Paris, adeta özene bezene yapılmış bir bahçe 300-400 sene öncesinde; at arabası devrinde tırların geçecği büyüklükte caddeler yapılmış. Her hükümdar bir eser yaptırmış. Sonradan gelen, onu yıktırmamış, ona uygun, onun güzelliğini tamamlayan bir eser yaptırmış. Bu bakımdan Paris’i muhteşem bir bahçeye benzetiyorum. Özenerek, bezenerek, zevkle yapılmış bir bahçeye...
Avrupa’da heykeltraşlar, bestekarlar, şair ve yazarlar harikalar yaratmışlar. Hayran olmamak mümkün değil...
Avrupa’da bir de Allah’ın yarattığı yerler var. Finlandiya, İsveç, Norveç. Buralarda geniş ovalar, karlı dağlar, up uzun vadiler birer doğa harikası. Finlandiya’da yetmiş bin göl var. Türkiye’nin yarısı kadar bir yer. Nüfusu da beş milyon. Araba ile yüksek ağaçların altında, yeşillikler arasında, asfalt yolda saatlerce gidiyorsunuz. Baraj büyüklüğündeki gölün kenarında küçük bir ev, yanında da tahtadan iskele ve kayık, her göl kenarı böyle. Ne şairane değil mi? Hepsi doğallığıyla korunuyor.
Norveç’te kanalı içeri doğru girdiği kanal gibi yerlere fiyort diyorlar. İki tarafında iki minare yüksekliğinde dağlar ve bu dağlardaki buzullardan eriyip şelale gibi akan sular. Boğaz gibi olan bu kanallarda denize doğru gittikçe önünüze bambaşka bir manzara çıkıyor. Her köşe ayrı bir tablo. Bunlar da Yaratan’ın yaptığı resim tabloları. Hepsi de yaratıldığı gibi duruyor ve korunuyorlar...”
Evet, Çorum’da Efsane olmuş bir ‘kişiliktir’ Dr. Rifat Patır. Hem de Yaşayan Efsane. Şair Servet Denizer bu Efsane kişiliği yine dizelerine taşıyıp anlatmaya çalışmış:
SENSİN EFSANE
Kimler geldi geçti Çorum ilinden
Yaşayan Rifat Patır sensin Efsane
Mesleği doktor cana can katar
Çorum’un onuru sensin Efsane
Simgedir Çorum’un saat kulesi
Çorumluya huzur verir gölgesi
Atatürk’tür ilim bilim hocası
Atamız öğrencisi Efsane
Bazı doktor hastayı başından atar
Onun tedavisi cüzdana çıkar
Rifat hastasına özüyle bakar
Özü temiz yüzü güzel Efsane
Açık sözü tatlı dili özedir
Reçeteyi Allah için yazandır
İç dünyası sanki şair ozandır
Gönüller tabibi sensin Efsane
Rifat Hoca denir şifa ehlisin
Çorumlu kalbinin solmaz gülüsün
Menfaat değildir insan okursun
Dosta cenan olan sensin Efsane
-Dokuzyüz yirmi altı dünyaya geldin
-Dokuzyüz kırk dokuz diploma aldın
Meslek kariyerin kıymetin bildin
İnsanlığa simge oldun Efsane
Kelimeler aciz kaldı methine
Kartal Yuvası yakışmışsın tahtına
Servet Denizere sensin hatıra
Satırlara mihman sensin Efsane
Dr. Rifat Patır, Ulusal Basınla beraber Yerel Basını da takip eden, her gün birkaç gazeteyi mutlaka okuyan kişidir. Ve bu, mezuniyetinden bugüne günlük yaşamının değişmez bir kuralı olmuştur. Çok okyup yazan olduğundan, Kartal Tepe’deki Kartal Yuvası’nda ve şehir merkezindeki evinde çok zengin bir kitaplığı vardır. Şehrin yapılanmasında gördüğü bozulmuşlukların yenilenmesi ve şehrin güzelleşmesi açısından Çorum Haber Gazetesi’nde köşe yazıları çıkar. Ve hatta bunları gerekli mercilere bildirerek düzeltilmesinde fayda oludğunu kendine has üslubuyla anlatır. Ayrıca Çorum yazarlarının ‘kişilerle yaptığı röportajları’ ve bastırdığı kitapları da takip ederek; yazarları yüreklendirmek, takdir etmek açısından onlara hitaben “Serbest Kürsü” köşesinde dillendirir. Bu yazılarından iki yazısını sizlerle buluşturuyorum, takdir sizlerindir:
TALAT CERİTOĞLU
Kendilerini aşağı yukarı 55 seneden beri tanırım. 45 sene önce başlayan dostluğumuzda, kendisine olan saygımız da hiç eksilmeden devam etmektedir.
Sayın Abdulkadir Ozulu’nun kendileri ile yaptığı röportajı da tatlı bir hatıra olarak okumaktayım. Hatıra diyorum, çünkü bütün dediklerini ben de içinde yaşamış gibi hatırlıyorum.
Talat Bey, herşeyden önce kelimenin tam manası ile dürüst bir Eczacı; sonra da dürüst bir insandı. Eşsiz enerjisi ve müthiş bir hafızası vardı.
Eczacılığında, ilaç hazırlanırken hatasız çalışırdı. Kalfaların yaptığı hatayı asla affetmezdi. İşinde meslek ahlakı ve kanuna saygısı tamdı.
İkinci işi, Çorum’a hizmet idi.
Ben Çorum’u bu kadar seven başka bir insan olacağını zannetmiyorum.
Sanki Çorum’un valisi, mebusu, emniyet müdürü, zabıtası, sanki Çorum’un bütün bürokratı kendisi idi.
(SÜRECEK)