CHP’de 39. Kurultay takvimi açıklanmış, mahalle delegelerinden genel başkanlığa kongre süreci başlamıştır.

Halkın seçtiği belediye başkanlarının gece operasyonlarıyla görevden alındığı, gösteri haklarını kullanan üniversite gençliğinin zindanlara atıldığı, yaşlıların çöplerden atık topladığı, eşine pazar parası veremeyen bir babanın intihar ettiği ve Cumhuriyet düşmanlarının “Hilafet isteriz” diye meydanlara indiği bu süreçte en ücra mahalledeki üyesinden, en tepedeki genel başkan tüm CHP’lilere ağır bir sorumluluk düşmektedir.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesindeki birinci vazife “Cumhuriyeti korumak ve kollamak” görevinin sadece dilek ve temennilerle, günlük basın açıklamaları ve siyasi demeçlerle yerine getirilemeyeceğini en başta CHP kadroları bilmek zorundadır…

Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimlerini, Atatürk ilkelerini, insan hakları ve demokrasiyi, korumak; hak, hukuk ve adaleti sağlamak için CHP iktidar olmak zorundadır ve buna mecburdur.

Ancak bilinmelidir ki; iktidara giden yol çok zor ve çok ağır engellerle doludur.

Hiç kimse; AKP’nin halkı yoksullaştırmasının CHP’ye kendiliğinden iktidar yolunu açacağı hayallerine kapılmasın…

Günlük yaşam sorunlarıyla boğuşan, çaresiz yoksul kitleler sığınacak güç ararlar. Dine, ahrete, güce, otoriteye, faşist ideolojiye sığınırlar. Bu kitleler faşizmin alt yapısı haline gelirler… Bunu da en iyi sağ partiler kullanır. AKP’liler boşuna “bu dünyada yoksul olanlar ahrette peygamber efendimize komşu olacak”… demiyor.

Son yapılan anketlerde AKP’nin öyle oy kaybediyor olması, CHP’yi kendiliğinden iktidar yapmaz. Zira geçmişte; Demirel gitti CHP gelmedi, Özal gitti CHP gelmedi, Çiller gitti CHP gelmedi, R.T.Erdoğan’ın gitmesi kendiliğinden CHP’yi iktidar yapmayacaktır.

Unutmamak lazım ki, bir ülkede iktidarın değişebilmesi için güçlünün zayıflaması yetmez, zayıfın da güçlenmesi gerekir.

CHP’nin iktidar yolu zor ve çetrefillidir. Bu zor yol; kendisini yeniden yapılandırmasından, öncelikle gençleri ve kadınları kazanarak örgütlerini güçlendirmesinden, etkin bir muhalefet dilinden, farklı katmanlarını bir araya getirecek fikir ve projelerin etrafında halkla bütünleşmenin yaratacağı geleceğe dair umut devriminden geçmektedir.

Yeni başlayan kurultay süreci bu açıdan çok önemli tarihi bir fırsattır. CHP bu süreci iyi değerlendirmelidir. Mahallelerdeki delege seçimlerinden genel merkezdeki kurultaya kadar bu surecin çok iyi idare edilmesi hayati bir zorunluluktur.

CHP kongre sürecindeki uygulamalarıyla Türkiye’deki tüm siyasi partilere örnek olmalı, halka güven vermelidir.

Bir partide, bir ülkede seçim yapılması, sandık konulması, birilerinin seçimle iş başına gelmesi o partiyi veya ülkeyi kendiliğinden demokrat yapmaz.

Zira demokrasi; sadece seçim sandığı ve belli zamanlarda yapılan seçimler değildir.

Unutulmamalıdır ki dünyayı kana boğan faşist diktatör kitleler seçimle iş başına gelmiştir.

Faşist Hitler seçimle gelmiştir

Faşist Mussolini seçimle iş başına gelmiştir.

CHP’li kadroların diktatörlükle suçladığı AKP kadroları da seçimle iş başına gelmiştir.

Demokrasi seçim ve sandıktan çok daha önce ahlak ve ilkeler rejimidir. Bunun içindir ki demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin rejimidir.

Gerçek demokrasilerde seçimlerin adil ve etik olması gerekir… Hile ve hurdayla yapılan seçimler, satın alınan seçmenler, oy almak uğruna dağıtılan makarnalar, kömürler, kişisel çıkarlar, koltuk hırsı için yapılan yarışlar demokrasi değil demokrasinin yüz karasıdır…

İnanıyoruz ki, CHP’nin delege seçimi, il ve ilçe kongreleri bireysel küçük hesaplara alet edilmeyecek, kişilerin koltuk yarışına dönüşmeyecektir…

Kökleri şanlı Kurtuluş Savaşı’nın şehit ve gazilerine ulaşan CHP’nin onurlu üyeleri, ülkenin ve halkın içinde bulunduğu bu zor günleri aşmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacak, üzerine düşen görevi kusursuz yerine getirecektir.

Çünkü tüm CHP’liler öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleridir.

Bu süreçte;

Her bir CHP’li, kendisini listeye yazanları değil; Uğur Mumcuları, Ahmet Tamer Kışlalıları, Bahriye Üçoklar’ı temsil edecektir.

Her bir CHP’li şehit asker ve polis ailelerini temsil edecektir.

Orman yangınlarında hayatını kaybeden insanlarımızı temsil edecektir.

Her bir CHP’li milletin efendisi olan köylüleri, üreten emekçileri, dar ağaçlarına çekilen Deniz’leri temsil edecektir…

Her bir CHP’li geleceğimiz olan Cumhuriyet’in bekçileri gençlerimizi, evlerimizin direği kadınlarımızı temsil edecektir.

Onun içindir ki, bu kongrede; tüm CHP’liler Mustafa Kemal’in en kutsal emaneti olan Cumhuriyet’e ve onun kurduğu CHP’ye sahip çıkmanın getirdiği tarihi sorumlulukla kongre sürecine katılacak, onun bunun adamı değil, halkın adamı olmanın onur ve gururuyla tarihi görevlerini yapacaktır…

Kimsenin şüphesi olmasın ki; CHP’nin değerli üyeleri yakınları için değil, yarınları için oy kullanacak, halkla bütünleşip partiyi iktidara taşıyacaktır.

Ve yarınlar hepimizin olacaktır…