Bugün 19 Mayıs 1919. Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini başlatmak üzere 1919’da Samsun’a ayak basmasının 104. yıldönümüdür.

Yüce Türk Milleti için kendisine müstevlilerin (istilacı) vurmak istedikleri esaret zincirini kırdığı, hürriyet, istiklal ve istikbal için canını, varını yoğunu ortaya koyduğu, azim ve milli iradenin bir güneş gibi Samsun’dan Anadolu’ya doğduğu gündür.

Bu millet 5 bin senelik tarihi ile nice imparatorluklar kurmuş, hür doğmuş, hür yaşamış ve hür ölmüş bir millettir. Akif’in ifadesi ile “Hür yaşadım, hür yaşarım, hangi şaşkın bana zincir vuracakmış şaşarım” diye haykırdığı bir millettir.

Son Türk imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu, 600 sene cihan hakimiyeti kurmuş, Fatih, Yavuz, Kanuni gibi cihan padişahları gelmiş, geçmiş, Abdulhamid Han gibi kendisini milletine feda eden vatanperver hükümdarları bağrında barındırmış, Mustafa Kemal Atatürk gibi askeri ve devlet yönetiminde dehalar yetiştirmiş bir millettir.

Neticede 20 milyon km karelik toprakları ile dünya tarihinde ender bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu, insanların zevali olduğu gibi devletlerin de zevali vardır. Her zevalden bir kemal doğar kuralınca, iç ve dış düşmanların işbirliği ile koskoca imparatorluk çökmüş, kutsal vatan toprakları Sevr melaneti ile yedi düvel tarafından işgal edilmiş, orduları terhis edilmiş, silahları elinden alınmış, bu asil milletin namus, şeref ve izzeti ayaklar altına alınmış, payitaht İstanbul İngilizlerce işgal edilmiş, yönetim acımasız düşmanların eline geçmiştir. Halk nacar biçare şaşkındır. Yıllarca süren savaşlar milleti bitirmiş, açlık, yokluk, kıtlık halkı canından bezdirmiş, toplum herşeyini yitirmiş ama birşeyini asla kaybetmemiş. İmanı, hürriyet aşkı, hür yaşama azim ve iradesini hiçbir zaman yitirmemiştir.

*

Ey yüce Türk milleti. Tam işte bu anda; Ya istiklal, ya ölüm. Ya ölüm, ya zafer. Bu milleti bu zilletten yine bu aziz miletin azim, irade ve imanı kurtaracaktır” diye haykıran bir kahraman Samsun’dan bir güneş gibi doğmuş, 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a gelmiş ve İstiklal ateşini yakmıştır. Meşaleyi tutuşturmuştur. İşte bu kahraman Mustafa Kemal’dir. Bu günki T.C. devletinin temeline ilk harç 19 Mayıs 1919’da atılmıştır. Yüzbinlerce şehidin kanı üzerine bu devlet kurulmuştur. İmparatorluktan ulus devetine geçilmiştir. Bu kutsal mücadele öyle anıldığı gibi kolay olmamış, memlekette taş üstünde taş kalmamış, askerlik yaşı 15’e kadar düşmüş, genç-ihtiyar, kadınlar, çocuklar savaş meydanlarına sürülmüş, bu toplumsal irade ile bu aziz vatan düşmanlardan temizlenmiş, ecdad bizlere bu aziz vatanı böyle emanet etmiştir.

19 Mayıs 1919, işte bu milletin kurtuluş için and içtiği, yemin ettiği, işgalden vatan topraklarının temizlenmesi için Atatürk’ün komutasında Amasya, Sivas ve Erzurum Kongreleri ile toplumsal mutabakat imzaladıkları tarihin adı 19 Mayıs 1919’dur. İşte bunun için 19 Mayıs bu milletin kurtuluş bayramı, gençlerin şölenidir. Yani 19 Mayıs’ı unutmak, unutturmak bu milletin değerlerini, özünü, gözbebeğini, kalbini unutmaktır. Aksi ise yaşatmaktır. 19 Mayısların bir daha ebediyyen olmaması için bütün tedbirlerin yenilenerek alınmasının adıdır. Asil komutan Mustafa Kemal Atatürk ne diyor Türk gençliğine gençliğe hitabesinde; “Ey Türk gençliği, birinci vazifen, Türk istiklalini ve Cumhuriyetini korumaktır. Bu güç senin asil kanında mevcuttur” diyerek Cumhuriyeti asil Türk gençliğine emanet ediyor.

19 Mayıs, demokrasinin, çağdaş medeniyetin ve uygarlık seviyesine ulaşmak için gece gündüz çalışmanın andıdır. Ulusça çalışıp, muasır medeniyet seviyesine ulaşacak ve hatta geçeceğiz. Demokrasi, istiklal ve istikbal ancak böyle elde edilir ve korunur. Bu ise yüksek ilim ve teknoloji ile sağlanabilir.

AZİZ TÜRK GENÇLİĞİ!

Bir dirilişin, yok olmaktan kurtuluşun belgesi olan 19 Mayıs 1919 harekatını asla unutma, unutturma ve daima canlı tut. Nesline aktar, nefsine sindir. Bir devlet kanla, gözyaşı ile kurulur. Azim ve irade ile yaşatılır. Bu vatan milyonlarca şehidin kanı ile sulanmış topraklardır. Bunu korumalıyız. Çalışarak daima yüceltmeliyiz. Bir laftan bir hareket iş daha hayırlıdır. Bu milleti yönetenler, bu vatanın genç evlatlarına mutlaka iş vermelidir. Onları tembellikten kurtarmalıdır. Çanakkale ruhu, 19 Mayıs şuuru ancak böyle yaşatılabilir.

Bugün dünyada kim güçlü ise o haklıdır. Hak ve adalet gücün esiri durumundadır. Halbuki bizim dinimiz, kültürümüz güç, hak ve adaleti sağlamak için vardır. Güç ise sistematik, ilmi, fenni ve teknolojik çalışma ile mümkündür. Birlik ve beraberlik huzurla sağlanır. Huzur ise mutlulukla elde edilir. Neticede çalışma, iş, aş gereklidir. Bu ise yatırımla, istihdamla, işadamlarının çokluğu ile olur. Güçlü devlet güçlü milletin eseridir. Onun için gençlere mutlaka iş vermek olmazsa olmaz olmalıdır.

İmanımızla, gücümüzü birleştirir ve azimle çalışırsak ne Çanakkale, ne de 19 Mayıslar tekerrür etmez. İşte PKK, bu milletin milli varlığını emiyor, emperyal güçler Sevr hasreti ile ayrılıkçı hainleri destekliyorlar. Bu millet bu belayı atlatacaktır. Yüce Allah’ın sözü ile konuyu bitirelim:

“İnanıyorsanız, güçlüsünüz. Güçlü iseniz başarırsınız. O zaman Allah sizin yardımcınızdır.”

Tarih bunun şahididir.

Sağlıcakla kalın.