“2024-2025 eğitim-öğretim yılı sona ermiş bulunmaktadır. Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyor, öğrencilerimize girecekleri sınavlarda başarılar diliyoruz” diyen Ali Doğan eğitimde çok sayıda sorunun hala çözüm beklediğini dile getirdi.
Küresel rekabette geri kalmamak kaygısı içerisinde günümüzde bütün ülkelerin eğitim sistemlerini daha iyi, daha etkili, daha kaliteli ve daha verimli hâle getirmek için sürekli olarak bir çaba içerisinde olduğunu belirten Doğan, son yıllarda eğitim alanında başarılı reformlara imza atmış ülkelerin ,öğretmenlerin niteliğini artırmak, okulların kapasitelerini daha ileri seviyelere taşımak ve eğitim bürokrasisini daha verimli kılma uğraşında olduğunu, bunun için olmazsa olmaz ve vazgeçilmez faktörün mesleğini seven idealist öğretmenler olduğunu vurguladı.
“Öğretmen özerkliğini ve öğrenci katılımını hedefleyen yeni müfredatın hayata geçirilmesi, sıra tayini uygulamasının yeniden işler hâle getirilmesi, kariyer basamakları sürecinin yeniden yasal bir zemine kavuşturularak sürecin sınavsız bir şekilde işlerliğinin sağlanması gibi eğitim çalışanlarını memnun eden adımlar atılmış olsa da çok sayıda sorun hâlen çözülmeyi beklemektedir” diyen Ali Doğan "Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikasının eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediğini ve eğitimde de verimliliği düşürdüğünü kaydetti.
Eğitim-Bir-Sen Çorum 1 Nolu Şube Sekreteri, Başkan Vekili Ali Doğan yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “
Öğretmen atamalarında öğretmen adayının sosyal güvencesiz bir akademi sürecine tabi kılınması, mülakatın kaldırılmamış olması, alan değişikliği taleplerine sessiz kalınması, kariyer basamaklarında hizmet süresi hesabındaki eksiklikler, öğretmen istihdamında güçlük çekilen bölgelerde görev yapanlara ilave teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücreti miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde yöneticilerin başarılarını ve çabalarını değerlendiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin hâlen hayata geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının neden olduğu mağduriyetler, ücretli öğretmen istihdamı gibi birçok sorunda ivedi çözümler beklenmektedir.
“HAKLAR İYİLEŞTİRİLMELİ”
Enflasyonun sabit gelirliler ve tüketiciler nezdinde can yaktığı bir ekonomik ortam, en çok ücretlilerin, kamu görevlilerinin hayatını olumsuz etkilemektedir. Ekonominin makro ve mikro düzey rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Bu çerçevede eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır.
“HİZMET SÜRESİ HESABINDA EKSİKLİKLER GİDERİLMELİ”
Uzman öğretmen veya başöğretmen unvanına başvuruda bulunacakların öğretmenlik veya uzman öğretmenlik sürelerinin hesabında; temel askerlik eğitimi/askerlik süreleri, bakanlık kadrolarında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapmakta iken diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarına atananlardan yeniden öğretmen olarak atananların diğer kurumlarda geçen süreleri, 657 sayılı kanunun 108.maddesi kapsamındaki aylıksız izin süreleri, 23/4/1999 tarihi öncesi veya 14/2/2005 tarihi sonrasında almış oldukları disiplin cezası veya istifa sonucu öğretmenlikleri sona erip sonrasında yeniden öğretmen olarak atananların görevlerinin sona erdiği tarih ile yeniden atandıkları tarih arasında kalan süreleri, öğretmen olarak atanmadan önce 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu kapsamında araştırma görevlisi/öğretim görevlisi kadrolarında geçirilen süreler, öğretmen olarak atanmadan önce 657 sayılı kanun kapsamında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarında öğretmen/sözleşmeli/ücretli öğretmen statüsünde geçirilen süreler ile usta öğretici statüsünde geçirilen süreler de dikkate alınmalıdır.
“SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERE VERİLEN SÖZLER TUTULMALI”
Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilme sürecine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir.
“MÜLAKATLA ÖĞRETMEN ALIMINDA KALDIRILMALI”
Öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunu zedelemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, maşerî vicdanı yaralayan mülakatla öğretmen alımından da vazgeçmelidir. Ücretli öğretmenliğe son verilmeli, öğretmen açığı tamamen kapatılacak şekilde atama yapılmalıdır.
Millî Eğitim Akademisi’nin halen teşkilat yapısının oluşmadığı, eğitim programlarının ve söz konusu eğitimleri verecek eğitimci kadrosunun tamamlanmadığı gözetilerek, akademi için belirlenen 10 bin atama kontenjanı KPSS puanıyla yapılacak atamalarla birlikte değerlendirilmelidir.
“SORUNLU YERLERDEKİ İSTİHDAMDA CEZBEDİCİ YÖNTEMLER UYGULANSIN”
Bazı bölgelerde en büyük eğitim sorunu, kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Öğretmen açığını kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü ve üç yıl zorunlu çalışma süreli sözleşmeli öğretmen istihdamı getirilmiş olsa da bu uygulamaların soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, hem istihdamda zorluk çekilen bölgelerin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşadığı mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir. Toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer alan bu teklifin hayata geçirilmesi öğretmen açığı sorununu büyük oranda çözecektir. Eğitimin kalitesinin artırılması eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ele alınmasına, hizmetli ve memurların haklarının iyileştirilmesine bağlıdır.
“YARDIMCI HİZMETLER SINIFI ÇALIŞANLARI GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFINA GEÇMELİ”
657 sayılı kanunun yürürlüğe konulduğu tarihten bu yana geçen zaman zarfında kamu idaresinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm karşısında hiçbir fiilî gerekçesi ve olgusal gerçekliği kalmayan yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli; bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.
“YÖNETİCİLİK YAPILANDIRILMALI”
Eğitim yönetiminde temel sorun, yönetici seçme ve atamada belirsiz ve kestirilemez politikaların izlenmesi, uzun vadeli bir perspektifin oluşturulamaması, neticede kalıcı bir modelin inşa edilememesidir. Örneğin, 2004 ile 2025 yılları arasında eğitim kurumu yöneticiliğini düzenleyen yönetmelik on iki defa değişmiştir. Herhangi bir yenilik getirmeyen, birbirinin tekrarından ibaret düzenlemeler yüzünden sürdürülebilir, yürütülebilir ve tutarlı bir eğitim kurumu yöneticiliği sistemi inşa edilememiştir.
Proje okullarında yöneticilerin herhangi bir başarısızlığı veya disiplinsizliği ortaya konulmadan, somut bir gerekçe olmaksızın görev sürelerinin yenilenmemesi hem hakkaniyet ve adalet duygusunu zedelemekte hem de yetişmiş insan gücünün ve mesleki tecrübenin heba edilmesine neden olmaktadır.
Eğitim yöneticiliğinin meslekleşmesi, mesleki yeterliliklerin belirlenmesi, meslek öncesi ve meslek içinde yetiştirme ile liyakat, uzmanlık, bilgi, beceri ve tutum ekseninde yapılacak seçme ve atama, eğitim yönetiminin somut adımlar atılması beklenen temel parametreleridir. Eğitim kurumu yöneticiliğine atama/görevlendirmenin yazılı sınav puanı ile nesnel kıstaslara dayalı mesleki çaba ve başarı ölçümü üzerinden gerçekleştirileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır.

