başından sonuna kadar işçilerin yanında bulunur ve tüm gelişmeleri basına iletir.

Yollarda yürüyüşe katılanlar olur. İşçilerle birlikte İstanbul'a kadar yürüyenler olur.

O dönemin güçlü gençlik örgütü olan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) destekler, Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) tüm sendikalara destekleme çağrısı yapar.     

İşçi sendikaları çağrıya katılır. TÖS çağrıya katılır.  

Ve oluşturulan Türkiye İşçi, Gençlik, Öğretmen Dayanışma Konseyi (TİGÖK)” işçileri Hendek'te karşılar. Birlikte Taksim Meydanı Atatürk Anıtı'na gelinir.

Çorum Belediye Başkanı Johnson Kemal protesto edilir. Karşılayanların içinde, en aktif öğrenci liderlerinden Deniz Gezmiş de bir konuşma yapar ama gözaltına alınır.

***

İşte, Çorum Belediye işçilerinin tarih yazan yürüyüşü budur.

İşçi hareketinde bir ilk ve de yeni bir hak arama yöntemi olmuştur.

Çünkü yalınayak yürümüşlerdir Çorum'dan Ankara'ya... Yalınayak yürümüşlerdir Ankara'dan İstanbul'a... Ve de ardından Türkiye işçileri yürür olmuştur Ankara'ya...    

Nitekim 1966'da Pancar Motor'da çalışan işçiler yürümüştü İstanbul'dan Ankara'ya

1967'de Manisa'dan 90 temizlik işçisi, 1968'de Samsun Tekel işçileri yürümüştü Ankara'ya

1977'de sinema emekçileri yürümüştü İstanbul Taksim'den Ankara'ya

1979'da Mersin'den Soda Sanayii'nde çalışan 857 işçi yürümüştü Ankara'ya  

*** 

12 Eylül darbesiyle ülke bir korku imparatorluğuna dönüşmüştü. Baskılar, yasaklar sonucu uzun süre yolcusuz kalmıştı Ankara yolları.

Ama 1991'de tarihin en büyük işçi yürüyüşü yapılmıştı. Zonguldak'tan 100 bin maden işçisi yürümüştü Ankara'ya doğru. Ama yolları kesilmiş, Cumhuriyet tarihinin en büyük madenci yürüyüşü, 112 km sonra polis ve askeri barikatlarla durdurulmuştu.

Ve 1992'de İzmir Belediye işçileri yürümüştü, 1993'te İzmir Kâğıthane işçileri yürümüştü Ankara'ya…   

1994'te işten atılan Adana belediye işçileri, aileleriyle birlikte yürümüştü Ankara'ya   2000'de Türk-İş üyesi işçiler yürümüştü, özelleştirmelere karşı

Ve öğrenciler yürümüştü, öğretmenler yürümüştü, mahkûm yakınları yürümüştü, kayıp aileleri yürümüştü, türbanlı öğrenciler yürümüştü, TAYAD'lılar yürümüştü Ankara'ya...

Elbette ki, bu yürüyüşler bir isyan değildi, bir başkaldırı değildi. Ama hakkını aramak için, zor da olsa bu yol kalmıştı.

Ve de Ankara Ankara / Senden hesap sormak ister / Her bahtı kara denmişti.