Sabah açtım televizyonu, haberler başlamış. Spiker ciddi ciddi şöyle diyor:
“Ekonomimiz uçuyor!”
İyi güzel de uçan ekonominin, sürünen vatandaşı nasıl oluyor?
Ardından “halkın nabzı tutuldu” diyerek bir sokak röportajı yayınladılar. Röportajda konuşan vatandaş, şüpheli şekilde jilet gibi tıraşlı, takım elbiseli, arkasında Tıkırtı Holding’in logosu var ve sürekli “Sayın büyüklerimizin sayesinde markette mis gibi peynir bile kokuyor falan” diyor.
Yayının sonunda da halkın ne kadar mutlu olduğu bir grafikle gösteriliyor. Kaynak mı? “Çevremizden gelen genel hissiyat. Kanallar öyle senkronize ki, sanki hepsinin kumandası aynı elde. Hangi tuşa basarsan bas, aynı kişi konuşuyor. Birinde “Milletimiz gurur duyuyor,” diyor, diğerinde aynı anda “Üstelik borçlarımız da azaldı!” diye tamamlıyor. Televizyon değil mübarek, dizi karakteri oyuncular gibi birbirini takip ediyor. Bizim Sosyal Medya da bir alem, muzibin biri yazmış; “Bir gazete alıyorsun aynı anda beş gazete birden okuyorsun” Hepsi aynı başlıkla çıkıyor. Asrın Türk mucizesi bu olmalı…
Bir talk show var, konuklardan biri ekonomi profesörü, diğer ikisinden birisi kahveci, diğeri manav Ahmet Abi. İkisi de fikir beyan edip, ekonomi üzerine saydırıyorlar.
Kahveci: “Ben vergi memurunu seviyorum.” Ahmet Abi: “Yalnız marketlerde ekmeğe suya zam geldi diye feryat ediyor”
Sunucu: “Ama Sayın Yetkili öyle demedi.” Profesör konuşacak gibi oluyor, görüntü gidiyor. Yerine arkadan zurna sesi geliyor. Anlaşılan zurnanın “zırt” dediği yere az kaldık. Gazeteleri açtım, başlıklar; hayat toz pembe ve uçuyoruz. “Her şey yolunda!” “Dünya bizi kıskanıyor!”
“Enflasyon sandığınız kadar değil, enflasyonun gerçeği var, hissedileni var” İç sayfada “Uzay çalışmalarında yeni dönem falan, petrol ve doğalgaz bulduğumuz yalan değil” haberleri var. Büyük olasılıkla dev “jelibon rezervlerine” de ulaştılar! Meslek sırrı gereği açıklamıyorlar! Lozan’ın yüzüncü yıl kısıtlamaları da kalktı ne güzel! Uzaya gönderilen uydu hakkında bilgi verilmiş fakat küçük bir detay: Uydu aslında henüz üretilmemiş. Ama olsun niyet önemli, zaten bizim ülkede proje değil, niyet sonuç veriyor.
Hay aksi bak şu Allah’ın işine, bütün medya sende: gazete sende, televizyon sende, mikrofon sende, teleprompter (komut veren görüntü) bile senin. Ama hâlâ bir eksik var. Her şey senin, ama gerçek senin değil.
Çünkü gerçek çok aksi bir şeydir. Ne yaparsan yap, günün birinde “beni gör” der. Üstelik haber merkezine e-posta da atmaz, kapıdan girer. Ve sen manşeti istediğin gibi atarsın:
“Kriz yok!” Ama halk çoktan kendi başlığını yazmıştır:
“Bizim medyanın halleri”, uçan ekonomi, sürünen gerçekler.