Çorum’da 6 okul kapandı, öğrenci sayısı düştü!
Çorum’da 6 okul kapandı, öğrenci sayısı düştü!
İçeriği Görüntüle

“ALAN DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ TALEPLER KARŞILANMALIDIR”
Bakanlığın alan değişikliği konusunda sessiz kalması, öğretmenlerin yer değişikliği başta olmak üzere özlük haklarını kullanmalarını ve kariyer planlamasını olumsuz etkilemektedir. Öğretmenlerin alan değişikliği konusundaki haklı ve yerinde beklentileri ivedilikle karşılanmalıdır.
“ŞUBE MÜDÜRÜ VE ŞEFLERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİDİR”
Şube müdürü ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan, yetersiz özlük hakları verilmiştir. Şube müdürleri ve şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmelidir.
“OKULLARIN YARDIMCI PERSONEL VE DONANIM İHTİYACI KARŞILANMALI”
Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Okulların laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hâlihazırda eğitim kurumları yönetimlerinin kullanımına tahsis edilmiş hiçbir ödenek mevcut değildir. Hizmetli/güvenlik personelinin ücret, vergi ve sosyal güvenlik primleri, basit onarım, günlük rutin giderler, internet faturaları ödemeleri, sosyal faaliyetler için yol ve benzeri giderler, kırtasiye masrafları gibi zorunlu harcamalar, okul aile birliklerine yapılan bağışlardan karşılanmaktadır. Bu durumda da okul yöneticilerinin bakanlık genelgeleriyle bağış konusunda eli kolu bağlanmaktadır.
Bakanlık, yaşanan sorunları, ortaya çıkan olumsuz tabloyu dikkatlice değerlendirerek, aynı sorunların yeni eğitim-öğretim yılında da tekerrür etmemesi için muhtemel olumsuz sonuçları gözeterek soruna ivedilikle müdahale etmelidir. Temizlik ve güvenlik başta olmak üzere yardımcı hizmetler için gerekli personel ihtiyacı il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri eliyle hizmet alımı yoluyla karşılanmalı ya da istihdam için gerekli kaynak aktarılmalıdır.
“DEPREM SONRASI SORUNLAR TAMAMEN GİDERİLMELİDİR”
Şubat 2023’te meydana gelen depremler, yaygın bir yıkıma ve 50 bini aşkın insanımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim ve öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Yeniden inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı hızla tespit edilerek giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir. Bölgedeki eğitim ve öğretimi etkileyecek en önemli unsurlar arasında bulunan öğretmenlerin psikolojik iyi olma hâlleri, barınma, hayat şartlarının niteliği ve mevcut desteklerin devamlılığı, yeni atanacak öğretmenlerin nerelerde görevlendirileceği ve barınma şartları ile ilgili sorunlar hızla çözüme kavuşturulmalıdır.
Eğitim-öğretim, mevzuatın üstünde, müfredatın dışında, ders programlarıyla sınırlanamayacak derecede hayatın her anını kuşatan bir faaliyet olarak görülmelidir. Yaz, bir tatil değil, daha iyi bir başlangıç için bir mola olarak değerlendirilmelidir. ‘Hayat her anıyla bir okul, her yenilik gelişim için bir merhale, edinilen her güzel davranış yeni bir kazanımdır’ anlayışıyla yeni başlangıçlar için nitelikli dokunuşlar gerçekleştireceğimiz, kendimize ve gelişimimize katkıda bulunacak faaliyetlere ağırlık vereceğimiz bir dönem olması temennisiyle emeklerinden dolayı öğretmenlerimize teşekkür ediyor, öğrencilerimize güzel bir gelecek diliyor; yeni eğitim-öğretim yılına sorunsuz başlamak için mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz”

Muhabir: KEMAL YOLYAPAR