Kelime-i şehatdetin yazılı olduğu belgenin konduğu kefe o kulun 99 tane günahlarının yazıldığı defterlerden daha ağır gelir. Bunun sebebi o müminin sağlam imanı ve sarsılmaz inancıdır. Kelime-i şehadet cennetin anahtarı, cehennemin kilididir. Bunun iki şartı vardır. Birisi iman, ikincisi de tüm günahları geri dönmemek üzere tevbedir” buyurdular. Bir kişi günahı ne olursa olsun imanla ve günahlarına tevbe ederek ölürse mutlak cennete girecektir. Çünkü hadisi kutside ulu Allah; “Benim rahmetim gadabımı azabımı geçmiştir” buyurdu.

İmanımızın amüntümüzün belgesi olan Kelime-i tevhid ile ilgili birçok ayet ve hadisi şerifler mevcuttur. R.SAV. bir sözlerinde “Herhangi bir mümin hayatında 70 bin Kelime-i tevhidi inanarak, güvenerek, yürekten okur ve o inançla yaşarsa, nefsini, canını korkunç cehennem ateşinden korur. Müjdelerin en büyüğü budur” buyurdular.

*

Kelime-i tevhidin yüceliğini belgeleyen ve R.SAV.in huzurunda cereyan eden şu ilginç olayı ve müjdeyi ifade ederek konuyu sonlandıracağız. Olayı Hz. Ebubekir R.A. hazretleri bildiriyor:

Sahabilerden Dihyetül Kelbi adında biri sahabi vardı. Bu kişi müslüman olmadan önce Arap yarımadası krallarından bir kraldı ki, çok saygın ve güçlü biris olup son edrece boylu poslu, yakışıklı bir delikanlı kraldı. Emrinde yetiştirilmiş her an ölmeye hazır 700 kişilik serdengeçti yanında hazır bulunurdu. R.SAV. İslam’ın güçlenmesi, kavminin hidayete ermesi için dua ederdi. (Hz. Ömer ve Ebu Cehil için de dua etmiş, ikisinden en az birisinin müslüman olmasını da Ulu Allah’tan dilemiş, Hz. Ömer Müslüman olmuş, Müslümanların sayısı 40 olmuştu.)

R.SAV. Dihye için de aynı duayı yapmıştı. Dihyetül Kelbi bir gün sabah namazından sonra ahşap camide iken Cebrail A.S. peygamberimize Dihye’nin askerleri ile birlikte Müslüman olmak üzere Mescidi Nebeviye geldiklerini vahyen bildirdi. Dihye’nin askerlerinin camiyi çevirdiğini zanneden sahabiler kılıçlara sarıldılar. R.SAV. onları sakinleştirdi. “Dihye savaşmak için değil, hidayete erdi ve imanla geldi, kapıyı açın ve yol gösterin” buyurdu. Allah Dihye’ye iman nasip etmiş. Allah, resulullah ve iman aşkı ile gece uyuyamamış, askerleri ile beraber Müslüman olmak üzere Medine’ye gelmişti. Mescitten içeri girdi. Yol gösterdiler. Dihye mihraba R.SAV.in yanına geldi. Selam verdi. Diz çöküp R.SAV.in önüne saygı ile oturdu. R.SAV. sırtındaki mübarek hırkasını çıkardı ve Dihye’nin altına serdi. (R.SAV. bu iltifatı çok az insana yapmıştır) Dihye ayağa kalktı, saygı ile hırkayı şerifi 3 kere öptü ve başının üstüne koydu. İmanı telkin et ey Allah’ın resulü dedi. Kelime-i şehadeti okuyarak müslüman oldu.

