Tıbbi Biyokimya Uzmanı Doç. Dr. Tuncer Çaycı, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) yöntemlerinin, özellikle obezite, migren ve kas-iskelet sistemi ağrılarına yönelik olarak uygulandığını bildirdi.

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP (GETAT) UYGULAMALARI

Çorum Özel Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Ünitesi hizmete girmiştir. Ünite bünyesinde Akupunktur, Kupa Uygulaması (Hacamat), Ozon Tedavisi ve Mezoterapi tedavileri yapılmaktadır.

Çorum Özel Hastanesi Tıbbi Biyokimya Uzmanı Doç. Dr. Tuncer ÇAYCI Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Uygulamaları kapsamında yapılacak tedavilerle ilgili şu bilgileri verdi:

·KUPA TEDAVİSİ (HACAMAT)

Çeşitli hastalıkların tedavisine yardımcı olmak ve genel sağlığın korunması maksadıyla, kupa adı verilen malzemeler kullanılarak cilt üzerinde steril bisturilerle gerçekleştirilen çiziklerden negatif basınçla yapılan kan alma işlemine HACAMAT ismi verilir.

Kan almadan yapılan şekline “kuru kupa” uygulaması denir. Bazı hastalardan kan alınmaz, kuru kupa yapılır. Hacamat tehlikesi ve yan etkisi olmayan, ucuz ve faydaları sayılamayacak kadar çok olan bir yöntemdir.

Hacamatın vücudun yenilenmesi, yeniden düzenlenmesi, organ fonksiyonlarının güçlenmesi, ödemin çözülmesi, cildin yenilenmesi ve sıkılaşması, hastalık sebeplerinin uzaklaştırılması, uykunun düzenlenmesi, stresin azalması, moralin yükselmesi, enerjinin artması, yorgunluğun giderilmesi, vücudun arınması, rahatlaması, hafiflemesi ve detoksu gibi çok çeşitli faydaları vardır.

Hacamatla birlikte vücutta bir arınma, rahatlama ve hafifleme meydana gelir. Kişinin yorgunluğu azalır, uykusu düzene girer, stresi azalır, morali yükselir, enerjisi artar, sakinleşir ve fevri davranışlardan kurtulur. Ruhen ve bedenen sükunet bulur. 

Kandaki kimyasal maddeleri ve zararlı toksinleri filtreleyerek vücuttan atılmasını sağlayan hacamat sayesinde daha sağlıklı ve dinç bir yaşama sahip olabilirsiniz. Hacamat yaptırıp da ‘hiç etkisini görmedim’ diyen genelde duyulmamıştır.

5.000 yıldır tüm dünyada uygulanan bu yöntemi Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) de yaptırmış ve ümmetine tavsiye etmiştir. Bu yüzden Müslüman coğrafyalarda sünnet kabul edilerek yaygın bir şekilde yaptırılır. Günümüzde Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Ateist fark etmeksizin dünyanın her bir köşesinde uygulanan bu yöntemi; dünyaca ünlü sporcular, devlet başkanları, Hollywood Yıldızları vb. düzenli olarak yaptırmaktadır.

·OZON TEDAVİSİ

Ozon (O3); oksijen atomundan oluşan açık mavi, renkli, keskin kokulu ve havadan ağır bir gazdır. Ozon tedavisi vücuda verilen kontrollü oksidatif strestir. Meydana getirdiği fizyolojik ve biyokimyasal tepkimeler nedeniyle bu tedaviye “tedavi edici şok” denilmektedir.

2. Dünya Savaşı sırasında Hitler tarafından özellikle savaş pilotlarının vücut direncini ve havada kalma sürelerini artırmak için zorunlu olarak uygulatılmıştır. Bu yüzden “Hitler Aşısı” olarak da bilinir.

