Türkiye’de emeklinin durumu, son yıllarda ekonomik eşitsizlik ve sosyal politikalardaki olumsuzluk net olarak görülmektedir. Enflasyonun her geçen gün artması, sosyal hizmetlere erişim engelleri ve örgütlenme yetersizliği açıkça görülen alanlardan biridir. Bu gidişat emeklinin yaşam kalitesini her geçen gün biraz daha düşürmektedir.

Emekliler artık geçim sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı enflasyon oranı yüzde 68 düzeyindedir. Oysa emekli aylıklarına yapılan zam, bu oranın çok çok gerisindedir. Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) verilerine göre, 2025 başı itibarı ile en düşük emekli maaşı on bin liradır. Aynı dönemde Türk İş’in belirlediği açlık sınırı 17.725 TL. Yoksulluk sınırı ise 57.736 Liradır. (Türk İş, 2025) Bu durumda emekli zorunlu gereksinimlerini bile karşılayamaz.

Gelir yetersizliğinden birçok emekli, yaşlılık dönemini ek işler yaparak geçirmek zorunda kalıyor. Bazıları da çocuklarının desteği ile yaşama tutunabiliyor. Oysa emekli yaşamı boyu çalışmasının karşılığını huzur içinde alıp geçinmesi gereken bir dönem. Pekçok emekli gerçekte yaşam uğraşı veriyor.

Diğer yandan emeklilerin sosyal yaşamdan dışlanması da önemli bir konu. Ülkemizde yaşlılara yönelik kent politikaları yetersizdir. Sosyal tesisler gerek sayı, gerekse erişilebilirlik yönünden yetersiz. Emeklinin sosyal ve kültürel etkinliklere katılım oranı düşük. Türkiye Yaşlı Profili araştırması (Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2021) verilerine göre, 65 yaş üstü bireylerin yüzde 73’ü düzenli hiçbir sosyal etkinliğe katılmıyor.

Haliyle sosyal dışlanma pek çok psikolojik sorunları da birlikte getiriyor. Tıp fakülteleri ve psikiyatrı derneklerinin yaptığı araştırmalara göre, yaşlı bireylerde yalnızlık ve depresyon oranı son yıllarda artış göstermektedir. Bu olumsuzluklar yaşlılığı zorlaştırırken huzursuzluk ve yalnızlık eş anlamlı yürümektedir.

Türkiye’de emekli sayısı yaklaşık 16 milyon kişi dolayların da (SGK, 2025). Ne yazık ki bu büyük kitlenin sendikal ve sivil toplum düzeyindeki örgütlenmesi oldukça zayıftır. Türkiye Emekliler Derneği (TÜED), ülke çapında en büyük emekli örgütü gibi gözüküyor fakat kamuoyuna güçlü şekilde yansıyan bir talebine rastlayamıyoruz. Ayrıca emekliler arasındaki politik kutuplaşma ve dağınıklık örgütlü uğraş bilincinin gelişimini engelliyor.

Türkiye’de emekli sayısının yaklaşık 16 milyon olduğu düşünülürse emekliler için en reel, en fedakarhane çalışmayı yapan DİSK Emekli Sen’in de ses getirebilecek büyük bir dilimi örgütlediği söylenemez.

Avrupa ülkelerinde emekliler, gerek sosyal haklarını, gerekse yaşam kalitesini koruyacak şekilde örgütlenmişler. Sendikal haklardan da yararlanmaktalar. Türkiye’de ise emekli devinimi güçlü bir baskı unsuru haline gelemedi.

Emeklilerin örgütlenme bilinci artırılmalıdır. Sendikalar ve sivil toplum örgütleri etkin roller almalı. Milyonlarca emekli yoksulluk, yalnızlık dışlanma kıskacında bir yaşam sürüyor. Sadece maaş artışları bile yetersizdir. Bütüncül uygulamalar gerekir. Sosyal politika, sağlık hizmeti, ulaşım indirimleri gibi. Uygun kent planları yapılmalıdır.

Toplumun uygarlık seviyesi yaşlısına verdiği değerle ölçülür. Türkiye’de emekli, bir lütuf beklemiyor. Hakkını ve itibarını arıyor. Bu hak ancak sosyal adaletin yeniden ve gelişmiş olarak tesisi ile olanaklıdır.

Kaynaklar;

*Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (2021). Türkiye Yaşlı Profili Araştırması.

*SGK (2025). Emekli Sayıları ve Prim Gelirleri Raporu.

*TÜED (2024). Türkiye’de Emeklilerin Sosyo-Ekonomik Durumu.

*TÜİK (2024). Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Yıllık Değişim Oranları.

*Türk-İş (2025). Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması, Mayıs 2025.

*DİSK Emekli Sen raporları.