Belediye-İş Sendikası Çorum Şubesi’nin olağan genel kuruluna katılarak siyasetçilere ve emekçilere ayrı ayrı seslenen, konuşmasında da ülkede yaşanan sorunlara değinerek Belediye-İş’in tek partisinin Atatürk önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti Partisi olduğunu belirten Nihat Yurdakul, “Demokrasi, adalet, hukuk, eğitim, sağlık gibi hayatın her alanında geriye giden bir ülkeyle karşı karşıyayız” dedi.
Belediye-İş’in kongrelerinin geleneksel protokol dahilindeki toplantılardan değişik olması için gayret sarfettiklerini, bu nedenle toplantıya katılan özellikle siyasetçi ve yöneticilere özellikle teşekkür ettiğini ifade eden Nihat Yurdakul, göreve gelenlerin emekle, halkla, toplumla ve sokakla arayı açarlarsa bundan en büyük zararı ülkenin göreceğini, koltuğa oturanların sokağa emekçiye sırtını dönmemesi gerektiğini vurguladı.
Gelecekte çocuklarımıza medeni, çağdaş bir ülke bırakacaksak yönümüzü çağdaş dünyaya dönmemiz gerektiğini ifade ederek ülkeyi yönetmeye talip olanların bu tür kongrelere gelerek programlarını anlatması gerektiğini, sadece seçimden seçime gelenleri kabul etmediklerini ifade eden Nihat Yurdakul: “Gelişmiş ülkelerde sendikaların kongrelerinde ülkenin sorunları tartışılıyor. Ülkeyi nasıl daha güzele nasıl taşırız bunu konuşuyorlar” dedi.

A28Cb181 2Df9 4290 Bf4B 27441Fa9E189
“NASIL ÇAĞ ATLADIK?”
“İçiniz de hiç, yarınlarından emin olan, kaygısı olmayan arkadaşımız var mı? Sebebi nedir bunun?” diyerek nihayetinde ülkeyi bir siyasetin yönettiğini, demokratik kurallar içerisinde sandıkla yönetime gelmenin yetmediğini ve bunun takibinin de çok önemli olduğuna dikkat çeken Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Yurdakul: “Siyaset bir az önce söyledim bir program dahilinde ülkeyi yönetmeye talip olmanın adıdır. Ama biz çalışanlar başta işçi sınıfı siyaset yapmamalı, partizanlık yapmamalı. Herhangi legal ya da illegal yapının emrinde olmamalı. İşçi sınıfı yani sendikalar politika yapmalı. Politika; belirlenen bir hedefe ulaşma sanatı. Kırmadan dökmeden ulaşabilme sanatı. Hedefimiz ne bizim. Kısaca altını da doldururuz ama çalışmak, güler yüzle çalışmak, mutlu çalışmak, hizmet etmek, üretmek ve ailemizi çocuklarımızı namerde muhtaç ettirmemek ama dedim ya ülkeyi siyaset yönetiyor. Nihayet siyaset şekillendiriyor. Kararı o veriyor. O zaman bunları gerçekleştirecek siyasetçileri seçeceğiz. Buraya odaklanacağız hep birlikte. Bunu yapabildik mi? Yapamadık. Niye mi şimdi söylüyorum? Şimdi bakın hep deniyor ya siyasetçiler. Burada siyasi partilerin temsilcileri var. Buraya çıkacaklar anlatacaklar. Ülke çağ atladı diyecekler. Nasıl çağ atladı bu ülke? Bu ülkenin neresi çağ atladı. Bana göre bu ülke 50 yıl geriye gitti. 50 yıl geriye gitti” diye konuştu.
“EMEKLİ TAZMİNATLA
EV-ARABA ALIYORDU”
Kendisinin de işçi olduğunu hatırlatarak çalışırken tek düşüncesinin emekli olacağı günü hesaplamak olduğunu, alacağı tazminat ile bir ev ve olursa bir araba alacağını düşündüğünü belirten Nihat Yurdakul, “Geçmişte bir işçi tazminatı ile ev alabiliyordu. Bugünlerde bütçe görüşmeleri devam ediyor. Orada çıkıyorlar ve “2002’da asgari ücret şöyleydi biz bu kadar kat artırdık, çalışanı enflasyona ezdirmedik” diyorlar. Bu nasıl laf ya? Kime söylüyorsun sen bunu? Kime söylüyorsunuz bunu? Çıkın burada bize anlatın. Kardeşim senden önce benim arkadaşım 25 yıl çalışıp, tazminatını aldığında bir daire hatta bir de Murat araba alıyordu. Getir bana bunu. Şimdi ver bana bunu. Bize niye bunu söylüyorsunuz? Çıksın sizlerin içinden biri burada konuşsun. O dönemde 26 TL ile çeyrek altın alır düğünlere gidilirdi. Şimdi insanlar 200 TL vermeye utanır hale geldi. Neresi çağ atladı bu ülkenin?” diyerek iktidara yüklendi.
“UCUBE BİR SİSTEM”
2017 yılında ülkenin uçacağının söylendiğini, gelinen noktada milletvekili, parlamentosu olmayan ucube bir sistemin olduğunu belirten Nihat Yurdakul, “Hani dolar düşecek, enflasyon azalacak, ülke uçacak, parlamentonun itibarı artacaktı. Bunun kabahati siyasetçiler kadar bizim, Ülkenizi seviyorsanız, çocuklarınızı ailenizi seviyorsanız, ihanet etmeyeceksiniz. Türkiye’de ihanet ediliyor. Bunu söyleyip bunun ortadan kaldırılması için savaşacağız, mücadele edeceğiz. Bugün ülkede sanayi ve hizmet sektöründe 19 milyon işçi var. İşçi sınıfı bu işe el atmadığı, üniversitelerle birlikte hareket etmediği sürece iki yakamız biraraya gelmez. Bu işi düzeltecek güç, üniversiteler ve işçi sınıfıdır. Avrupa bunu yapıyor. Almanya da asgari ücret 2 bin 200 Avro. Biz şimdi 22 bin TL’lik asgari ücreti tartışıyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.

F29232C1 7D39 4C6F B7Df 79200930B27B

Muhabir: Haber Merkezi