Fakat hıçkırarak ağlıyordu. Gözlerinden sel gibi yaş akıyordu. Seyredenler bunun sevinç gözyaşları olduğunu sanıyorlardı. R.SAV. Dihye’nin devamlı ağladığını görünce, ona sordu. “Ey Dihye iman saadetine erdin. Seni bu derecede ağlatan nedir” dedi. Dihye o kadar büyük günahlarım var, bana dua et ya resulallah, bana dua diye yalvarmaya başlayınca, R.SAV. “Seni ümitsizliğe düşüren günahların nedir” buyurunca, Dihye şöyle anlattı: “Ya Resulallah, biliyorsun ki ben bir Arap kralıyım. Araplar cahiliye adetleri ile yaşar. Cahiliyede kız çocuğu sahip olmak zul’dür, şerefsizlik addedilirdi. Bu yüzden benim de çeşitli hanım ve cariyelerimden 70 tane kız çocuğum oldu. Halkım bana şerefsiz gözü ile bakıyordu. 70 tane kızımı öldürdüm. Evet hem de ellerimle boğarak. Böyle bir caniyi ulu Allah bağışlar mı” dedi. R.SAV. bu itiraf karşısında dondu kaldı. Bir müddet bekledi. Mescitteki sahabiler hayretle ve ibretle olayı seyrediyorlardı. R.SAV. cahiliye döneminde müslüman olmadan önce işlenen tüm suç ve kusurların affedildiğini bildiği halde cenabı haktan yardım talep etti. O sırada Cebrail A.S. ilahi affı ve mağfireti içeren vahyi getirdi: Müslüman olmadan önce cahiliye döneminde işlenen günahları Allah affeder. Çünkü Allah, Peygamber göndermeden doğruyu eğriyi bildirmeden hiç kimseye azap etmez.” (İsra 15. Ayet) “Allah merhameti, bağışlamayı kendi zatına farz kıldı.” (Enam 12. ayet ve diğerleri)

Cebrail A.S. “Ya Muhammed SAV. Dihye’ye söyle, izzim meelalim hakkıycün, Dihye’nin iman etmesinde kalben tasdik lisanen ikrar ettiği Kelime-i şehadet hürmetine, bütün geçmiş günahlarını bağışladım. Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulüh, yani, ben şahitlik yaparım ki Hz. Allah vardır, birdir, eşi ve benzeri yoktur. Hz. Muhammed SAV. onun kulu ve resulüdür.”

R.SAV. Cebrail’in getirdiğ ibu müjde karşısında şükür secdesine kapandı ve ellerini havaya kadırdı: “Yarabbi bir kere Kelime-i şehadet getiren Dihye’yi affedersin de günde yüzlerce şehadet okuyan ümmetini afetmez misin ulu Allah’ım” diye dua etti. Cebrail yeni müslüman olan Dihye suretinde müjdeyi getirdi. (Cebrail A.S. zaman zaman Dihye’nin suretinde vahyi getirirdi.)

R.SAV. bunun üzerine bir şükür secdesi daha yaptı. Kelime-i şehadetin azameti budur. Kelime-i tevhid, imanın, İslam’ın, inancın, itikadın kapısı, cehennemin kilidi, cennetin anahtarıdır. Zerre kadar imanı olanlar asla cehennemde kalmaz. İmanı olmdan ölenler kainatın tamamı hayır yapsa yüz bin sene ömrü olsa ömrü insanlığa hizmetle geçse, bu varlığın sahibi ve maliki olan ulu Allah’ı tanımadan küfür ehli olarak, imansız ölürse ebedi cehennemde kalacak, dünyada yaptığı hayırların ona en ufak bir yararı olmayacaktır. (Ali İmran, 91. ayet)

“Gerçekten inkar edip kafir olarak ölenler var ya, onların hiç birinden en ufak bir fidye-iyilik dünya dolusu altın verecek olsalar dahi kabul edilmeyecek, onlar için acıklı bir azap vardır. Hiç bir yardımcıları da yoktur” buyurulmuştur. (Ali İmran 91., İbrahim suresi 18. ayetler)

Demek ki; iman öyle bir cevherdir ki; dünya ölçüleri ile ona değer biçilemez. Ne mutlu müminlere hiç bir şey yok iken var idi. Allah la havle vela kuvvete illa billah.

İlahi o cevher ki ne büyüktür.

İmansız yürek sineye yüktür.

O tevhid ki cennetin anahtarı, cehennemin kilidi.

İmansız kalp kalır cehennemde ebedi.

La ilahe illallah Muhammedur resulullah.

Ancak tek kurtuluş sebebi

Sahip ol bu cevhere kurtul ebedi.