Mağusa limanı, limandır liman

Beni öldürende yoktur din iman

Kadınlar, çocuklar, bebekler; öldüren öldürene. Aile içinde çıkan tartışma, bir anda kavgaya dönüşüyor. Hiç yoktan başlayan sözlü tartışma hakarete varıyor, ardından yumruklu kavga, sokaklara bıçaklı, silahlı kavga olarak yansıyor. Aile içinden kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Çevrede bulunanlar, televizyon dizileri gibi çıkan kavgayı izliyor. Akıllı telefonlarıyla çekim yapıp internet ortamında izleyici rekoru kırıyor.

Cezaevinden kaçan bir katilin ilk yaptığı iş, sokakta öldürebileceği birini aramak oluyor. Planlar kuruyor, hesaplar yapıyor. Gözüne kestirdiği genç bir kızı uzun süre takip edip öldürüyor. Eğer kamera kayıtları olmasaydı yakalanmayacaktı. Boş durmayı sevmediği için başkalarını öldürecekti!

Kavga çıkarmak için bahane arayanlar her yerde. Sokakta, stadyumlarda, bankamatik kuyruklarında her an her yerde kavga çıkabilir. Hiç belli olmaz; büyük ikramiye size de çıkabilir.

Biri çıkıyor, hamile bayanın sokağa çıkmasından rahatsız oluyor. Bir başkası karşısında oturan torunu yaşındaki kızı görmek istemiyor. Bakışlarımız, tipimiz, ses tonumuz kavga çıkarmak için şahane bir neden olabilir. Kavgayı çıkarmak isteyenler genelde güçlerine fazlasıyla güvenmektedirler.

Sadece çıkan kavgalarda insanlar öldürülmüyor. Çocuklar, kadınlar, yetişkinler; görünüşü insana benzeyenler tarafından acımasızca öldürülüyor. Artık ölümler, belirli aralıklarla rakamlarla istatistiklerle verilmeye başlıyor. Ölüm haberi kısa bir süre televizyonlarda tartışılır. Daha sonra başka bir cinayet, gündemi meşgul etmeye başlar.

Adı ne olursa olsun biz sadece cinayet haberlerini konuşuyoruz. Kavga çıkarmak için bahane arayanları görmezden gelemeyiz. Kendine göre bir takım kurallar koymuş. Gücüne, yakın çevresine güvenir. Bir anda astığı astık, kestiği kestik olur. Evinde, sokakta yaşamın her alanında terör estirir. Futbol maçı izlemeye gidenler, şehir içi otobüse binenler benzer olaylara tanık olabilir. Piyangoda büyük ikramiye kendisine de çıkabilir.

Bazı kanallarda haber bülteni sunanlar, siyasetçiler, sadece kendi çıkarını düşünenler, bu alanda uzmanlaşmışlar. Televizyon dizileri nefretle dolmuş. Tarihi anlatan belgesellerde kılıçlar konuşuyor. Günümüzü anlatan diziler savaş alanı gibi.

İnsanları, insan olduklarını unutturan davranışların nedenleri nedir? Bu türden insanları yargılayıp en ağır cezaları vermek sorunu çözer mi? Üç beş tanesini saat kulesinin önünde sallandırmak doğru mu?

Her konuda uzman kesilip konuşanlar yerine bir konuda uzmanlaşmış kişileri dinlemeyi akıl edemeyiz. İnsan davranışlarını inceleyen toplumbilimcileri yok saydığımız sürece ölümlerle sonuçlanan acıları yaşayacağız. Yine kadınlar, çocuklar, bir rastlantı sonucu orada bulunanlar öldürülecek.

Öldürülecek olanların arasında kimlerin olduğunu bu günden tahmin etmek mümkün değil.