TUİK inşaat üretim endeksi verilerindeki artışa değinen Erdem Çenesiz’e göre bu büyüme trendinde etkili olan çeşitli faktörler söz konusu. Bunların başında ise inşaat sektöründe başlayan hareketlilik geliyor. Önemli miktarda deprem konutu yapıldığını belirten Çorumlu iş insanı Çenesiz, bugüne kadar yapılan deprem konutlarından daha fazlasının da 2026 yılında başlayacağının ilan edildiğini, bunun da seramik sektörüne hareketlilik getireceğini ifade etti.
Erdem Çenesiz, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un açıklamalarına baktığımızda yılın sonunda bir konut seferberliğinin başlayacağını anlıyoruz. Özel sektör de yavaş yavaş projelere hız veriyor. Bunun da ciddi bir talep yaratacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Konut Arz’ının enflasyon ile mücadele tarafındaki önemine değinen Erdem Çenesiz, ”Yeterince konut üretilmezse enflasyon ile mücadele tarafında kira giderleri yüzünden zafiyet oluşuyor” dedi.
Seramik sektörünün maliyetlerinde ciddi artış olduğunu belirten Isvea Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Çenesiz, “Vitrifiye seramik ve seramik kaplama malzemeleri sektörlerinin maliyetlerinde ciddi artış var. Özellikle vitrifiye seramik tarafında işgücüne dayalı maliyet artışları var. Mavi yaka işgücü tedariğinde sorun yaşıyoruz. Dolayısı ile bu maliyet artışlarına sebep oluyor. Şirketlerde karlılık olmadığı zaman sürdürülebilirlik kalmıyor. Vittifiye sektörü maliyet artışları kadar fiyatlarını arttırmak zorunda” şeklinde konuştu.
“KONUT MALİYETİNİN DÜŞMESİ İÇİN
EKONOMİK ARSA ÜRETİMİ OLMALI”
Erdem Çenesiz, ”Konut fiyatlarında cazibe yaratmak için devletimizin arsa maliyetlerini düşürecek uygulamalar yapması faydalı olacaktır. Kamunun orta segmentte konutlar için arsa üreterek, halkımızın daha kolay konuta ulaşabilmesi için arz etmeyi planladığını duyuyoruz. Bu da bizler için büyük bir fırsat oluşturuyor” diye konuştu.
“İHRACATÇILAR İÇİN DAHA
CESUR ADIMLAR GEREKLİ”
İhracat için verilen reeskont kredilerini değerlendiren Erdem Çenesiz, “Merkez Bankası yöneticileri çok faktörlü zor bir süreç yönetiyorlar. Bundan eminiz ve empatik yaklaşıyoruz. Merkez Bankasının da sanayiciyi ve özellikle ihracatçıyı biraz daha gözetmesini istiyoruz. Bu ihracat rakamlarının bugün ki gücünü muhafaza edip devam ettirebilmesi için finansman şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor.
Merkez Bankası ve Bakanlığımızla yaptığımız temaslarda reeskont kredileri hep öncelikli konu oluyor. Reeskont kredilerinde gelecek dönem enflasyon beklentisi dikkate alınarak faiz belirlenmesinin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. İhracatı destekleyen reeskont kredileri 12 aylık veriliyor. Bunun 2025- 2026 yılı için geçici olarak 18 aya çıkartılması özellikle ihracatçı sanayi firmalarının bilançolarında bir rahatlamaya sebep olacaktır.
Merkez Bankasının reeskont kredilerini 18 aya çıkarmasını umut ediyoruz. İhracata dayalı krediler yani ihracat yapıldığı zaman kullanılan krediler, reeskont kredileri ihracata sebep olarak döviz bozdurulduğu için enflasyonla mücadelede bir dezavantaj sağlamıyor.
Döviz dönüşüm desteği süresi uzatıldı. Bunun için Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankasına teşekkür ediyoruz ve bunun devam edeceğini umuyoruz. ihracatçıların yıllık bağlantıları için süresinin ne kadar uzatılacağının önceden biliniyor olması ihracat bağlantılarda ihracatçının elini rahatlatacaktır. İhracatçı TL’nin reel değerlenmesi işgücü maliyetlerinin döviz artışından daha fazla olması sebebi ile kar marjlarını azalttı. İhracat artışının devam etmesi için döviz dönüşüm desteğinin devam etmesi şart” diye konuştu.

Muhabir: Haber Merkezi