Hiç şüphesiz insan kültür yaratan bir varlıktır.
Bu kültürün yaratılmasında bir çok etken mevcuttur. Herşey bir kültürün yaratılmasına mesnet teşkil edebilir.
Bunu irdeleyen birçok düşünür ve ilim insanı vardır.
Mesela çok yönlü bir mimar olan Turgut Cansever 3. Ağa Han ödül sahibi olarak hem mimarlık açısından, hem de yayınladığı eserlerle Türk mimarisinin arka planına felsefi bir düşünce yerleştirerek gelenekle moderni bir araya getirip inanılmaz güzellikte eserlere imza atmıştır.
Turgut Cansever bir kültürden yararlanmıştır.
Daha başka şeylerle bir araya gelen bu kültür daha sonraları bir medeniyet yaratmıştır. O medeniyet te bir yaşama tarzının, bir yaşantının temel taşlarını teşkil eder.
Bir yaşama tarzı meydana gelir.
Türkler Anadolu’ya geldikten sonra da bir yaşama tarzı geliştirmişler. Bu yaptıkları evde, mimaride, ibadethanelerde, çarşı-pazar her yerde gözle görülür. Bir tarz ile biçimlenmiştir.
Bir örf de hakim olmuştur.
Bu deprem sonrasında on ilde yaşanan büyük felaketin bir çok konusunun yanında özelde biraz da Hatay üzerinden tarihi ve kültür varlıkları üzerinden de kimi ilgili kimseler tarafından bu konu üzerine değinmeler oldu.
Kültür Bakanı M. Nuri Ersoy açıklamalar yaptı.
Türkiye, Anadolu toprakları, birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bu toprakları yaşayan bu medeniyetlere ait bir tarihi, arkeolojik eserler müzelerimizde çok zengin koleksiyonlar halinde saklanmakta, ziyaretçilere açık bir halde bulunmaktaydı.
Deprem bölgesi, bütün Anadolu’da olduğu gibi büyük bir tarihi ve kültürel varlıklara sahip bir yöre olarak bilinmektedir.
Kültür Bakanı’nın yaptığı açıklamalar gönüllere su serper nitelik taşımasına karşın kimi yerlerde bir takım hasar ve yıkımlara rastlanmıştır.
Müzelerden , Kahramanmaraş müzesinden bir takım taşınabilir müze eserleri bir başka yere nakledilmiştir.
Adıyaman, Gaziantep büyük ören yerlerine sahiptir. Komagene Krallığı, Zeugma mozaikleri bu yörede bulunmaktadır.
Daha bir çok yer bu mahiyete sahip özellikleriyle mücehhez bir kentler manzumesi içinde yer alan nazik illerdir.
En çok Hatay üzerinde durulmuş ve en çok Hatay konuşulmuştur.
Hatay’da büyük bir yıkım olmuş ve birçok kimse bu şehri terk etmek zorunda kalmıştır. Bu bir çok nedenden dolayı olagelmiş bir mecburi göç olmuştur.
Hatay 1937’de Atatürk ' ün müdahalesiyle anayurda katılmış ve birçok kültürün bir arada yaşadığı çok nadide kentlerden biri sayılmaktadır.
İlk Hıristiyanlara ait kilisenin yapıldığı, Müslümanların bu topraklara girdikleri sırada yaptıkları ilk cami Habib-i Neccar Camii ile havra burada yeralmaktadır. Üç farklı inancın bir arada yaşadığı bu kent çok farklı bir medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Burada yaşayan insanlar çok farklı bir yemek kültürü (gastronomi), sanat kültürü (medeniyetler korosu) müzik vs. yaratmaya sebep olmuşlardır.
Deprem sırasında ve sonrasında yapılagelen bir çok çalışma, enkaz arkeolojisi ile bu yöre toparlanmaya çalışılmıştır. Bu felaketin izleri ortadan kaldırılarak yeni bir hayatın filizlenmesi ve ortaya çıkması için yapılagelen gayretler o yöreye ve o yörede yaşayan insanlara yeni bir soluk verecek umudundayız.