Çocukların yatağa aç girmesine, anne ve babaların çocuklarının “temel” ihtiyaçlarını karşılayamamasına, okula harçlıksız ya da beslenme çantası eksik gönderilmesine sitem eden Sinem Sarı, “yoksulluk kader değil. Milletçe kazanıp, milletçe bölüşeceğimiz bir sistem kuracağız. Herkesin yüzünü güldürecek tedbirler alacağız” dedi.
ÇOCUKLAR SICAK YATAĞINA KAVUŞANA KADAR MÜCADELE…
Milletvekilliği aday adaylığı döneminde yaptığı çalışmalar, ziyaret ettiği köyler, aile ziyaretleri, ilçeler ve çarşı-pazarda göz yaşartan, yürek parçalayan durumlarla karşılaştığını bildiren Sinem Sarı, “Bir çocuk gece yatağına aç yatıyorsa, bir anne çocuğunun karnını doyurabilmek için market kapılarında yardım istemek zorunda kalıyorsa, fırınlarda sepetteki ekmekleri topluyorsa biz de yataklarımızda rahat uyumayalım. Çocuklarımız sıcak yataklarına kavuşana kadar, karınları doyana kadar, gelecekleri kurtulana kadar onlar için mücadele edelim. Çocuklarımız geleceğimizdir” ifadesini kullandı.
“TENCEREDE DERT DEĞİL, ET KAYNATMAYA GELİYORUZ”
Çorum İYİLİK hareketinin temsilcilerinden, Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu maden mühendisi Sinem Sarı, tespitlerini şu cümlelerle dile getiriyor:
“Birçoğunuz gibi varlığı da yokluğu da görmüş halkın ta kendisiyim.
Yokluğu gördüm diyorum ama böylesi bir yokluğu memleketim tarihinde ilk kez görüyorum.
Bugün vatandaşın 10 TL'ye sofrasına koyamadığı ramazan pidesinin yokluğunu daha önce görmemiştim mesela.
Devletin onca uluslararası ve milli yardıma karşılık halktan çay, şeker, iç çamaşırı isteyecek kadar yokluğa düştüğünü görmemiştim mesela.
Yokluk gördüm fakat evine 1 kilo et alamamanın mahcubiyetiyle feryat eden babanın sesinin kalbime ok gibi saplanacağı kadar yokluk görmemiştim mesela.
Devir alacağımız enkazın üstüne “Güneş” gibi doğmaya geliyoruz.
Melek görünüp şeytan edebayatı yapmaya değil, İYİleştirmeye geliyoruz.
Tencerede dert kaynatmaya değil et kaynatmaya geliyoruz.
MARKETLERDE ÇOCUK MAMALARININ ÜZERİNE KİLİT VURULUR OLDU
Yıkmaya değil yapmaya geliyoruz.
Halkın içinden biri olmaya… yol göstermeye değil yol arkadaşı olmaya, el ele kol kola davamızı savunmaya geliyoruz.
Toplumun kanayan yaralarına; ekonomiye, kadına şiddete, ahlaki yozlaşmaya ilaç olabilmeye geliyoruz.
Evladına bir ilaç alabilmek için kampanyalarla uğraşmak zorunda bırakılan, çocuğunun gözüne ne zaman kaybederim korkusuyla bakan ananın yüreğine İYİ olmaya geliyoruz.
Marketlerde çocuk mamasına kilit vuruluyorsa, çocuğuna mama alamayan babanın kesesine bereket olmaya geliyoruz.
“FAKİRİN BACISI, GÜÇSÜZÜN SAHİP ÇIKANI OLACAĞIZ”
Tarımla, ziraatla uğraşan çiftçime sırt dönene karşı koymaya, toprağımızı bereketlendirmeye, köylüme can suyu olmaya geliyoruz.
Çocuğunu okula yollarken acaba bugün beslenmesine ne koysam diye düşünen anaya, arkadaşının çıkardığı beslenmede gözü kalan çocuğuma söz veriyorum Güneş sizin için doğacak.
Fakirin bacısı, güçsüzün sahip çıkanı olmaya söz veriyorum.
20 yıldır sahipsiz kalmış memleketimde fidanlar yeşertmeye geliyoruz.
Ülkemize, Çorum’umuza nefes olmaya geliyoruz.
Gelin güneş Çorum’dan yeniden doğsun.
Gelin iyilik kaderimiz, Cumhuriyet yeniden baş tacımız olsun.” (Haber Merkezi)