Ozon Tedavisinin Kullanıldığı Hastalıklar;

·Bakteriyel, viral (Uçuk,Hepatit B,C vb),mantar ve parazitik hastalıklar,

·Kronik iyileşmeyen yaralar, yanıklar, enfeksiyonlar,

·İnflamatuvar barsak hastalıkları (Ülseratif kolit, chron vb.),

·Kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu,

·Göz hast.ları (Makular dejenerasyon vb),

·Kas-iskelet sistemi ağrıları ve hastalıkları, fibromiyalji,

·Bagışıklık sistemini güçlendirme,

·Nörodejeneratif hastalıklar (alzheimer, demans vb),

·Otoimmün hastalıklar (Romatoid artrit, lupus, sedef, hashimato, diabet vb.)

·Obezite, antiaging, yaşlanma karşıtı,

·Metabolizmayı hızlandırma,

·Kanserde yardımcı tedavi,

·Allerjik hastalıklar, dolaşım bozuklukları,

·Genel sağlığın ve iyilik halinin devamı…

Ozon Tedavisinde dikkat edilecek hususlar;

Ozon’un toksik bir gaz olması nedeniyle, ozon tedavisinde kullanılan tüm malzemelerin ozona dayanıklı imal edilmiş olması çok önemlidir. Güncel olarak sağlık sektöründe kullanılan sarf malzemelerinin (transfüzyon seti, enjektör vb.) bu tedavide yeri yoktur. Bu nedenle Ozon tedavisi konusunda eğitimli Uzman Hekim tarafından yetkili ve ruhsatlı Sağlık merkezlerinde/Hastanelerde yaptırılmalıdır.

·MEZOTERAPİ

Mezoterapi cildin orta tabakasına (mezoderm) çeşitli ilaç karışımlarının çok ince uçlu iğnelerle enjekte edilmesidir. “Orta deri tedavisi” olarak bilinir.

1952’de Fransız Dr. Michel Pistor tarafından geliştirilmiştir. İlk başlangıçta ağrı kesmek amacıyla yapılmış ise de son yıllarda kozmetik alanda çok büyük ilgi görmektedir.

Mezoterapi başlıca cilt yenileme, anti-aging, çatlak, leke, yara izi, bölgesel zayıflama, selülit,  saç dökülmesi, spor yaralanmaları, akut ve kronik ağrı tedavisinde kullanılır. 

Mezoterapide düşük miktardaki ilaç/ilaçlar mikroenjeksiyon ile direkt problemli alana verilir. Bu şekilde sistemik bir etki oluşturmadan ve ilaçların karaciğer tarafından etkisizleştirilmesi engellenerek hedef alanda maksimum ilaç ve etki düzeyine ulaşılır.

Mezoterapi Uygulamaları Nelerdir?

·Yüz/El/Dekolte mezoterapisi (Mezolift)

Donuk ve parlaklığını yitirmiş, kırışmış, sarkmış, lekelenmiş, çatlamış, akne, yara ve yanık izlerine sahip ciltler için etkili ve faydalı bir cilt yenileme yöntemidir.

Yüz mezoterapisi ile cildi yenileyen Hyaluronik asit, Bakır, DMAE, Lidokain, Magnezyum, Selenyum, Silica, Vitamin A, B1, B2, B3, B5, B6, C vit , Çinko, Amino asitler, Nükleik asitler, Alfa lipoik asit, Glutatyon gibi maddeler cilt altına minik iğnelerle uygulanır.

Bu faydalı maddelerin direk cilde verilmesi ve cildin uyarılması ile cildin kollajen ve elastin üretimi, elastikiyeti, nem oranı artar ve cilt yenilenir. Ciltteki sarkmalar azalır, kırışıklıklar hafifler ve cilt daha taze, dinlenmiş ve aydınlık bir görünüme kavuşur. İşlemden önce anestezik krem sürülür. İhtiyaca göre 1-4 hafta aralıklarla ortalama 2-8 seans uygulanır.

