*Mahallenin Şahan Ablası ve Bedii Dede

Sokağın yaşlılarından zayıf, çelimsiz, kısa boyluydu Bedii Dede. “Ataş başaa, toprak karnaa” diyenlerdendi. Avlulu, büyük bahçeli bir evde oturuyordu. Sokağın tandırı olan tek evdi. Evin ‘kanatlı’ denen büyük kapısı hiç kapanmaz, herkes izinsiz girip çıkardı bahçesine. Sokağında kim yufka ekmek yapacaksa, sabahın erkeninde ununu, tahta teknesini, kesini... alır, Bedii Dede’nin tandırını kendisinden izin almadan bile kullanabilirdi.

Ekmek yapılacağı gün beş altı kadın oklavasını, ekmek tahtasını alır gelirdi. Sabahın erkeninde başlayan yufka ekmek yapma işlemi, ikindi sonuna kadar devam ederdi. Bazen akşam ezanına kadar devam ettiği de olurdu. Yufka ekmek yapmak için gruplar ‘imece’leşir, yapım işleminin her safhasında yardımlaşılırdı.

Yufka ekmek yapmak beceri gerektirir. Her  kadın yufkayı istenilen incelikte açamaz. Açılan ince yufkayı tandır üzerindeki kızgın sacda, kıvamınca ve yakmadan, parçalamadan pişirmek ise çok daha ustalık istediği gibi, beş altı tahtada açılan yufkayı, yufka açıcıları bekletmeden pişirmek de hem el çabukluğu, hem daha çok ustalık ister. Sokağın en usta yufka ekmek pişiricisi “Şahan Abla” olarak isim yapmış, çok şakacı, samimi, sözü hiç kimseyi incitmeyen mahallenin Şahan ablasıydı.

Yine bir gün Bedii Dede’nin avlusundaki tandırda yufka ekmek yapılmaktadır. Şahan Abla yine tandırda saç üzerinde yufka ekmek pişirmektedir. Bedii Dede de önceden hazırladığı kerpiçlerle aynı gün bahçe duvarı örmekle meşguldür. Bedii Dede tandırdan gönderilen sıcak bazlamasını hem yer, hem duvar örer. Ancak örülen duvar tabandan itibaren eğik yatık örüldüğü açıkça görülür. Ekmek yapan kadınlar ve özellikle Şahan Abla duvarın eğik örüldüğünü fark ederek Bedii Dedeyi uyarır. “Bedii Dede duvarı eğik örüyorsun; örülen duvar biraz daha yükselince o duvar yıkılır” der.

Ancak Bedii Dede uyarılara kulak asmadan duvar örmeye devam ettiği gibi, kadınlara:

“Siz işinize bakın, ne anlarsınız siz duvar örmeden” diye Şahan Ablaya çıkışır. “Ellerinin hamuru ile erkeğin işine karışıyorlar” diye de kendi kendine söylenir.      

Şınavat (Üzüm çığnama oluğu)

Çamaşır yıkamada kullanılan taş tekne

(SÜRECEK)