Gazze’deki soykırım uç noktaya taşındı; tanklar eşliğinde kara harekâtı ile imha operasyonuna başladı İsrail ordusu. İnsanları daha güneye veya toplama kamplarına sürüyor, sürdüğü noktaları da bombalayarak soykırımı genişletiyor.
Uçaklardan atılan bombalarla yerle bir edilen Gazze 17 Eylül sabahında, İslam İşbirliği Teşkilatı Katar’da toplantı halindeyken başladı. Türkiye’nin de içinde olduğu teşkilat çok önemli bir kararmış(!) gibi imha ve işgali kınadı(!).
Tüm dünyada insan haklarına duyarlı, katliamları kınayan ve durdurulmasını isteyen protestolar yapılırken İslam ülkelerinden yüksek bir ses çıkmadı, çıkmıyor. Çıkmadığı gibi İsrail’e giden ticaret gemilerini de engelleyici bir tavır görülmüyor. Bu gemiler ne taşıyor? İşgali ve soykırımı gerçekleştiren İsrail ordusuna gıda, teçhizat ve savaş araçlarına petrol taşıyor. Hem Filistinlilerin yanında görünüp hem de İsrail’e destek olacak mal satışını durdurmamak!... Bu tam bir ikiyüzlülüktür.
Avrupa’dan yükselen cılız seslere bir anlamda daha güçlü bir ses yükseldi İspanya’dan. İspanya deniz ve hava sahalarını İsrail uçak ve gemilerine kapattı, İsrail’in soykırım uyguladığını devlet tavrı olarak açıkladı. Daha önce Güney Afrika, Venezuela, İzlanda ve Kuzey Kore soykırım karşıtı yaptırımlar açıklamıştı.
BM (Birleşmiş Milletler) soykırımı sonlandırma, sorumlularını cezalandırma çağrısı yaptı. Ancak dinleyen yok!
ABD doğrudan vahşetin içinde.
AB ülkelerinin çoğu vahşeti destekliyor.
İsrail’deki Siyonist Naziler bizzat işgal, imha ve soykırım uyguluyor.
Siyonistler tüm Ortadoğu’ya göz dikti.
Suriye’yi dağıttı, Esat direnemedi, kaçtı. Lübnan’da Hizbullah direnişi kırıldı. Yemen’i vuruyor, sıranın İran’da olduğu tehdidini açık açık savuruyor. Sonra sıra kime gelecek diye düşünmekten kendini alamıyor insan?
Emperyalizmin BOP planı aksamadan işliyor.
HAMAS’ın elindeki esirlerin bilinçli olarak İsrail ordusu tarafından yok edilmesi Netanyahu’ya haklılık kazandırmak için planlanmış bir Siyonist strateji olabilir. İsrail halkının Filistinlilere karşı daha da şiddetli olarak düşmanlaşmasına hizmet eder.
İnsanın insanı sömürmesi, bir avuç erk sahibi ve onların tekelci efendilerinin rahatı için tüm dünya emekçileri sömürülüyor. Ortadoğu’da yürüyen kanlı operasyonun etkileri dünyanın her noktasında etkisini gösteriyor. Yoksul ülkelerdeki açlık ve sefaletin doğrudan sorumlusu emperyalist politikalardır.
İsveç’te bir anne çocuğuna süt verebiliyor, Filistin’de çocuklar temel gıda ekmek, su, süt bulamıyor açlıktan ölüyor.
İngiltere’de bir anne çocuğunu en rahat koşullarda okula gönderiyor, Filistin’de çocuklar açlıkla pençeleşiyor.
Almanya’da bir anne çocuğuyla parkta oynuyor, Filistinli çocuklar hayatta kalma/kalamama savaşı içinde.
Amerika’da insanlar evlerinde TV izleyip, partiler veriyor, Filistin’de bir halk toptan imha ediliyor.
Tüm insanlığın en duyarlı, en öngörülü ve en örgütlü kesimini oluşturan emekçi sınıf ve tabakalar bu soykırımı ve imhayı durduracak en önemli kitledir. Hiç vakit geçirmeden kendi ülkelerinde siyasi iktidarlarını harekete geçirecek eylemlere başlamalıdır.
Gözlerimizin önünde Siyonistler soykırım ve imha yaşatıyor, insanlıktan nasibini almamışçasına susuyoruz!
21. Yüzyılın ilk çeyreğinde insanlık utancı yaşıyoruz.