·Saç Mezoterapisi

50-100/gün saç dökülmesi normaldir. Patoloji; besin eksikliği, hormon dengesizlikleri ve kan dolaşımının azalmasıdır. Mezoterapi; saç dökülmesini önler, saç kalitesini iyileştirir, saç büyümesini uyarır.

Amaç; Saçlı derideki mikro dolaşımı iyileştirmek ve arttırmak, bölgeye besin sağlamaktır. Tedavi hastanın yaşı, saç dökülme oranı ve saçın yapısına göre belirlenir. Genel olarak 3-6 seans önerilir. İşlemden önce anestezik krem sürülür. PRP ile kombine edildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.

·Bölgesel Mezoterapi (Göbek, selülit, gıdı vb)

Karın, kol, sırt, basen ve gıdı gibi bölgelere, özel ilaç karışımları 1- 2 cm aralıklarla, çok ince uçlu iğnelerle enjekte edilir.

Amaç; Kan dolaşımının artması, Metabolizmanın hızlanması, Yağ dokusunun parçalanmasıdır. İhtiyaca göre 2-8 seans yapılabilir. (1/ 2 hafta) Uygulama öncesi ölçümler yapılır ve hastalar her seansta ameliyata gerek kalmadan yağlanma olan bölgelerden santim santim incelirler. Mezoterapi karışımının içinde dolaşım düzenleyiciler ve cilt sıkılaştırıcı ajanlar da bulunduğundan sarkma olmaz.

·AKUPUNKTUR

Akupunktur; latince iğne (acus) ve batırma (punctura) kelimelerinden oluşmaktadır. Türkçeye “iğnelemek” şeklinde tercüme edilebilir.

Geleneksel Çin Tıbbında, hastalıkların vücutta meridyen adı verilen kanallarda dolaşan yaşam enerjisinin (Qi) akışındaki bozukluklar nedeni ile oluştuğu varsayılmaktır. Akupunkturla, vücuttaki meridyenler üzerindeki belli noktalara iğne batırmak suretiyle, bozulan enerji akışının düzeltilmesi amaçlanır.

Akupunkturda istenilen sonucu elde etmek için temel unsur deriyi nereden uyaracağını bilmek ve uygun bir şekilde iğnelemektir.

Geleneksel Çin tıbbında insan yaşayan evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve her şeyin içinde varolan evrensel gücün insanın da içinde bulunduğuna inanılır. Qi adı verilen bu enerji insan vücudunda meridyen denilen kanallarda dolaşır. Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi sağlamak ve bu şekilde hastalığı önlemek amaçlanır.

İnsan vücudunun kendi kendini onarım gücü çok yüksektir. Vücudumuzda bu gücü harekete geçiren belli uyarı noktaları vardır ki, bunlara “akupunktur noktaları” denir. Bu noktalar uyarılarak vücudumuzdaki enerji dolaşımı normale döndürülür ve hastalık hali ortadan kaldırılır. Böylece organizma ilaç tedavisine gerek kalmadan, kendi olanaklarıyla hastalığın ortadan kalkmasını sağlar.

Akupunktur organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en önemli özelliği yan etkisinin olmamasıdır. İlaçsız tedavi yöntemi olan akupunktur, uzak doğu ülkelerinde üniversitelerde ders olarak da okutulmaktadır. Türkiye’de de kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır.

Akupunktur yaklaşık 5000 yıldır vücuda sivri bir cisim batırılarak uygulanmaktadır.

Akupunktur vücutta farklı yerlere yapılmaktadır. Ancak genelde vücut gövdesi ile kol ve bacaklar kullanılmaktadır. Bununla beraber mikrosistem olarak kulak, el, ayak ve baş gibi bölgelere yapılan akupunktur uygulamaları da vardır.

GETAT Merkezimizde özellikle obezite, migren ve kas-iskelet sistemi ağrılarına yönelik olarak uygulanmaktadır.

Editör: HABER MERKEZİ