AKP’li bir vekil, hem de inkılâp tarihi doktoralı biri
çıkmış; “Kurtuluş savaşı yapılmadı, şehitlikler hikâye…” demiştir.
Dünya bir tiyatro sahnesi… Ve herkesin de bir rolü var. O
pek sayın vekil (!) kendi rolünü oynamaktadır. Kendileri " Büyük Abi'nin
Çocukları"ndandır. Bu seçkin (!) tarih yorumunu yapmasaydı onu kim tanırdı
acaba? Kocaman bir hiç…
Bir anda gündeme oturmuştur ki ne oturmak. Biz kalkıp da bu
malum vekilin adını ansak daha bir şöhret olacak. Dediklerine cevap vermesek,
kendini adamdan sayacak. Ama asıl mesele ona bu rolü verenlerdir.
Sahibine kızan eşeğini, eşeğini dövemeyen de semerini
dövermiş.
O malum vekile Türk milletinin bir ferdi olarak şunları
söylemeliyiz ki sen tek dişi kalmış canavara benzeyen emperyalizmin bir
megafonusun… Hepsi bu… Hani esnafın dükkânlarında “Terziye iki çay…” diye
seslenilen düzenek vardır ya, işte öyle bir şey… Ancak bu kirli sesin inkârcı
seslenişinin kaynağı olan megafon Made in USA'dır. Bu megafon çakma Çin malı
bile değildir.
Tarih senin gibi nicelerini görmüş, nice gazete senin gibi
nice kalem erbabını köşelerinde taşımıştır. Sonra…
Sonrası kocaman bir hiç… O zavallılar tarihin atık alanına
gitmişler, hayatın ırmağı denizlere doğru akmaya devam etmiştir.
Şunu ise iyi bilmek zorundayız… Su uyur, emperyalizm uyumaz…
Aynı lades oynar gibi hep “aklımda…” demek zorundayız.
Emperyalizmin laboratuarlarında üretilmiş virüslerden
biridir senin gevelediğin. Bu virüsü senin gibi niceleri sakız misali
çiğnemiştir bilir misin? Ve raf kullanma ömrü biter bitmez emperyal efendileri
tarafından tükürülüp, deliğe süpürülmüşlerdir. Haa, bazılarına Egemen Bağış'ın
önerisi üzerine süre tanınmışsa da, akıbetleri mutlaka ya deliğe süpürülmek, ya
da çöpe atılmaktır.
Milleti Allah ile kandırmaya çalışan mürteciler de
kullanmıştır bu yalanı, ulus devleti bölmek, Cumhuriyeti yıkmak isteyen
bölücüler de… Amerikan mandacıları ile İngiliz Muhiplerini de unutmayalım…
Haksızlık etmeyelim mütareke matbuatının turuncu güllerine, sarı yasemin kokulu
sümbüllerine, emperyal lâlelerine…
Senin dediklerin hikâye vekil bey… O lafları çok duyduk biz
sencileyin nice yapay ve ucuz müsamere gülünden…
Hani şu senin “Kurtuluş savaşı yapılmadı, şehitlikler
sembolik…” dediğin Bağımsızlık Savaşı'mızın Yunan başkomutanı Trikopis`in,
hiçbir zorlama ve baskı olmadan her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Atina'daki;
Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk’ün resminin önünde ve saygı duruşunda
bulunduğunu söylesek ezberini mi bozarız acaba?
1938'de, ABD’li General Mc Arthur'un en zor, en problemli,
en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden
fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa
Kemal'i görmek için neler vermezdim…" dediğini yazsak yine mi ezberini
bozarız acaba?
2000'de dönemin ABD Başkanı'nın milenyum mesajında; ''Milenyumun
hiç şüphe yoktur ki; tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın
değil, asrın lideri olabilmeyi başarmış, tek liderdir…” dediğini söylesek engin
tarih bilgine (!) halel gelir mi?
Biz yine de şu bilgi notunu kayıt düşelim zamana…
“Yunan Tarihçiliğinin Gözüyle Anadolu Harekâtı”, Nilüfer
Erdem, İstanbul, 2010… 570 sayfalık bu çalışma Yunanistan’da ve Yunanca
kaynaklara dayanılarak yapılmıştır. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup
ahkâm kesenlere duyurulur.
AKP’li vekilin tam beyanı aşağıdaki gibidir ve dahi
tutanaklara geçmiştir.
“Şimdi bu süreçle ilgili başka şeyler de var. Belki bunlar
tartışılacak ama mesela Yunan tarihinde bir Ege savaşı yok. Bunu biliyor
musunuz? Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Bizim tarihimizin en
önemli savaşlarından biri Yunanlılara karşı verilmiş olan savaştır. Biz milli
güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler
temsili. Bunlar çok önemli, anlayış olarak bir yere gelmek istiyorum. Burada
Ankara Hükümetinin meşruiyetiyle bazı şeyler yapılmış süreç içinde bazı şeyler.
O zamanki İngiliz sefirinin telgrafları var, İngiltere’ye çektiği telgraflar.
Bunlar bütünleştiği zaman tartışacağımız şeyler çıkıyor.”
Tartışmak!.. Gün gelecek İngiliz Muhipleri ve Wilson
Prensipleri Derneği kurucularının artıklarından milli tarihi yazanların
çocukları olan biz Türkler hesap soracağız.
Türk milleti her türlü etnik, dini siyasi ayrılığı
öteleyerek yeniden birleşip bütünleştiği anda tarih, gerekli yanıtı yeniden
yazacaktır. Bu gerçeği en iyi bilenler birilerini megafon niyetine kullanan
emperyalistlerdir. Su uyur emperyalizm uyumaz…
Emperyalizm hiç uyumaz. Ama asıl mesele emperyalist
patronların kucağına oturan, ileri demokrasi ninnisiyle uyuttukları
işbirlikçilerin Türk milletine söyledikleri yalanların altındaki büyük ve
çirkin gerçeğin açığa çıkarılmasıdır.
Asıl mesele milli tarihin çökertilerek, devletin ülkesi ve
milleti ile bölünmez bütünlüğünün yok edilmesidir.