Dünkü yazımızda. “Atatürk varsa, kadınımız var” dedik; nedenini, niçinini, niyesini de anlattık.
Vermek istediğimiz mesajı, algılayamayanlar (daha doğru bir ifadeyle anlamak istemeyenler) olmuş.
Destek iletileri yanında; cehalet kokan, her haliyle yobaz erkeklerin kalemlerinden çıktığı belli olan ama “kadın” rumuzu taşıyan iletiler de aldım.
O okurlardan (!) biri; “Atatürk yok ama kadınlarımız her yerde…” gibi bir abuk görüşü dillendirmiş.
Ben anlatamadım galiba…
Elbette her yerde kadınlarımız var.
Var olmasına var da; özellikle tarikat ve cemaatlerin egemen olduğu kırsal bölgelerde; kadınlarımız, erkekler(iy)le aynı haklara sahip mi, eşit düzeyde mi?
??!!...
Cami imamlığından, cemaat 'şeyhliğine' yükselen ve başta Fatih/İstanbul olmak üzere yurt çapında çok sayıda müridi olan, geçtiğimiz hafta içinde vefat eden, cenazesine kadınların sokulmaması için vasiyetleri olan Mahmut Ustaosmanoğlu; bakın kadınlar için neler saçmalıyor.
* Kadınların okuması gereksizdir. Gereksizlikten öte sakıncalıdır.
* Kadınların işyeri açması caiz değildir.
* Çok acayip bir zamandayız; iki karı almak çok zor, çok zor.
* Kadından memur olmaz, olmamalıdır. Kadın okutul(a)maz.
* Kadın sokakta gezecek bir şey değildir. Erkeğe görülecek bir şey değildir. (Erkek gözünden uzak olmalı, evlerinden dışarı çıkmamalıdır demek istiyor.)
* Mevla’nın izin vermediği şeyi yapmayın / yaptırmayın. Altından kalkamazsınız sonra. Kadından subay, polis olmaz, memur, öğretmen, hemşire olmaz.
* Kadınları otellerde çalıştırıyorlar. Ne hakkınız var buna? Bu tiplere basacaksın sopayı, bunlardan adam olmaz.
* Ey kadın denen yaratıklar. Altınlarınızı öttürmeyin, erkeklerin nefislerini uyandırıyorsunuz.
… …
Ve buna benzer daha nice saçmalıkları dillendiriyor.
Sadece Ustaosmanoğlu mu?
Ustaosmanoğlu gibi nice tarikat ve cemaat liderleri, nice tarikatçılar var.
Meydanı boş buldular çünkü.
Devir onların devri; sallıyorlar, sallayabildikleri kadar.
Karşılarında bir Atatürk yok nasıl olsa.
… …
Söylemek istediğimiz de bu işte.
ATATÜRK VARSA, KADIN VAR.