1940 Yılında Çorum da doğan İsmet Başaranhıncal, bayramın ilk günü sabah saat 7 sularında vefat etti. Aynı gün cuma namazının peşinden ulu mezarlıkta toprağa verildi. İsmet Başaranhıncal, Eczacı Fatma Ekincioğlu, Eczacı Mine Başaranhıncal, ÇTSO (Çorum Ticaret ve Sanayi Odası) Başkanı Sayın Çetin Başaranhıncal ve Cengiz Başaranhıncal’ın babaları, yine Çorum İş Adamlarından Nurettin Başaranhıncal’ın Ağabeyi, rahmetli İş Adamı Hasan Başaranhıcal’ın ise kardeşi oluyordu.

Rahmetli İsmet Başaranhıncal’ın doğumu olan 1940’lı yıllar 2. Dünya savaşının bütün hızıyla sürdüğü yıllar oluyor. Rusya, Finlandiya’yı bombalıyor, Adolf Hitler, Benito Mussolini ile İtalya’da görüşüyor. Almanya, Norveç’i istila ediyor. Kanada, İtalya’ya savaş ilan ediyor. 2. Dünya savaşı; İtalya, Fransa ve İngiltere’ye savaş ilan ediyor. Almanlar Paris’e giriyor. Fransızlar Nazilere teslim oluyor… ABD’de Franklin Roosevelt başkan oluyor…

Türkiye’de ise durum; İnönü başkanlığında 2. Dünya savaşına girmeme kararı alınıyor. Türk - Alman Ticaret Antlaşması yürürlüğe giriyor, Köy Enstitüleri Kuruluş Kanunu çıkıyor, Benim de elektrik bölümünde okuma fırsatı bulduğum Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu kuruluyor. BJK İnönü Stadının temeli atılıyor. Savaş yılları açlığın yoksulluğun kol gezdiği yıllar. Cumhuriyetin ikinci adamı İsmet İnönü bu dönemde en çok “Bizi aç bıraktın” diye eleştiriliyor. İnönü’nün o günkü yanıtı çok anlamlıdır. “Evet, aç bıraktım ama savaşa sokmayarak sizi babasız bırakmadım” oluyor. Tüm bunları niçin anlattım? Rahmetli Hasan Başaranhıncal’dan dinlediğim kadarıyla İsmet İnönü Rüzgârının ülke de bütün hızıyla estiği dönem, İnönü bir miting yapmak üzere Çorum’a geliyor. Adından bahsettiğimiz Rahmetli İsmet Başaranhıncal ise o gün veya o hafta içinde de olabilir, doğuyor. Bu nedenle adını rahmetli İnönü’nün adından esinlenerek İsmet koyuyorlar. O dönemde elbette İsmet ve Mustafa isimleri Türk halkı tarafından gurur duyularak en çok konan isimlerdir.

İsmet Başaranhıncal, sağlığında Yıldız ve Yeni Yıldız Toprak Sanayii, Başaran Un Sanayii, bir dönem demir haddehanesi işletmesi, kum ve kiremit mozaiği üretimlerinin sahibi ve yöneticisiydi.

Rahmetli İsmet Başaranhıncal’ı patronum olarak tanıdım. Kendisine saygı duyulacak nitelikleri olan, benim de içtenlikle saygı duyduğum, her şeyden önce saygın bir insanıydı. İnsanlığı daima patronluğunun önündeydi. Her zaman kendisi ile çalışmaktan keyif aldım. Hiç kimseye üst perdeden bakmayan, dost ve alçak gönüllü bir insandı. Şahsım adına onun insani görgülerinden, ticari bilgi ve deneyimlerinden çok şeyler öğrendiğimi açıklamalıyım. Uzun yıllar Marmara Bölgesinde Pazarlama işlerini yürütürken ticari birikimleri, öngörüleri, deneyimleri, telkinleri daima ufkumuzu açmıştır. Az veya çok bugünkü başarı ve çalışmalarımızın hamurunda mayasında onun öngörülerinin payı olduğunu belirtmeliyim.

Çorum’da olduğumda her bayram kendisini mutlaka ziyaret ederdim. Olmadığım zaman da mutlaka her bayram telefonla arar, bayramını kutlar ve hatırını sorardım. Tanıdığım günden bu yana hep böyle oldu. Bu bayram da tam yine telefonla arayıp bayramını kutlayacakken, beklemediğim bir anda bayramın ilk günü vefatını duymaktan şaşırdım ve üzüldüm. Aynı gün defnedildiği için, cenaze törenine katılamamak ise ayrı üzüntü.

Onun onlarca çalışanından birisi olarak, anısına minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum. Varsa hakkımı helal ediyorum, inanıyorum ve diliyorum ki o olgunluk, o yüce gönüldeki bir insan da bizlere hakkını helal etmiştir.

Pir Sultan Abdal’ın bir sözünü anarsak; Cehennem dediğin dal odun yoktur, Herkes ateşini kendi götürür.”

O bu dünyadan güzel insanlığı götürdü. Dürüstlüğü götürdü. Yanında çalışanları hiçbir zaman ezmedi. Yoksul yetim hakkı yemedi. Elindeki gücü rakibini ve güçsüzü ezmek için kullanmadı. Ticaretini girişimciliğini centilmence yaptı. Kendi dünyasında gösterişten uzak, fakat samimi ve inançlı bir insandı. Bayramın ilk günü vefatı da o samimiyetinin, içtenliğinin bir göstergesidir umarım.

Bu ve sonraki yazılarımda anlatacağım gibi, Türk İş Dünyası ve Çorum sadece bir sanayici iş adamını değil, aynı zamanda nitelikleri olan iyi bir insanı, bir değerini de kaybetti. Yakınlarına, sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Mekânı cennet olsun.

Devam edecek