Oktay Akbal; "Önce ekmekler bozuldu." diyordu.

Yine, bir yazı daha enteresan bir konuya değiniyordu; "Kökler bozuldu." diye.

İnsan birçok şeyin farkında, ama yapılması gereken şeyi bir türlü yapamıyor. "Yahu şunu bir ele alalım da bir haline, yoluna bakalım.", "Kollarımı sıvayım da şunu bir halledelim." yok. Bu çaba gösterilmiyor.

Hep kişisel veya bir çevre grup kımıldıyor ve bir şeyler yapalım, diyor.

Yeni Türkü diye bir grup vardı, çok güzel şarkıları vardır. Kasetler çıkardılar, konserler düzenlediler. Büyük de bir ilgi gördüler.

Gruba kimi sanatçılar girdi, kimileri çıktı. Farklı enstrümanlar çalanlar da vardı. Derya Köroğlu hep vardı. Solist olarak kaldı, gitarını çaldı ve söyledi.

Murathan Mungan'ın bir şiirini besteleyip söylediler; "Biz büyüdük ve kirlendi dünya."

Her şey kirletildi; deniz, hava ve her su kirlendi. Her şeyi kirletmek üstüne kimse elimize su dökemez.

İyi bir bilim adamı olan ve beyinci olarak bilinen, esasen sinirbilimci olan Prof. Dr. Sinan Canan diyor ki; "Bir insan ancak ve ancak 120 kişilik bir köyde olan biteni tamamı ile algılayabilir bu duyular ile."

Kardeşim bugün insan o kadar çok enformasyona maruz kalıyor ki, hangisi doğru, hangisi yanlış, hangisi gerekli ve gereksiz düşünüp ayrıştıracak kabiliyeti yok ve dolayısıyla imkansız.

Hele hele sosyal medya denilen bir anafor var. Bir de onun içinde yuvarlandın mı mazallah çok yanlış bilgilere maruz kalır, yolunu şaşırırsın ve hatta yaşaman bile güçleşir.

Sosyal medya, Instagram, WhatsApp gibi uygulamaları hiçbir şekilde kullanmayan ve hatta TV dahi izlemeyen insanlar var.

Hatta bunlar aklı başında, anlı şanlı, okumuş yazmış insanlar. Zaten bunların itiraflarını onlardan duyuyoruz.

Eskiden radyoda ajanslar için bir saat vardı.

Meraklı olanlar ve birtakım işleri olanlar ancak o vakitte açıp yurtta ne olup bitiyor, neler oluyor dinlerlerdi.

Şimdi öyle mi ya? Dünyanın her bir yanından bilgi bombardımanı olmakta ve doğru mu yanlış mı kontrol imkânı yok. Bunu gündelik hayatta kullanabilir miyim, diye bir endişe de yok.

Samimiyet ile söyleyeyim, ben internetten gelen herhangi bir bilgiye inanmıyorum. Bir kez bir konuda arkadaşlarım araştırma yaptılar, baktım ki hem eksik hem yanlış yönleri bol.

O yüzden ki internetten gelen hiçbir bilgiye inanmıyorum. Kendi araştırmalarım sonucu teyit ettiğim doğrularımı kullanıyorum.

Ya da akılda ne kaldı ise.

Zihin bir çöplük hâline geldi, yanlış bilgiler bol. Manipüle etmek amacı ile sunulmuş bilgiler bol.

Bunlar insanı yanlışa sürükler.

O yüzden ki birtakım tedbirler de alınıyor. Dezenformasyon ile mücadele için yasalar çıkarılıyor. Basın ve türleri, meşru edilmemiş haberleri vermekten uzak duruyorlar.