Mümin Sekban’ın “Her Şey Beyinde Başlar” kitabını okuyorum.

Sekban, Hitler üzerinden, ‘kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ türü bir değerlendirme yapmış.

Diyor ki;

“…Kant gibi, Hegel gibi büyük filozoflar, Einstein gibi bilimciler, Goethe gibi büyük yazarlar, Wagner gibi büyük besteciler çıkarmış bir Alman toplumu, nasıl olur da Hitler gibi bir delinin ardından yürümüşler; dahası bu Deli’yi savunmuşlardı?

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki birçok sosyal bilimcinin beynini, işte bu soru kemiriyordu…

‘Mühendis kafalı’ olarak bilinen Almanlara, bu Hitler ne yapmış ya da ne vermişti de; o Almanlar, bu Deli’nin peşine takılmışlardı.

Bu Deli, ne yapmıştı da; Almanların mantıklarını kullanamaz hale getirmişti?

Mantıklı insanların ve toplumların, mantıksız davranmaya başlamalarına sebep olan şey neydi?

Bilim insanları kafa kafaya verip, bu sorulara yanıt aradı.

Uzun süren araştırmaların sonucunda; bu sorulara yanıt olabilecek bazı parçalar, bazı gerekçeler bulundu.

* * *

Bulunan en önemli gerekçe ‘R-kompleks’ denilen olguydu.

Neydi ya da ne demekti R- Kompleks denen şey?

Her beyinde bulunan R-Kompleks, ‘ilkel içgüdülere açık, sürüngen beyin bölgesi’ demekti.

Hitler de insanlarının bu yönünü kullanarak, onları güdülemiş, yönlendirmişti.

Yani?

Yani Almanların, ‘R-Kompleks denilen beyin bölgelerini’, baskın hale getirmişti.

Yani?

Yani kitlelerin beynindeki ‘ilkel içgüdüler, aktif hale getirilerek, mantıklı düşünmeleri baskı altına alınmıştı.

Sosyal psikoloji araştırmalarına göre, bir insanın beynini R-Kompleks düzeyine indirgemenin en iyi yollarından biri onu ‘bir gruba dâhil etmektir.’

Yani?

Yani insanları, ‘biz ve onlar’ diye bölüp, ayırıp, parçalamaktı.

İç bağları sıkı, disiplinli bir grup içindeki kişi, ‘akıl ihalesi’ yoluyla mantığını kullanmaktan vazgeçer.

Hitler bunu yaptı.

Bu amaç için kullanılan bir başka yol da; kitleleri, ‘korku kültüründe’ yaşatmaktır.

Yine aynı şekilde ‘dış düşmanlar’ vehmederek, ‘korkuya dayalı’ politik propaganda yapılarak da kitleler, R Kompleks düzeyine indirgenebilir.

Hitler bu yöntemleri de kullandı.

* * *

Sözün özü, ‘R Kompleks’ siyasi bir stratejidir.

Bu siyasi stratejide 3-D çok önemlidir:

1. Düşman göster,

2. Dayanışma duygusunu kışkırt,

3. Düşündürme!

Sürekli çatışma çıkar ki, taraftarların ‘düşünemesinler!...’

İnsanların mantığına değil, ‘içgüdülerine hitap et ki, mantıklarını kullanmasınlar!...’

Hitler bunları yapmış, bu yöntemleri izlemiştir.

* * *

Peki, kitleler bu tip liderlerde ne buluyor?

Sosyal bilimciler bu konuda şöyle diyor.

Kitleler, bu yapıdaki bir liderlerle, ‘özdeşlik kuruyor’

Yani?

Yani o lideri, kendilerinde; kendilerini de o liderde buluyorlar.

Kendi hayatında yenik, ezik, kompleksli kişiler, bu tür gücü ve otoriteyi temsil eden liderler üzerinden, kendilerini ezen kocalarından, patronlarından, üst sınıftan veya kendilerine hor bakıldığını sandığı kesimden; kendilerince (kendi dünyalarında) intikam aldıkları duygusuna kapılıyorlar.

Hal böyle olunca; R-kompleksini kullanan liderlerin en büyük sırrı; kendilerini bir ‘intikam aracı’ olarak sunmaları oluyor.

Yani?

Yani ‘kaybedenlere oynayarak kazanıyorlar!...’

Dolayısıyla kimliklerini, yarattıkları hayali düşman(lar)a göre konumlandırıyorlar.

İletileri de şöyle oluyor: ‘Şu an senin olmadığın bir yerdeyim ama ASLINDA BEN DE GİBİ, SENİN DURUMUNDAYIM. Sen oyunla bana güç ver ki, nefret ettiğin herkesin canını okuyayım!..’

Bu tip liderler, bu yöntemleri kullanarak,‘kolaylıkla iktidara geliyorlar.

Sonuç?

Bu tip liderler, toplumlar için bir zeka testidir.

Çünkü Her Şey Beyinde Başlar…

* * *

Yazının adı ve içeriği, çok kullanılmayan ve pek bilinmeyen R-Kompleks gibi psikolojik bir terim olunca; bütün yazı boyunca “yani, yani” deyip durduk.

Dilerseniz, konuyu çok daha basite indirgeyerek anlatalım.

Ekli resmi incelediniz mi?

Bu köyde, hiç okul yok ama 50 metre ara ile üç tane cami var. Ve bu camiler dolup taşmıyor. Namaz vakti, üçer, beşer mümine hizmet veriyor o kadar. Ama o köyün halkı dördüncü, beşinci caminin yapılmasından yana.

Çünkü bu zihniyet için önemli olan ihtiyaç değil; onun beyninin bir yanına sabitleyip, stokladığı ilkel içgüdülerin tatmin olması. Bu beyinler istiyor ki, her bir yerden, her bir noktadan minareler yükselsin; kullanmak önemli değil, gözü görsün yeter.

R Kompleks denen olay böyle bir şey işte.

Eğitilmemiş beyinlerin, niyetleri tartışmalı kişiler tarafından kullanılması; bu tür kişilerin de ayırdında olmadan kendilerini kullandırması olayı.

Onu için (sözde bilim insanı) bir profesör çıkıyor; "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Açıkçası ben bu durumdan korkuyor ve rahatsız oluyorum. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum." diyor.